Petrol fiyatlarının oynaklığı ve düzenliliği

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Petrol fiyatlarının oynaklığı ve düzenliliği -yani fiyat serilerinde birim kök bulunup bulunmaması- dünya ekonomisine damgasını vuran temel emtialardan petrolün hikayesini bize dolaylı yoldan anlatıyor (in a nutshell). Önce ilk grafik (Kaynak: Eyal Dvir & Kenneth S. Rogoff, 2009).
Grafik bize ne anlatıyor? Petrolün bir fiyat serisi olarak endekslenebilecek öneme sahip olduğu ilk yıl 1861. Bu yıldan 1878 yılına kadar petrol fiyatları hiç durağan değil. Üstelik ikinci grafik bize bu ilk dönemde oynaklığın da yüksek olduğunu söylüyor. İlk grafik 1972 yılından -yani ilk petrol şokundan- itibaren petrol fiyatlarının yeniden durağanlıktan (low persistence) uzaklaştığını (high persistence) söylüyor. Açık ki bu dönem OPEC'in arz üzerindeki kontrolünün arttığı ve 1973 şokuyla özellikle Avrupa ekonomilerini -elbette ABD'yi de, ama Avrupa'dan daha az- vurduğu dönem. Teknik olarak petrol fiyat endeksi I(0) olmaktan çıkıp I(1) oluyor; yani seri birinci dereceden entegre olup, trend gösteriyor.
Tuhaf olan şu: 1878-1972 arasında, yani arada 2 dünya savaşının da olduğu yaklaşık 100 yıllık dönemde, petrol fiyatı "durağanlaştırılabilmiş". Grafik bunu açıkça gösteriyor. 1878 yılıyla başlayan dönem yaklaşık olarak şöyle bir dönem: ikinci sanayi devrimi dönemi. İkinci sanayi devrimi "Uzun Depresyon" (Long Depression) dönemine ve klasik sömürgecilik çağı sonrası dönemin emperyalizmine -bu kavram ilk defa Britanya'nın yayılmacılığının yeni niteliğini gözönüne sermek için Hobson tarafından 1902 yılında kullanılmıştır- de sahne olmuştur. Zamanında Büyük Depresyon diye adlandırılan Uzun Depresyon, 1929 sonrası daha büyük depresyon yaşanınca Büyük Depresyon adını kaybetti. NBER'a (National Bureau of Economic Research-ABD) göre 1873-1879 arası süren Uzun Depresyon hala pek çok kaynakta 1873-1896 veya 1897 arasına yayılmış olarak kodlanıyor. Ama ABD'de bile 1879-1901 arası 253 ayın 114'ü resesyonda geçtiği için aslında uzun bir depresyon-resesyon sarmalından bahsetmek o kadar da yanlış olmayabilir. Fiyatlar yüzde 25, üretim yüzde 5 düştü ama asıl darbeyi demiryolları aldı. 1873 öncesi tepe yapan demiryolu yatırımları şirket tahvilleri ile finanse ediliyordu ve sermaye yatırımlarının yüzde 15-20'si bu sektördeydi. Çöküş otomatik olarak yatırımların 1/5'inin devreden çıkması demekti. Kabaca 2008 resesyonunda Türkiye'de özel sermaye yatırımlarındaki düşüşe eşit bir yatırım daralması oldu. Tahvillerin çöküşü ayrıca mali piyasayı bozdu. Çelik üretimi yüzde 45 düşerken, inşaat sektörü ve dayanıklı tüketim malları (yüzde 30 düştü) ağır darbe aldı. 1921 resesyonuyla aynı şiddette bir dalga yaşandı.
Petrol fiyatları bu dönemde stabilize oluyor. 1861-1878 arası demiryollarının gelişimi çok hızlı ve sanayi gelişiyor. Kalıcı talep şoklarının yaşandığı hızlı sanayileşme dönemlerinin ikincisi de 1970'lerden sonra Uzak Doğu'nun ve 1990'lardan itibaren Çin'in yarattığı talep. Talebin karşısında arz var ve örneğin OPEC'in zaman zaman etkili olabilen arz kısıtlamaları talep şoku karşısında arzın artırılamaması anlamına gelebiliyor.
Şimdi de ikinci grafik. Burada 1930'larda bir volatilite kırılması görülüyor. Volatilite kırılmasıyla beraber, 1934-1972 aralığının daha da "smooth" hale geldiği söylenebilir. İlginç olan nokta 1929 sonrası ne olduğu değil: 2. Dünya Savaşı'nda da reel petrol fiyatlarının kontrol edilebilmiş olması.
Stabilizasyon mesela piyasa yapısında değişiklik, örneğin 1880'lerden itibaren demiryolu taşımacılığının by-pass edilip uzun mesafeli denizyolu taşıyıcılığıyla petrolün sanayi bölgelerine iletilmeye başlanması gibi, gerektiriyor. Kontrol gücünün arttığını da görüyoruz: mesela 1956 Süveyş kanalı krizi sırasında ABD kendi kaynaklarını arz ederek fiyatı kontrol altında tutabiliyor. Fiyatı kontrol edebilme gücü doğrudan kaynağı kontrol etmekten veya el koymaktan daha önemli olabiliyor.  
Olay bu ise soru şu: Petrol fiyatlarının yukarıda seyretmesine ABD ne kadar süreyle izin verir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019