Perakendenin yeni gözdesi yapay zekâ
Üretken yapay zekâ, birçok sektörde olduğu gibi hizmet ve perakende sektörü için de bir oyun değiştirici potansiyeli taşıyor. Mağazalardaki kameralardan alınan ya da dijitalde bırakılan milyonlarca veri doğru işlendiğinde kârlı bir gelir modelinin kapısını aralayabiliyor.
Günümüzde giderek daha fazla sayıda şirket, işlerini dönüştürmek için dijital çözümlere ulaşmanın yollarını arıyor.
Yerel yönetimlerin akıllı şehir projelerinin planlanmasına yönelik çalışmaları da hızla artıyor. 5G ve IoT (nesnelerin interneti) uygulamalarının mevcut büyümesine ve yapay zekâ kullanımının artmasına ek olarak, sadece bulut üstünde çalışması için tasarlanmış uygulamaların çoğalması ve GPU programlama gibi ihtiyaçlar, yeni altyapı tasarımında zorlukların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Yeni bilgi işlem altyapılarının, küçük ve orta boy işletmeler kadar büyük şirketlerin de teknoloji trendlerini kullanmalarına izin verecek yeterlilikte olması gerekiyor. Bu altyapıların, aynı zamanda artan taleple birlikte ölçeklendirilebilecek şekilde esnek olması da giderek daha fazla önem kazanıyor.
Kârlılığı katlıyor
Bu alanda motivasyonu en yüksek şirketlerden biri de perakende ve hizmet sektörü. Mağazalardaki kameralardan alınan ya da dijitalde bırakılan milyonlarca veri, doğru işlendiğinde kârlı bir gelir modelinin kapısını aralayabiliyor. Türkiye’de bu alanda çok ciddi yatırımlar yapan DT Cloud CEO'su Tolga Dinçer ile bu alandaki yeni gelişmeleri ve fırsatları konuştuk.
Birçok mağazada uygulamalar hayata geçirdiklerini ve bu sayede kârlılığı artırdıklarını belirten Dinçer şunları anlattı: “Biz mağazalara bir dijital beyin koyduk. Eskiden mağazalarda ya da bankalarda güvenlik sayardı girenleri mesela. Biz bunu artık yapay zekâ sistemine bağlıyoruz. Bizdeki çözüm; bir hologram ekranı içinde, AVM’ye şube açmadan koyuyorsunuz bunu, çipli kimliğinizle kendinizi doğrulayıp işlem yapıyorsunuz beraber. Aslında tüm hareketliliğin içindeki anlamı bulmaya çalışıyorsunuz. Buna göre mağaza dizaynınızı yeniden yapabilirsiniz.
Hangi ürünlerin ilgi çekip çekmediğini hızlıca anlayabilirsiniz. Hatta yanında ATM var, ATM dokunmadan size para veriyor. Cep telefonuyla telekonferans da yapabiliyorsunuz. Gerçek bir kişi değil karşınızdaki ama gerçek bir kişi gibi, bir anlamda chatGPT gibi. Şu an, bankalar dahil belli sistemlerde kullandığımız bu tür işlemler yapay zekâ değil aslında, roolways chatbotlar. Belli işlere cevap veriyorlar. Bu kanallar sizden görüntü ve ses alıyor. Arkada cloudboard var. Mevcut bankacılık uygulamalarınızı bağlayabiliyorsunuz.”
100 çalışanı var
Dinçer, ulaştıkları büyüklüğü ise şöyle özetledi: “Şu an tamamen mühendislerden oluşan 100’ün üzerinde çalışanımız var. Google ile Amazon’un arkasında ne çalışıyorsa bizim de benzer bir reçetemiz var. Ama onlar bunu 20 sene önce yaptı. Bizimki çok daha güncel ve fiyat avantajımız var. Bizim sistemde ayrıca biz müşteri verilerine erişemeyiz. Hiçbir teknik uzmanımız herhangi bir arıza olmadan hiçbir sisteme erişemez. Yıllık 10 milyon dolar civarında bir gelirimiz var, bunu gelecek yıl 20 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu gelire dışarıdan, yurtdışından gelen pay yüzde 20 civarında, gelecek yıl ise yüzde 50-50 hale geleceğini öngörüyoruz.”