Peki şimdi düşman kim?
Geçen sene Jackson Hole’da FED Başkanı Jerome Powell’ın yaptığı konuşma ile aklı başına gelen piyasa o sırada gerçek düşmanın enflasyon olduğunu anlamıştı. Oysa FED çok önceden bu durumu farketmiş, aksiyon almaya başlamış, ama ne var ki onlarda durumun derinliğini görememiş ve “enflasyon geçici” deme gafletinde bulunmuşlardı. Neden sonra Powell Jackson Hole’da enflasyon problemini çözene kadar sert ve hızlı gideceklerini söyleyince piyasa durumu görüp portföylerdeki her türlü tahvil/bonoyu satmaya başlamış ve 10Y tahvil faizini %4.24 ile son senelerin en yükseğine taşımıştı.
Yükselen faizler hisse senetlerini ezdi
Powell’ın bu konuşması net bir şekilde enflasyonun merkez bankalarının 1 numaralı düşmanı olduğunu ve kalıcı hale gelmeden bu düşmana son verilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu. Böylece faiz hızlıca yükselirken Amerikan Doları da değerlenmeye devam etti ve hisse senetleri yüksek faizin baskısı altında ezilerek düştü. Görünüşe göre belirgin bir enflasyon fiyatlaması yaşanıyordu. Hatta ben de, katıldığım TV yayınlarında ve yazılarımda resesyon döneminde emtia piyasalarında beklenen yönsel hareketleri, bu dönemde daha az düşecek hisseleri gündeme getiriyordum.
ABD’de resesyonun ayak sesleri
Diğer yanda ise derin bakışla takip ettiğim bir başka hikaye vardı; ABD uzun dönem tahvil getirisi ile kısa dönem tahvil getirisi arasındaki fark. Uzun/kısa diyerek net bir vade vermememin sebebi bu makası farklı vadeler için takip etmek mümkün; kimisi 10Y-2Y bakar, kimisi 30Y – 5Y bakar, kimisi 10Y – 3Ay bakar, FED ise 3 aylık faiz ile 3 aylık faizin 1.5 sene sonraki forward değeri arasındaki farka bakar… Ama sonuçta hepsi aynı şeyi gösterir; eğer bir ekonomide kısa vade faiz uzun vade faizin üzerine çıkıyorsa piyasa orada ekonomik yavaşlamayı, bir başka deyişle problemi fiyatlıyor demektir. Nitekim tarihsel olarak söz konusu makasların eksi değerlere geçtiği hemen hemen her zaman, takip eden 6 – 18 ay arası bir sürede ABD’de resesyon olmuş.
Gerçek düşman enflasyon mu? Resesyon mu?
Peki bu kıstasta şimdi neredeyiz? 10Y – 2Y makası 5.5 aydır eksi bölgede işlem görüyor ve -69.5 değeri ile 1981’den bu yana en düşük seviyesinden geçiyor. FED’in baktığı 3Ay – 3Ay forward faiz makası ise -0.8050 ile Ocak 2008’den bu yana en düşük seviyesinden geçiyor. Yani en temel resesyon göstergelerine baktığımızda hepsinin maksimum seviyede ışık yaktığını görüyoruz. Ama bi’dakika, bi’ dakika… hani enflasyon vardı? Hani FED ve diğer merkez bankaları hala faiz artırıyorlardı? Bu resesyon da nerden çıktı? Kime inanmak gerek, piyasaya mı, merkez bankalarına mı? Gerçek düşman kim şimdi, enflasyon mu; resesyon mu? Onu bilelim de portföyümüzü ona göre ayarlayalım.
ABD’de ekonomik veriler yavaşlıyor
Bu noktada biraz da verilere ve verilerin fiyatlamasına bakmak lazım. Örneğin Cuma günü açıklanan istihdam verisi beklentinin üzerinde, ama öncekinin altında geldi. Bir yön göstermeyen karışık bir veri gibi görünse de aslında pandemi sonrasında piyasalar kısmen rayına oturduktan sonra Amerikan ekonomisinin en az sayıda yeni istihdam açtığını gösteriyor; yani şimdilik iyi ama gidişat yavaşlıyor. Ücretlerde ise yavaşlama söz konusu. Her ikisi de enflasyona karşı FED’in arzuladığı bir durum. Ancak daha sonra 4 ana kalemde açıklanan ISM verilerinin hepsi ne yazık ki net bir şekilde Amerikan ekonomisinde ciddi bir yavaşlamaya işaret etti. Verilerin neredeyse hepsi Covid sonrasındaki en düşük seviyelerine geldi.
Endeksler faizlere rağmen yükselişte
Fiyatlamada ise altının yükselişi, faizin düşüşü, petrolün yükselemeyişi – ki bunu ilginç buluyorum – bunların hepsi resesyon fiyatlaması. Bir tek endeksler şimdilik enflasyonun ve dolayısıyla faiz artışının bitişini kutlarcasına resesyona inat, yükseliyor. Hatta 2022’de değerlerinin neredeyse yarıdan fazlasını yitiren teknoloji ağırlıklı hisseler, %70’e yakın düşen Çin menşeili hisseler en çok alıcı bulan kıymetler oldular. Örneğin Çin hisselerinden oluşan Golden Dragon endeksi sadece geçen hafta %16 yükseldi. Kasım ortasından bu yana ise %85’ten fazla yükseldi. Sanki piyasa şimdilerde enflasyonun tamamen sönümlendiğini fiyatlıyor ama ben bu konuda çok endişeliyim... nitekim hisselerdeki bayramın da yalancı bahar olduğunu unutmamak gerekir. Zaten şimdilerdeki alışlar da çok sürmez herhalde. Buna karşılık merkez bankaları faiz artırmaya devam edecekler, resesyon yokmuşçasına… Peki şimdi düşman kim? Enflasyon mu? Resesyon mu?