Pazarlamada Türkçe yanlışları...
PAZARLAMA / Güventürk Görgülü Pazarlama sürecinin önemli aşamalarından bir tanesinin de iletişim olduğundan daha önce zaman zaman söz etmiştik. Müşterinin ihtiyacını karşılayacak bir ürün tasarlayacaksınız, üreteceksiniz, pazara sevk edeceksiniz. Ama elbette bunun bir de duyurma aşaması var. İşte bu "duyuru" faaliyetine "pazarlama iletişimi" veya "pazarlama haberleşmesi diyoruz". Halkla ilişkiler, doğrudan pazarlama veya reklam gibi faaliyetler işletmelerin esas faaliyet alanları dışında kaldığından bu konularda hata yapma riskleri de yükseliyor. Örneğin reklam çalışmaları sırasında ortaya çıkan Türkçe hataları zaman zaman işletmelerin güvenilirliğini ve prestijini sarsacak boyutlara ulaşabiliyor. Reklam Yaratıcıları Derneği (RYD), yürüttüğü birçok başarılı faaliyetle birlikte bünyesinde oluşturduğu Türkçe Çalışma Kurulu'yla Türkçe'nin reklamcılar tarafından daha iyi ve hatasız kullanımına katkılarda bulunuyor. RYD'nin geçtiğimiz ay açtığı Türkçe Kaynak Blogu http://turkcebilgisi.blogspot.com/ reklam metinlerinden tabelalara kadar yapılan Türkçe hatalarını derleyerek daha doğru Türkçe kullanımı konusunda bilgiler sunuyor. Blogda yer alan "Reklamlarda yapılan Türkçe yanlışları" konulu bir makalede Türkçe hataları konusunda genellikle reklam ajanslarının suçlandığı belirtilerek şu görüşlere yer veriliyor: "Reklam sektörü dendiği zaman hemen tüm gözler sadece reklam ajanslarına çevrilmektedir. Oysa reklam kavramı daha geniş bir alanı kapsamaktadır. Reklam sektörü reklam ajansları, reklam verenlerin reklam ve halkla ilişkiler bölümleri, reklam verenlerin pazarlama ve pazarlama iletişimi bölümleri, medya, matbaalar, dijital baskıcılar, serbest çalışan reklamcılar, reklam filmi yapımcıları, araştırma şirketleri gibi geniş bir alandan oluşmaktadır." Kurumsallaşmış büyük ölçekli ajansların veya "butik" denilen tarzda işler yapan küçük ölçekli reklam ajanslarının hem grafik, hem de Türkçe konusunda titiz olduğunu biliyoruz. Esas sorun, asıl işi reklam yaratıcılığı olmadığı halde bu alana el atan "üretici" şirketlerde ortaya çıkıyor aslında. Matbaalarda yazılan metinler, dijital baskı merkezlerinde yapılan grafik tasarımlar veya prodüksiyon şirketlerinde senaryosu yazılan reklam filmleri, Türkçe yanlışlarıyla hem toplumsal değerlere hem de reklam verinin marka değerine ciddi zararlar verebiliyor. Tabii bu arada Türkçe yanlışları konusunda "ısrarlı" ve "her şeyi çok iyi bilen" müşterilerin hakkını da inkar etmemek gerekiyor. En basitinden "makina" yerine "makine" yazmak gerekir dediğinizde "Olmaz! Herkes yanlış yazıldığını düşünür" diyerek reklam metninde zorla "makina" yazdıran reklam verenlere şahsen çok şahit olduğumu söyleyebilirim. Ancak Türkçe kullanımı konusundaki asıl zafiyetin eğitim sisteminde özellikle de orta öğretim düzeyinde ortaya çıktığını söylemek gerekiyor. Benim de üniversite öğrencileriyle birlikte çalışmam sırasında şahit olduğum en önemli eksikliği RYD Türkçe Çalışma Grubu şu sözlerle dile getiriyor: "(...) Bu durumun ilk, orta ve yüksek öğrenim döneminde çözülemediği açıktır. Türkçenin yanlış kullanımı sektörümüzde hem işleri olumsuz etkilemekte, hem de iletişim sorununun yaşanmasına neden olmaktadır. (...) Ancak, belirttiğimiz üzere anadili Türkçe olan gençlerimizin, Türkçe sorunları eğitim yıllarında eğitmenler tarafından çözülmesi gereken bir durumdur." Türkçenin doğru kullanımının yalnız toplumun ortak değerleri açısından değil, pazarlama faaliyetlerinin sağlığı açısından da önemli olduğunu bir kez daha vurgulayarak, doğru dil kullanımı için ne işle iştigal ederseniz edin, elinizin altından sözlük ve imla kılavuzlarını eksik etmemenizi, yukarıda adresini verdiğim siteyi de ziyaret etmenizi öneriyorum. Bu arada söz RYD'den açılmışken "Beslenme Saati Kitapları"ndan da söz etmeden geçmeyelim. Pazarlama iletişiminin değişik aşamalarıyla, daha çok da yaratıcılıkla ilgili hem profesyonellere hem de pazarlama profesyoneli olmayanlara hitap eden bir kitap dizisi Reklam Yaratıcıları Derneği tarafından yayınlanıyor. Dizinin ilk 5 kitabı, yazarları ve konuları şunlar: Güven Borça, "Başka Akmerkez Yok" adlı kitabında hedef kitle kimdir sorusunu yanıtlıyor. Fatoş Karahasan, "Neden Herkes Futboldan ve Reklamdan Anlar?" kitabında reklam yaratıcılığının önemini, reklam veren ve reklam ajanslarının hatalarını anlatıyor. Hakan Ömer Gider, "Nasıl Satış?" kitabıyla satış yöntemlerini esprili bir dille ve yaratıcılıkla birleştirerek anlatıyor. Onur Yanık, "Yaratıcılık" adlı kitabında "yaratıcılık" kavramını değerlendiriyor. Bülent Fidan, "Reklam ve Karikatür" kitabında reklamda mizah unsurunu ve ardından da karikatür kullanımını örneklerle renkli bir biçimde anlatıyor. Kitaplar büyük kitapçılardan veya www.bamm.com.tr adresinden temin edilebiliyor.