Paylaşımlı yolculuğa vergi açıklaması

Mahmut Bülent YILDIRIM
Mahmut Bülent YILDIRIM [email protected]

Paylaşımlı yolculuk, dünyada 2009 yılın­dan beri uygulanan ve araç sahiplerinin araçlarını başka kişilerle paylaşarak yolculuk etmelerini sağlayan bir seyahat şeklidir.

Eko­nomik yolculuk sağladığı gerekçesiyle fiilen uygulanmakla birlikte, henüz yasal alt yapı­sı ve yönetmeliği bulunmayan, yasal altyapısı olmadığı için trafik cezaları yaptırımına ma­ruz kalan, yolcu ve sürücü güvenliği gerekçe­leri nedeniyle eleştirilen, taksiciler tarafından yasal olmayan yolcu taşımacılığı yapıldığı ge­rekçesiyle istenilmeyen bir sistem olarak kar­şımıza çıkmaktadır. Uygulamanın vergi bo­yutuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özel­ge kamuoyuyla paylaşıldı.

Paylaşımlı yolculuk sisteminin genel işleyişi

Sürücüler tarafından sisteme dahil olma sü­reci araç paylaşımı hizmet sağlayıcılarına ait uygulamanın mobil telefonlara indirilmesi, araç sahibinin sisteme dahil olması için yap­mış olduğu başvuru ve başvurunun hizmet sağlayıcı tarafından kabul edilmesi aşamasıy­la başlamış oluyor. Başvuru değerlendirme ve onay süreciyle ilgili bir takım güvenlik araş­tırmaları aşamaları olduğunu da belirtelim.

Sisteme dahil olan araç şehir içi veya şehir dı­şı yol güzergahı, tarihi ve saati ile bu güzergâh için sürücülerin kendi belirlemiş oldukları katkı payı tutarını sisteme giriyor. Aynı güzer­gâh için yolculuk yapacak kişi veya kişilerin seyahat için mobil uygulamadan onay verme­si durumunda paylaşımlı yolculuk sürücü ve yolcu tarafından onaylanmış olmaktadır.

Paylaşımlı yolculuk gelirlerinin vergilemesi

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından geçti­ğimiz hafta verilen bir özelgede, Gelir Vergi­si Kanunu’nun 37’nci maddesindeki her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançla­rın ticari kazanç olduğu, ticari kazancın Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Ka­nunu’nda yazılı gerçek veya basit usullere göre tespit edileceği, binek otomobil ile paylaşım­lı yolculuk platformu üzerinden yapılan şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti dolayısıyla el­de edilen kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiği açıklanmıştır.

Ayrıca söz konusu özelgede Gelir Vergisi Ka­nunu’nun 47 ve 48’inci maddelerinde yer alan basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları­nın topluca taşınması halinde, kazancın basit usulde tespit edilebileceği açıklanmıştır.

Sürücüler ne yapacak

Paylaşımlı yolculuk sistemine araçlarıyla dahil olarak yolcu taşımak isteyen sürücülere mükellefiyet tesis edilerek ticari kazanç hü­kümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerek­mektedir. Mükellefiyet tesis ettirilecek kişiler gelir vergisi kanununda belirtilen şartları taşı­maları halinde kazançları basit usule tabi ola­rak tespit edilebilecektir.

Ticari faaliyet çerçe­vesinde yapılan teslim ve hizmetler katma de­ğer vergisinde tabi olduğundan dolayı, gerçek usulde mükellef olan sürücülerin aynı zaman­da katma değer vergisi mükellefiyetleri de te­sis ettirmeleri gerekmektedir. Kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler tarafından ya­pılan teslim ve hizmetler ise katma değer ver­gisinden istisnadır.

Gerçek usulde vergilendi­rilecek mükelleflerin defter tutma, beyanna­me verme gibi mükellefiyet ödevleri olacağını da belirtmiş olalım. Sonuç olarak, fiilen uygu­lanmakta olan paylaşımlı yolculuk sisteminin hem kendi işleyişi ve kuralları ile ilgili olarak yasal düzenlemelere ihtiyacı olduğu hem de vergi mevzuatı yönünden kanun ve tebliğ dü­zenlemesine ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar