Petrol ne diyorsa, bakır tersini söylüyor

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

Finansal piyasalar hiçbir şey yaşanmamış gibi yoluna devam ediyor. Daha iki hafta önce, İngiltere’deki AB referandumu sonrasında kaos senaryoları fiyatlanıyordu. Her şey normale döndü. Piyasalar günlük yaşıyor. Fiyatlamaların iki gün sonra nasıl olacağını kimse öngöremiyor.

Bu tarz piyasa ortamlarında; bakır, petrol ve altın fiyatlarından feyzalmaya çalışırım. Bu emtiaların fiyatlarından da şu aşamada ‘‘istikrarlı’’, ‘‘eş zamanlı’’ sinyaller gelmiyor. En büyük spekülatör grubu olan hedge fonlar, haziran ortasından beri bakırdaki satış pozisyonlarını kapatıyor. Satış pozisyonlarını kapatmak için de doğal olarak alım yapıyorlar. İngiltere’deki referandumdan ‘‘çıkış’’ kararı çıktıktan sonra da bu fonlar satış pozisyonlarını kapatmaya devam ettiler. Hatta mayıs başından beri ilk kez bakırda ‘‘net alım’’ pozisyonuna geçtiler. Bir yanda bakır fiyatı güçlü duruyor. Diğer tarafta hemen herkes İngiltere’nin AB’den çıkışının dünya ekonomisinin büyüme rakamı üzerinde baskı oluşturacağını söylüyor. Doktor unvanına sahip tek emtia olan bakırın küresel ekonomi konusunda tahmin yeteneği yüksektir. Ortada tuhaf bir durum var. Bence bakırda global büyüme beklentilerinin iyileşmesinden ziyade, Çin devletinin teşvik politikaları fiyatlanıyor. Kritik makro verilerde daha fazla zayıflama olmaması için Çin’in her türlü önlemi alacağı düşünülebilir. Çin beklentisine ek olarak, büyük Merkez Bankalarının gevşek para politikaları uzun süre daha devam edebilir. Spekülatörlerin bakır sevdasının bitmemesini bu etmenlere bağlıyorum. Likidite politikalarının ekonomik büyümeyi ne kadar destekleyeceği tartışılır. Büyük Merkez Bankaları bu politikaları yıllardır uyguladığı halde, yatırımcıların sevdiği ifadeyle trilyonlarca dolar basıldığı halde, büyüme rakamlarının beklentilerin altında kalması hayal kırıklığıdır.

Spekülatörler petrolde satış pozisyonlarını koruyorlar. Global büyümeye yönelik tahminler artmış olsa, alım pozisyonunda olurlardı. İlginç olan nokta; spekülatörlerin petroldeki satış pozisyonları mayıs sonundan beri ikiye katlandı. Fonlar aynı dönemde bakırda satış pozisyonundan alım pozisyonuna geçerken, petrolde yeni satış pozisyonlarını artırdıkça artırdılar. Kaldı ki bu dönemde ABD’de aktif sondaj kuyusu sayısı kademeli biçimde arttı. Petrol üretimi düştü. Bu temel faktörlerin petrol fiyatını desteklemesi beklenebilir. Petroldeki durumu, ekonomik büyüme beklentilerinin iyice düşmesine bağlıyorum. Tabii aktif sondaj kuyusu sayısının artmaya devam etmesiyle, petrol üretimindeki düşüşün sürmesiyle, petrol piyasaları yılsonuna doğru dengelenebilir. Uzun vadede ki gerçek anlamda uzun dönemden bahsediyorum, petrol piyasası stabilize olabilir. Kısacası; piyasaların nabzını ölçmek için kullandığımız bakır ve petrol fiyatları gibi öncü indikatörlerden karışık sinyaller geliyor.

Altında spekülatörlerin alımları devam ediyor. Yazılarımda sıkça değindiğim, Batılı yatırımcıların fiziksel alımları bütün hızıyla sürüyor. Avrupalı ve Amerikalı yatırımcıların fiziki altına olan ilgisi yılbaşından beri istikrarlı biçimde artıyor. Grafiksel açıdan da altında bir sorun  gözükmüyor. Madencilik endeksleri fena durumda değil. Dünyadaki düşük ve negatif faiz ortamı, ekonomik belirsizlikler, döviz piyasalarındaki endişeler, İngiltere’nin AB’den çıkışının yaratacağı olası jeopolitik riskler, altın tutmanın fırsat maliyetinin çok düşük olması, altın boğalarının pozitif senaryolarını destekliyor. ABD 10 yıllık tahvil faizinin tarihin en düşük seviyelerinde olması, Japon Yeni’nin hala güçlü olması, altına olan ilgiyle aynı çerçevede değerlendirilebilir. 

Dünya piyasalarına kısa vadede yön verenler spekülatörlerdir. Bakır, petrol ve altın gibi majör emtialarda spekülatör pozisyonları açısından bu kadar ayrışma olduğunu hatırlamıyorum. Böylesine karışık bir piyasa ortamı varken, yatırımcı çok kısa vadeli ve düşük miktarlı pozisyonlar taşımalıdır. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019