Pembe Yakalılar
Önceki yazımda üretim yapan işletmelerin gizli kahramanları olan “Gri Yakalılar”dan söz etmiştim. Sadece üretim yapan değil, tüm işletmelerde bir grup gizli kahraman daha var. Bunlar da santralde veya girişte çalışan görevliler ve üst düzey yöneticilerin asistanları olan “Pembe Yakalılar”dır. “Bayan eli”nin değdiği herşeyin daha özenli ve daha dikkatli yapıldığını çoğumuz kabul ederiz. Ancak “Pembe Yakalılar”ın başarıları sadece düzenli ve sistematik çalışmaları değildir, kelimenin tam anlamı ile gerçekleştirdikleri “Kilit” görevlerdir. Rutin büro ya da santral görevlerinin dışında , işletmeler açısından bu önemli görevlerden örnek vermek gerekirse;
Üst düzey yöneticilerin asistanları;
İşletmelerde görev yapan “Mavi Yakalılar” ve “Beyaz Yakalılar” ile üst düzey yöneticiler olan “Altın Yakalılar” arasında köprü görevi görürler. Toplantıları ve görüşmeleri organize ederler.
Üst düzey yöneticilerin kiminle ne zaman görüşeceklerini bilirler. Hatta üst düzey yöneticilerin anlık ruhsal durumlarını fark ederek, işletmenin diğer çalışanlarını kendi geliştirdikleri yöntemlerle uyarırlar. Hatta bazıları bunu sadece “Beden Dili”ni kullanarak yaparlar. Böyle tanıdığım bir yönetim kurulu başkanı asistanı, eğer başkan gerginse, toplantıya davet ederken ses tonuyla veya odaya girmeden önce kaş göz işaretiyle bizleri uyarırdı.
Üst düzey yöneticilerin ajandalarını takip ederler ve onların günlerini planlarlar.
İşletme ile ilgili çok gizli ve önemli belgeler ellerinden geçer, görür ve unuturlar. Sır tutarlar, bilgi vermezler. Hatta işletmenin gelecek dönemde yapacakları stratejik hamleleri duyar ya da öğrenirler, ama bu bilgileri üst düzeydeki ilgili yöneticiler hariç, kimsenin duymaması için çaba sarfederler.
Santral ya da şirket girişinde çalışan asistanlar ise;
İşletmeye giren çıkanı kısa zamanda tanırlar ve ona göre davranırlar. Kimini bekletir, kimini ise direkt olarak ofise yönlendirirler. Hatta anında yukarıya bilgi verirler. Satışta çalıştığım dönemde, yönettiğim arkadaşlara önce bu santral görevlileri ile arkadaşlık kurmaları gerektiğini anlatırdım, çünkü genellikle yöneticileri yönetenler santral görevlileridir.
Randevusuz gelen veya iligillerle görüşmemeleri gereken kişileri, gereğinde kibar bir uslupla göndermeyi başarırlar.
Operasyonel işlerde şoför ya da kurye gibi görevlileri en verimli bir şekilde yönlendirirler ve takip ederler. Onları nasıl çalıştıracaklarını çok iyi bilirler.
Neyin önemli, neyin acil olduğunu bilirler, buna göre işletme içi ve dışı iletişimi sürdürler.
“Pembe Yakalılar”ın motivasyonlarının artmasını ve işletmeye olan bağlılıklarını sağlamak gerekmektedir, çünkü bu derece önemli ve kilit görevleri yerine getiren personelin sürekli değişmesi, işletme açısından bazı sakıncalar yaratmaktadır. Her seferinde yeni başlayan personele tüm süreçleri öğretmek, personeli tanıması ve daha da önemlisi kurum kültürünü tanımaları için zamana ihtiyacının olması olumsuz yönlerden bazılarıdır. Bu nedenle özellikle özellikle “Pembe Yakalılar” için Alderfer Kuramını incelemek ve uygulamakta fayda vardır.
Peki, Alderfer Kuramı nedir?
Clayton Alderfer (1940 – 2015) Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisini farklı bir bakış açısı ile yeniden ele almıştır, çünkü Abraham Maslow’un (1908 – 1970) yazdığı İhtiyaçlar Hiyerarşisinin, iş hayatının gerçekleri ile örtüşmediği birçok alan vardır. Alderfer, işletmelerde çalışanların ihtiyaçlarına uygun yeni bir düzenleme yaparak, ihtiyaçları üç grupta değerlendirmiştir:
Varoluş (Existence) İhtiyacı:
İnsanın varoluşunu sürdürmesi ve devam ettirmesi için fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Varoluş ihtiyacı, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşininin ilk iki unsuru olan fizyolojik ve güvenlik ihtiyacı ile örtüşmektedir. Zaten bu ihtiyaçları karşılamadan bir insanın yaşamını sürdürmesi imkânsızdır. Yani bu ihtiyaç tüm çalışanlar için geçerlidir.
İlişki Kurma (Relatedness) İhtiyacı:
İnsan yalnız yaratılmamıştır, diğer insanlarla açık bir iletişim kurma, duygularını ve düşüncelerini paylaşma ihtiyacı vardır. Her ne kadar bu basamağı Maslow kendi kuramında yer alan sevgi ve ait olma ihtiyacı ile açıklamışsa da, iş dünyasında çok yakın birkaç mesai arkadaşı dışında sevgi ihtiyacı karşılanamamaktadır. Alderfer, işletmelerde çalışanların, işletme içinde ilişki kurma ihtiyacının eleştiririsiz, açık, doğru ve dürüst iletişimle gerçekleşmesi gerektiğini belirtmiştir. İşte tam bu noktada işletmelere önemli görevler düşmektedir. Örneğin, örgüt kültürünün oluşması, çalışanlar ve departmanlar arası etkin iletişim için gerekli iklimin sağlanması gerekmektedir.
Gelişme (Growth) İhtiyacı:
Maslow “Gelişme ihtiyacı”nı, “Kendini gerçekleştirme ihtiyacı” olarak açıklamışsa da, bu basamak çalışanların tüm ihtiyaçları karşılandıktan sonra gündeme gelen hiyerarşinin en tepesindeki ihtiyaçtır. Oysa bilindiği gibi, çalışanlara daha işe girdikleri andan itibaren yapacakları işle ilgili eğitimler verilmeli, teknik eğitimlerle desteklenmeli, mümkünse yarım kalmış eğitimleri tamamlanmalıdır. O takdirde çalışanların gelişim ihtiyaçları karşılanmış olacaktır.
Clayton Alderfer’in E.R.G. (Existence – Relatedness - Growth Theory) Kuramı tüm çalışanlar için geçerli olmakla birlikte, bulundukları pozisyon ve üstlendikleri görevlerin kritikliği nedeniyle özellikle “Pembe Yakalılara” uygulanması kaçınılmazdır. Kuramda sözü edilen İlişki Kurma (Relatedness) ve Gelişme (Growth) İhtiyaçları karşılanmadığı takdirde, bu personelin işletmelerde mutlu olmaları, yaptıkları işlerden tatmin olmaları, motivasyonlarının artması ve bağlılıklarının sağlanması zor olacaktır.
Gelecek yazımda “Altın Yakalılar”dan söz edeceğim…