Performans değerlendirme dönemine hazır mısınız?
2022 yılını bitirip 2023 yılına girdiğimiz bu günlerde, çalışanların heyecanla beklediği performans değerlendirme dönemi geldi. Çalışanlar emeğinin değerlendirildiği bu dönemi bazen heyecan bazen de endişe ile bekliyorlar. Biliyoruz ki mutlu, işlerine bağlı çalışanlar, her zaman daha iyi sonuçlar üretiyor ve bunun sonucunda işverenler de çalışanlarını kaybetme olasılığını düşürürken aynı zamanda başarılı iş sonuçlarına ulaşıyor.
Peki, çalışma hayatının önemli bir parçası olan performans değerlendirme dediğimizde neden birçok soru ve sorunu düşünüyor ve gerçek performansa odaklanamıyoruz? Önce performans değerlendirmenin amacını biraz daha detaylandırmak isterim.
Performans değerlendirmelerinin amacı nedir?
Performans değerlendirmeleri, çalışanın kendisini veriler ile ifade etmesini teşvik eden, güçlü yönleri ve gelişime açık alanlarını belirlemesine yardımcı olan oldukça değerli bir araç, yöntemler bütünüdür. Bu değerlendirmeler bireysel performans ve sonrasında ekip performansını takip etmeye, işverenlerin ve yönetim ekiplerinin kurum ile ilgili bütünsel bir değerlendirme yapmasına ve aksiyonlar almasına olanak tanıyor. Yani performans değerlendirme, ekibinizi uyumlu hale getirecek, beklentileri karşılayacak ve çalışanların gelişimine yatırım yapmanızı sağlayacak önemli bir araç.
Performans değerlendirme uzun zamandır iş dünyasının olmazsa olmazlarından ve genelde yılda bir kez uygulandığını görüyoruz. Özellikle son yıllarda performans değerlendirmelerine bakış açısının değiştiğini, hak ettiği önemi kazandığını görüyoruz. Performans yönetim sisteminin amacına ulaşabilmesi için değerlendirmelerin objektif olarak yapılması, bu değerlendirmelerin terfi veya ücret, prim sistemi ile doğru ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Gelişimi, iş birliğini ve stratejiyi desteklemeyen bir performans yönetimi sadece kâğıt üzerinde oluşturulmuş, gerçek olmayan amacına hizmet etmeyen bir sistemdir.
Performans yönetimini sistemli bir şekilde uygulayan kurumların, gün geçtikçe daha çok geliştiklerini, başarılı iş çıktılarına ulaştıklarını, büyüme eğrisinin artan şekilde devam ettiğini görüyoruz. Bu kurumlar hedef belirleyen, bu hedeflerin gerçekleşme durumunu sıklıkla takip eden, gerekli gördüğü zamanlarda hedeflerini güncelleyen, bireysel hedefleri kurum hedefleri ile paralel hale getirerek, stratejiyi belirleyen bakış açısı ile hareket ediyorlar.
Kısa dönemli hedefler önem kazanıyor
Performans değerlendirmelerini objektif olarak yapan, sonuçlarını takip eden kurumlar, süreçlerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi ile birlikte çalışanların, ekiplerin geliştirilmesine yani organizasyonun nasıl daha başarılı olacağına daha çok kafa yoruyorlar.
Değişen iş koşulları ve ekonomik gündemler sebebi ile yılda bir defa yapılan performans değerlendirme, hedeflerin gözden geçirilmesinin artık yerini kısa dönemli hedeflere bıraktığını görüyoruz. Geleneksel performans yönteminden daha yararlı olduğu gün geçtikçe daha çok kabul edilen ise sürekli performans yönetimi yani kısa dönemli hedefler ve strateji ile kalibrasyonu diyebiliriz.
Katılımcı ve kapsayıcı performans değerlendirmesi
Son yıllarda OKR (Objectives and Key Results / Hedefler ve Anahtar Sonuçlar) sürekli izlenebilen, ihtiyaç halinde hızlıca revize edilebilen, objektif verilere dayanan, şeffaf yeni nesil performans yönetimini destekleyici araç olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle OKR uygulayan kurumlar, çalışanların kendi hedeflerini takip etmesini sağlayan, özgün, adil, şeffaf sistemler yaratarak, katılımcı ve kapsayıcı performans değerlendirmesine olanak tanıyor. Yılda bir veya iki defa sadece verilerin sorgulandığı bir performans değerlendirmesi, OKR ile yerini; çalışma dönemi boyunca çalışanların da dahil oldukları, yöneticiler ile birlikte sonuçları takip ettikleri objektif ve adil bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Çalışanların performans değerlendirme döneminde en büyük stres ve endişeleri, gerçekten tüm çalışma dönemi boyunca ortaya koyulan performansın adil şekilde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, gelişime yönelik geri bildirimin verilip verilemeyeceği oluyor. İşte OKR çalışanın bu beklentisini tam da olması gerektiği gibi karşılayacak altyapıyı sağlamış oluyor.
Çevik bir organizasyon olmak nasıl emek ve zaman istiyorsa, OKR temeline oturan bir performans yönetimi de kurumun kültür ve dinamiklerine göre hazır olma süresini belirliyor. OKR’lar ile çalışan ve organizasyonun hedeflerinin tanımlanması, sürekli olarak izlenmesi, ölçülmesi sağlanırken, kurum hedefleri ile çalışan hedeflerinin ortaklaştırılması yani ortak bir hedefe doğru hareket etmeyi de önceliklendirmiş oluyor. Sürekli gözden geçirilen, verilere dayalı yapılan performans değerlendirme ve bunun sonucundaki ödüllendirme sistemleri, kurumda güven ortamı ve çalışan bağlılığına hizmet eden en önemli araçlardan biri haline de gelmiş oluyor.
2023 yılı için hedeflerinizi, önceliklerinizi belirlediğiniz, sürekli gözden geçirdiğiniz dinamik bir performans yönetimi için yarın başlamaya hazır mısınız?