Pera’da bir asır öncesine yolculuk…
Geçtiğimiz günlerde Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nde heyecan verici bir deneyim yaşadım, sanal bir tura katılarak yüz küsur yıl öncesine gittim… Teknoloji merakımın peşinde çok yolculuklarım olmuştu; o konuda deneyimli bir seyyahtım… Kimi zaman da bu köşede bazılarını anlatmaya çalışmıştım. Ancak bu kez, 1900’lerin başına, Osman Hamdi Bey’in dünyasına heyecanlı, kısa bir yolculuktan söz ediyorum…
Teknoloji dünyasında donanımların gelişmesi ile bugün, sanal dünyalarda gezinmek; anlatılan hikâyelerde farklı sonuçları yaşamak, hatta sanal objelere dokunmak mümkün. Ben de bunlardan birisinin tam ortasında yer aldım, üstâdın Kuruçeşme’deki yalısının çalışma odasında duran fotoğraflarını, sehpalardaki objeleri elime alıp tek tek inceledim; paletini tuttum, üzerindeki kurumuş renklerin bir zamanlar nelere hayat verdiğini hayal ettim.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonlarından eserlerle zenginleştirilen ve dönemin karakteristik özelliklerini yansıtan odanın dört bir yanını dolaştıktan sonra, karşıdaki şövalede duran Kaplumbağa Terbiyecisi resmine yaklaştım. Elimi uzattım… Hooop! Kendimi tuvalin içinde buldum…
İşte, her Pera Müzesi’ni ziyaretimde önünde dakikalar geçirdiğim resimdeki kaplumbağa terbiyecisi ile karşı karşıyaydım. Yerdeki yeşillikleri yiyen kaplumbağaları düşünceli bir tavırla izleyen Doğulu giysiler içinde erkek figürünün etrafında şöyle bir dolaştım. Elinde bir ney tutuyor, sırtında nakkare veya kudüm cinsinden bir vurmalı çalgı duruyordu. Kaplumbağalar, ayaklarımın altında geziniyor, marul yapraklarıyla benim de kendilerini beslememi bekliyorlardı… Ellerimle tek tek verdim yaprakları… Dilek Türkan’ın bu etkinlik için hazırladığı müzikler, kulaklarımda yankılanıyordu.
Tablonun hikâyesi hakkında okuduklarımı düşündüm:
Öncelikle bir kültür ve sanat adamı olarak tanımlanan Osman Hamdi Bey, 1906 tarihli resmi yapışından 37 yıl önce Bağdat’tayken babasına yazdığı bir mektupta Tour de Monde dergisinin eline geçen sayısını zevkle okuduğunu belirterek teşekkür ediyordu. Derginin ilgili sayısında Aimé Humbert adındaki İsviçreli diplomatın Japonya’da gördüklerini anlattığı bir makalesi de yer alıyor, genellikle Koreli olduğu belirtilen kaplumbağa terbiyecilerinden söz ediliyordu. Terbiyecilerin küçük bir davulla çaldıkları ritim eşliğinde kaplumbağalara sıra halinde yürümeyi, alçak bir masanın üstünde üst üste dizilmeyi öğrettiklerini anlatan metne bu etkinliği betimleyen bir gravür de eşlik ediyodur. İşte bu makale ve gravürün Osman Hamdi Bey’e fikir ve esin verdiği düşünülüyordu.
Sanal gezintide göreceğim daha çok detaylar bulunduğunu düşündüğüm için bir kez daha Pera Müzesi’ne sırf bu tur için gelmeyi düşünerek sanal gerçeklik (VR) gözlüklerimi çıkardım… Kaplumbağa Terbiyecisi’nin Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’na girişinin 15. yıldönümünde hayata geçirilen “Osman Hamdi Bey’in Dünyasına Yolculuk: Sanal Gerçeklik Deneyimi” başlıklı proje hakkında konuşan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, teknolojinin hızlı ilerleyişi ile sosyal yaşamın dönüştüğünü ve bu dönüşümün müze kavramının algılanışına yönelik değişimi de beraberinde getirdiğini ifade ediyordu. Birol, bu proje ile sanatseverler için yeni bir deneyim tasarladıklarını ve müze deneyimini mekân ötesine taşıdıklarına dikkat çekerek şöyle diyordu:
“Sanal gerçeklik deneyimi ile müze deneyimini daha kişisel ve interaktif kılıyor, ziyaretçilerimize daha zengin bir tecrübe sunuyoruz. Bu proje, bundan 15 yıl önce koleksiyonumuza kattığımız, Türk resminin ender yapıtlarından biri olan Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi resmi, günlük yaşantısı ve çalışma ortamına dair fikir veriyor.”
Sanal gerçeklik kavramı, Latince “virtualis” kelimesinden gelen “sanallık”, var olmayan ancak varlığı sanılarla kabul edilen her şey için kullanılıyor. Mimariden film endüstrisine kadar birçok alanda karşımıza çıkıyor. Sanatta uygulanması farklı bir heyecan veriyor. Çalışma, gerçeklere uygunluğunun sağlanması yönünden de hem Pera Müzesi hem tasarımcılar tarafında yoğun bir emeğin sonucu. Muse VR tarafından gerçekleştirilen “Osman Hamdi Bey’in Dünyasına Yolculuk: Sanal Gerçeklik Deneyimi”, müze ziyaretçilerine Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun tam karşısında ücretsiz sunuluyor. VR deneyimi hafta içi 11.00 – 14.00 ve 16.00 – 19.00, Cuma günleri 11.00 – 14.00 ve 17.00 – 21.00, hafta sonları ise saat 11.00 – 17.00 arasında yaşanabiliyor.
Ben, bir kez daha gideceğim; belki sizlerle de karşılaşırız…