Pazar günü işyeri kapatma yasasına isyan!

Suat TAŞPINAR
Suat TAŞPINAR AVRUPA'NIN DOĞUSU [email protected]

Batı Avrupalı turistleri Türkiye gibi kendilerinden daha doğudaki ülkelerde en çok cezbeden şeylerden biri, gece gündüz kesintisiz süren hayat. Tatil günlerinde bile kepenk indirmeyen mekanlar. Her Allah'ın günü cıvıl cıvıl yaşayan sokaklar.

Her nasılsa Zagreb'e bir IT şirketinde çalışmaya gelen bir Almanla sohbet ederken, "Bizde 6'dan sonra hayat ölür, hele pazar her yer kanunen kapalı. Sadece yılda dört pazar çalışma izni var. Zagreb öyle mi? Pazar günü de olsa sabahın 8'inden  geceyarısına marketler dahil her yer açık" diyordu.

Büyük konuşmuş; nazar değdi. Pazarları Hırvatistan'da da hayat tatile çıktı, kepenkler indi! Yılbaşından beri Hırvatistan'da gündemin en önde gelen maddelerinden biri, ticaret kanununda yapılan radikal değişiklik. AB'nin kapısından 10 yıl önce giren bu Güneydoğu Avrupa-Balkan ülkesi, yüzyıllardır taviz vermediği bir geleneğin de tabutunu çiviledi. Cumartesi pazara bakmadan hemen hepsi açık olan işletmelere "pazarları kapanma kuralı" getirildi.

Yazın prova amaçlı başladı, artık galası da yapıldı. Artık süpermarketinden mağazalara ve hatta fırınlara, işyerleri pazar günleri çalışmayacak. Bu kapsamdaki işletmeler yılda sadece 16 pazar gününü seçerek açık kalabilecek. 36 pazar ise kapılar kilitli olacak. Tabii ulaşım, sağlık, kültür vb. gibi kapsama alanı dışındaki sektörler hariç. Kanun koyucuya göre maksat, çalışanların haklarını "Batı Avrupa standartlarında" koruyup kollamak.

Bu karar -Allah başka dert tasa vermesinsıcak gündemi oldukça rutin ve sıkıcı olan Hırvatistan'da ortalığı karıştırdı. Halkın tüketici çoğunluğu "eski köye yeni adet" getiren "içimizdeki Batı Avrupalılara" esip gürledi, "Pazar günü market mi kapatılırmış bre zındıklar?" isyanı başladı. “Pazar günü dinlensinler, medeni insan muamelesi görsünler” diye uğrunda yasa çıkarılanlar da ikiye bölündü: Çalışanlar tabii memnun oldu ama işyeri sahipleri dertli.

"Hırvatistan turizm ülkesi; işyerlerinin çoğu zaten turizmin ölü olduğu altı ay sinek avlıyor, şimdi kanunen yıl boyu sadece 16 pazar günü dükkanı açacaksak halimiz nicedir?" diye kazan kaldırıp meseleyi Anayasa Mahkemesi'ne kadar taşıdılar.  6 Şubat'ta yüce mahkeme, yasanın anayasaya uygunluğuna itiraz eden dilekçe sahiplerini reddetti. İtirazcılar, "Ne Anayasa'da ne de yürürlükteki iç ve uluslararası hukukta pazar günü işçiler için haftalık dinlenme günü olarak belirtilmiyor" diye direndi.

Yasanın girişimci özgürlüklerini orantısız bir şekilde kısıtladığı, hükümetin yasayı çıkarma amacı olarak belirttiği "işçilerin korunması"nın iş yasasında değişiklik yapılarak sağlanabileceği yönündeki iddiaları da mahkeme reddetti. Böylece son umut suya düştü. Velhasıl ortada ironik bir durum var.

Büyük sermayenin baskın olduğu bir pazar ekonomisi olsa, muhtemelen çalışan emekçi çoğunluk memnun, işyeri sahibi azınlık mutsuz olurdu bu yasadan. Ama Hırvatistan gibi hala ekonomisi KOBİ'lerin, küçük esnafın sırtında olan bir ülkede, aynı anda hem işçi hem patron konumundakiler şikayetçi.

Hırvat Girişimcilerin Sesi Derneği Başkanı, "İnsanların anayasal güvence altında olan temel çalışma hakkı ellerinden alınıyor. Çalışmak isteyen engellenemez!" diye dellendi. "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" kapitalizmi, şu an Hırvatistan'da "Bırakınız çalışsınlar, bırakınız dükkanı açsınlar" sınavında.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar