Pazarlamacılar için 2017’nin dijital pazarlama trendleri

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 [email protected]

Getiğimiz hafta Trendwatching tarafından 2017 için öngörülen tüketici trendlerini ele almıştık. Bu hafta ise Pazarlama 3.0 için çeşitli kaynaklardan derlediğimiz dijital pazarlama trendleri üzerinde duracağız. Aslında Trendwatching’in işaret ettiği trendlerin de önemli bir kısmı yine dijital dünyadaki gelişmelerle ilgiliydi; özellikle de dijital dünya ile gerçek dünyanın bütünleşmesiyle. Bu nedenle 2017’de pazarlamacıların dikkat etmesi gereken dijital trendlerin içinde geçen hafta işaret ettiğimiz sanal deneyim ekonomisinin önemli bir yer tuttuğunu söylememiz gerek.

Sanal gerçeklik gözlükleri tüketiciler arasında henüz yeni yeni yaygınlaşıyor ancak pek çok insan perakende mağazalarda veya fuarlarda sanal gerçekliği deneyimleyebiliyor. 2017’de pek çok perakende noktasında sanal gerçeklik deneyimi sunulduğunu göreceğiz. Bu nedenle pazarlamacıların da hem anlatım hem sunum biçimleri, 2017’den başlayarak önemli bir değişim geçirecek. Tüketicileri etkileyecek hikayeler oluşturma, sanal deneyimler yaratma ve planlama ya da doğrudan ürün/hizmet sunumu için sanal gerçeklik daha fazla kullanılacak.
Müşterilerin showroom, fabrika veya çalışma alanlarında gezdirilmesi, rezervasyon yapacakların tatil beldelerinde gezinmeleri, bir sürat teknesini veya otomobili denemeleri, emlak alırken veya kiralarken bu mülkleri görmeleri ya da şimdi aklımıza gelmeyen pek çok alanda sanal gerçekliğin kullanılması mümkün. Benzer şekilde bir işletmenin, bir ürünün, bir bölgenin öyküsü, müşteriyi içine çekecek şekilde sanal gerçeklik ortamında kurgulanabilir. NASA’nın, sanal gerçeklik gözlüğü sahiplerini Mars’ın yüzeyinde yürütebilecek bir yazılım üzerinde çalıştığını söylersek bu alanda yapılabilecekler konusunda sanırım bir fikir vermiş oluruz.

2017 ve sonrasında pazarlamacılar için ikinci önemli trend ise yapay zeka ve sanal sohbet deneyimi. Facebook Messenger, Google, Microsoft Skype, Salesforce, Slack, Twitter DM, WeChat, Kik ve Line gibi büyük sosyal ve mesajlaşma platformları, kendi chatbotlarını yani sohbet edebilen robot yazılımlarını geliştirdiler ve geliştirmeye de devam ediyorlar. Chatbotların gelişmesi tüketicilerle yapılacak teke tek görüşmelerde daha yaratıcı uygulamaların geliştirilmesine olanak sağlayacak. Örneğin bazı bankalar halihazırda müşteri temsilcisi olarak chatbot kullanıyorlar, 2017 bu kullanımın geliştiği ve çeşitlendiği bir yıl olacak. Bu alandaki gelişme; haber, sipariş takibi ve benzeri işler için daha az insan ve daha çok yazılım demek. Pazarlamacılar da müşteri deneyimi kurgularken buna hazır olmalı.
2017’de daha sık duymaya başlayacağımız bir başka kavram ise Blockchain veya Bitcoin. Biliyorsunuz Bitcoin 4-5 yıl kadar önce tartışma konusu olmuş ve birilerinin başını epey belaya sokmuş bir sanal para birimi. Ancak son dönemde bu alanda da önemli gelişmeler var. Nitekim geçtiğimiz ay gerçekleştirilen Pazarlama Zirvesi’nde Bitcoin Vakfı kurucu ortağı Peter Vessenes, Bitcoin ve Blockchain (blok zinciri) konusunu epey anlatmıştı.

Blockchain, şifrelenmiş, işlem takibi sağlayan dağıtılmış bir veri tabanı olarak tanımlanıyor. İşlemleri takip edilebilen ama kırılamayan Blockchain teknolojisiyle bir merkeze bağlı olmadan e-ticaret, dosya paylaşımı, haberleşme gibi işlemler yapılabiliyor. Örneğin hiçbir aracı olmadan iki kişi arasında noktadan noktaya ödeme gerçekleştirilebiliyor. Önceden sistem dışı olarak görülen bu teknoloji bugün bankalar, büyük şirketler hatta merkez bankaları tarafından da kullanılmaya başlandı. Zira Blockchain, finansal sistemlerin güvenlik harcamalarında hatırı sayılır düşüşlere neden oluyor.

Pazarlamacılar açısından dikkate alınması gereken bir başka güçlü trend ise son birkaç yıldır olduğu gibi içerikle pazarlamanın yükselişi olacak. 2017’de küresel ölçekte dijital mecralara yapılan harcamanın televizyona yapılan harcamayı geçeceği tahmin ediliyor. Bu da daha önce dikkat çektiğimiz gibi araya giren klasik reklam mecralarındaki gerilemenin devam etmesi anlamına geliyor.

Bu durumda pazarlamacılar, bir taraftan daha iyi içerikler ve hikayeler bulurken bir taraftan da müşterileriyle ilişki kurmanın yeni yollarını keşfetmek zorunda olacak. Geçtiğimiz yıllarda “education” yani eğitim ile “entertainment” yani eğlenceyi birleştiren “edutainment” kavramıyla tanışmıştık. 2017’de ise “information” yani bilgi ile eğlenceyi biraraya getiren “Infotainment” kavramını sıkça duyacağız. Videonun daha fazla öne çıkacağını, dijital pazarlama mecraları arasında optimizasyonun daha fazla önem kazanacağını tahmin etmek zor değil. Pazarlamacılar için mobil dünyanın daha fazla dikkate alınması ve geri dönüş ölçümlemelerinin daha hassas hale gelmesi de elbette kaçınılmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018