Perakende satış vesikalarının gider kaydı ve KDV indirimi
Belgelendirme zorunluluğu ve fatura verme-alma mecburiyeti
Vergi Usul Kanunu'nun 227'nci maddesi hükmü uyarınca, anılan kanunda aksine hüküm olmadıkça, anılan kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.
Ancak, anılan kanunun 228'inci maddesinde hüküm altına alındığı üzere, aşağıdaki giderler için ispat edici kağıt aranmaz:
1. Örf ve teamüle göre bir vesikaya istinat ettirilmesi mutat olmayan müteferrik giderler;
2. Vesikanın teminine imkan olmayan giderler;
3. Vergi kanunlarına göre götürü olarak tespit edilen giderler.
1 ve 2 numaralı fıkralarda yazılı giderlerin gerçek miktarları üzerinden kayıtlara geçirilmesi ve miktarlarının işin genişliğine ve mahiyetine uygun bulunması şarttır.
Öte yandan; anılan kanununun 232'inci maddesi hükmü uyarınca, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:
1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
2. Serbest meslek erbabına;
3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
5. Vergiden muaf esnafa.
Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 1.1.2011'den itibaren 700 TL'yi geçmesi veya bedeli 1.1.2011'den itibaren 700 TL'den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.
Perakende satış vesikaları
Vergi Usul Kanunu'nun 233'üncü maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedellerinin aşağıdaki vesikalardan herhangi biri ile tevsik olunacağı ifade edilmiştir:
1. Perakende satış fişleri;
2. Makineli kasaların kayıt ruloları;
3. Giriş ve yolcu taşıma biletleri.
Perakende satış fişi; makineli kasaların kayıt ruloları ve biletlerde, işletme veya mükellefin adı, düzenlenme tarihi ve alınan paranın miktarı gösterilir.
Perakende satış fişi ile giriş ve yolcu taşıma biletleri seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir. Bu fiş ve biletler kopyalı iki nüsha olarak tanzim edilir ve bir nüshası müşteriye verilir. Makineli kasa kullanıp da müşteriye fiş (makineli kasanın önceki fıkrada belirtilen malumatı ihtiva eden fişi) verilmemesi halinde, perakende satış fişi tanzimi ve müşteriye verilmesi mecburidir.
Öte yandan, 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun hükümleri uyarınca; satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, anılan kanuna göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetindirler.
Ödeme kaydedici cihazlar kullanılarak verilen satış fişleri ve rulolar yukarıda sayılan mükelleflerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışların ve yaptıkları işlerin belgelendirilmesinde kullanılır ve fatura yerine geçer.
Fatura yerine perakende satış vesikası alınması ve bunlardaki KDV'nin indirimi
Vergi Usul Kanunu'nun yukarıda açıklanan 232'nci maddesindeki hükümden hareketle 167 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin yukarıda beş madde halinde sayılan kimselere sattıkları emtia veya yaptıkları işler için satılan emtianın veya yapılan işin bedeli ne olursa olsun fatura vermelerinin emtiayı satın alan veya hizmeti yaptıran bu kimselerin de fatura istemelerinin ve almalarının zorunlu olduğu ve bunlar için perakende satış fişlerinin geçerli olmayacağı belirtilmiştir.
Ancak, 204 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak; işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen Kanuni haddi aşmayan, diğer bir anlatımla perakende satış fişi (veya yazar kasa fişi) düzenleme sınırları içinde kalan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257'nci maddesinin Maliye Bakanlığı'na verdiği yetkiye dayanılarak uygun görülmüştür. Anılan tebliğde; işletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesinin ve defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılmasının gerekli olduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, 206 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde ise; 204 Nolu Tebliğ'le gider belgesi olarak kabul edilen perakende satış veya yazar kasa fişlerinde ayrıca gösterilen katma değer vergisinin, bu belgelerin kanuni defterlere de kaydedilmesi şartıyla, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacağı açıklanmıştır.
Bilindiği üzere, çeşitli masraf ve mubayaalarını çok çeşitli ve geniş bir pazarda çalışanları eliyle yürüten büyük fabrika ve kuruluşlar, bu türlü küçük masraflarını maalesef her zaman faturaya dayandıramamaktadır. Bunun yerine, yazar kasa fişleri (ödeme kaydedici cihaz fişleri) daha yaygın olarak kullanımda bulunduğundan ve satıcılar açısından da fatura düzenlemenin zahmetine katlanmak yerine, yazar kasa fişini vermek daha tercih edilir olduğundan bu fişler alınmaktadır. Dolayısıyla, Maliye Bakanlığı'nca yapılan ve fatura düzenleme limitini aşmayan mal ve hizmet alımları için alınmış olan perakende satış fişlerinin gider olarak kabul edilmesini sağlayan ve bu fişlerde yer alan katma değer vergilerinin indirimine imkân tanıyan bu düzenlemeler yerinde olmuş ve uygulamada ortaya çıkabilecek sorunların çözümüne katkıda bulunmuştur.
Hal böyle olmakla birlikte, son yıllarda Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi'nce verilen bazı muktezalarda, anılan tebliğle gider kabul edileceği belirtilen perakende satış fişlerine (yazar kasa fişlerine) ilişkin dar ve sınırlandırıcı görüşler ifade edildiği görülmektedir. Anılan muktezalarda; 204 ve 206 Nolu tebliğlerde gider kabul edileceği belirtilen alımların mükelleflerin sadece iş yerinde kullanmak ve tüketmek amacıyla satın aldıkları mal ve hizmetleri kapsamakta olduğu, şehir içi ve dışındaki iş seyahatlerinde yeme, içme gibi harcamalarının bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, bu tür harcamaların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için fatura ile tevsikinin mecburi olduğu söylenmektedir.
Böyle bir yorum yapılması, özellikle Anadolu'nun köy ve kasabalarında dolaşan pazarlama ya da satın alma elamanlarınca ya da tarım işletmelerinde zirai üretimi kontrol eden ve destekleyen mühendislerce tüketim amacıyla yapılan harcamaların belgelendirilmesinde büyük sorunlar yaşanmasına ve çalışanların almış oldukları avansları belgelendiremedikleri için kapatamamalarına ve mükelleflerin bu harcamalarını gider yazamamaları nedeniyle mağdur edilmelerine yol açabilecektir. Bu nedenle, anılan tebliğlerle gider kabul edileceği belirtilen mal ve hizmet alımlarının sadece işyerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla alınanlarla sınırlandırılması yerine, yapılacak daha geniş bir yorumla, fatura düzenleme limitinin altında kalan ve tekrar satışa konu olmayacak tüm mal ve hizmet alımlarını kapsadığını belirtmek daha uygun olacaktır. Vergi Usul Kanununun 3-B maddesinde yer alan "vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır" hükmü de dikkate alındığında, satıcı tarafından hasılat( gelir) kaydedilen bu işlemde alınan perakende satış vesikasının alan işletmede gider kaydı da yasaldır. Her ne kadar perakende satış vesikalarında alıcının adı, ticaret ünvanı, adresi gibi bilgiler bulunmuyor olsa bile, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun olan ve olayın özelliğine ve pratiğine göre normal ve mutad bir durumu aksettiren bu tür perakende satış vesikalarının gider kabul edilmesi gerekir. Bu belgeler üzerinde alıcının adı, ticaret ünvanı, adresi gibi bilgilerin bulunmadığı gerekçesiyle bunların gider kabul edilemeyeceğini iddia etmek yasal düzenlemelere uygun olmadığı gibi, bu tür belgelerin işyerinde tüketilecek mal ve hizmet alımlarında gider kabul edilmesiyle de çelişmektedir. Çünkü işyeri için tüketilmek amacıyla yapılan mal ve hizmet alımları için düzenlenen perakende satış vesikalarında da aynı bilgiler bulunmayacaktır.
Öte yandan, konuya vergi incelemeleri açısından bakıldığında da Vergi Usul Kanunu'nun 134'üncü maddesinde hüküm altına alındığı üzere; "vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır". Gerek ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler mahiyetinde olsun gerekse işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti genişliği ve ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri mahiyetinde olsun yapılan harcamaların vergiye tabi kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmesi ve bu giderler de indirildikten sonra kalan safi kazanç üzerinden vergilendirme yapılması yasal düzenlemeler uyarınca bir zorunluluktur. Bu anlamda, yapıldığı kabul edilen bu giderlerin salt, fatura ile değil de perakende satış vesikası ile belgelendirildi diye gider kabul edilmemesi söz konusu olamaz. Gerek "vergilendirmede işin gerçek mahiyetinin esas alındığını" belirten hüküm gerekse "vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve tesis etmek olduğunu" belirten hüküm de anılan harcamaların gider olarak kabulünü gerektirmektedir. Yapılan incelemelerde bu tür harcamalar gider olarak kabul edilmiyorsa, bu harcamaların yapılmadığının ispatının da Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde yer alan "iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun olmayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir" hükmü gereğince inceleme elemanı tarafından yapılması gerekir.
Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, fatura verme limitinin altındaki işlemlerde perakende satış vesikalarının ticari işletmeler için masrafı tevsik edici bir vesika olarak kabulü artık zorunluluk haline gelmiştir. Bu nedenle, fatura alma ve verme ile ilgili kanun hükümlerinde değişiklik yapılması sorunun temelden çözümü için daha doğru bir adım olmakla birlikte, mevcut düzenlemelerdeki yetkilerden hareketle, tebliğ şeklinde yapılacak açıklamalarla da sorunun çözümü sağlanabilir.