Petrol İran nedeniyle düşebilir
Yunanistan anlaşması açıklandığına göre, diğer gelişmelere bakabiliriz. Petrol fiyatında son günlerde bir artış var. Bizim için önemli olan Brent petrolün fiyatı, bu hafta 120 doların üzerine çıktı.
Petrol fiyatındaki artış iki etkene bağlanabilir. İlk olarak; Yunanistan riskinin şimdilik ortadan kalkması düşünülebilir. Kurtarma planının gerçekleşme olasılığı yüksekti. Çünkü Avrupa politik olarak bu tarz bir iflasa hazır değildi. Uzun dönemde, kemer sıkma tedbirlerinin yaratacağı milliyetçi akımlar, Yunanistan'ın euro bölgesindeki kaderini belirleyebilir. Anlaşma beklentisi, petrol fiyatlarını etkilemiş olabilir. Yunan çözümü, küresel ekonomide bir denge sinyali olarak yorumlanabilir. Dünya ekonomisinde bir toparlanma yaşanırsa, petrol talebi artabilir. İkinci etken olarak; İran'ın agresif tutumunun arz tarafında bir sıkıntıya yol açması gösterilebilir.
Bu faktörleri iyi analiz etmek gerekiyor. Yunanistan anlaşmasına rağmen, hala büyük riskler var. Biraz daha geniş açıdan bakmak faydalı olabilir. Piyasa, AB finans sisteminin ne kadar kötü durumda olduğunu unutuyor. Bölgede kredi mekanizması çalışmıyor. Bankaların borçlarını azaltma süreci yeni başladı. Finansman açısından, Avrupa Merkez Bankası'na(AMB) olan bağımlılık zirve yaptı. Resesyon başladı. Daha da derinleşebilir. Petrol tüketimi bu durumda azalabilir. İyimserlik, ekonomik açıdan yanıltıcıdır.
AMB'nin likidite operasyonlarının ekonomileri destekleyeceği de düşünülebilir. Fakat tahvil alımları, para politikaları, özel sayılabilecek böyle bir resesyonda toplam talebi etkilemiyor. Bu durum; Japonya ve ABD örneklerinde de görüldü.
AB'ye ek olarak, gelişmekte olan ülkelerin büyümeleri de hız kesecek. 2011'de yüzde 8 civarında büyümesi beklenen Türkiye'nin, 2012'de resmi büyüme tahmini yüzde 4. Çin, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerin büyüme beklentileri de düştü. Petrol konusunda, lokomotif ülkelerden ilave bir talep gelmesi zor gözüküyor.
Olası bir İran-ABD savaşı tabii ki büyük bir risk oluşturuyor. İran'a saldırı tarihinin belli olduğuna dair istihbarat raporları sızıyor. Olaya başka bir açıdan da bakılabilir. İran petrolünün en büyük iki müşterisinin Çin ve Hindistan olduğu biliniyor. Bu iki ülkenin ABD ve AB yaptırımlarına karşı çıkmalarının en önemli nedeni, İran'dan daha ucuza petrol almak. Bu ülkeler, ne zaman isterlerse piyasa fiyatından alım yapabilirler. Ancak İran, petrol gelirinden uzun süreliğine vazgeçemez. İran, ithal ettiği tarımsal ürünlerin parasını ödeyemiyor. Önceki ödemeler yapılmadığı için, yeni kargolar gemilere yüklenmiyor. İran, piyasa fiyatının çok altından Çin ve Hindistan'a petrol satabilir. Çin ve Hindistan, köşeye sıkışmış olan İran'dan bir bakıma faydalanıyor.
İran nükleer çalışmalar konusunda bir yandan sert bir tutum sergilerken, öte yandan bu işin bitmesini istiyor. Resmi enflasyon rakamı yüzde 22.5'e yükseldi. Alınan ücretler, temel gıda ürünlerini almaya yetmiyor. İran Dışişleri Bakanı'nın; 'İran'ın AB'ye, AB'nin İran'a ihtiyacı var. İran-AB ilişkileri normale dönecek.' açıklaması gözüme çarptı. Finansal açıdan biraz nefes almak için, nükleer çalışmalar konusunda geri adım atabilirler. En azından geçici bir süreliğine.
Kısacası; petrol fiyatını bugün destekleyen gelişmeler, tersine de dönebilir.