Paylaşım ekonomisi

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE [email protected]

Teknolojinin genç nesilleri ne kadar çok etkilediği, nasıl değiştirdiği konusunda sürekli konuşuyoruz. Bizim neslimiz için hayatımızı kolaylaştıran veya renklendiren bir araç olmaktan öteye gidemeyen birçok cihazın gençlerin hayatlarının temel parçalarından biri olmasından tutun, bizim halen varlığını bir lüks gibi kabul ettiğimiz bağlı olma veya çevrimiçi olmanın onlar için doğal olmasına kadar uzanan önemli farklılıklarımız, onlardaki değişimin çok daha büyük olmasının gerekçesi. Biz sonradan öğrendik, onlar ise içine doğdular bu ortamın.

Belki bu sonradan görmelikten olsa gerek hala gördüğüm birçok şey beni şaşırtmaya devam ediyor ve heyecanlandırıyor. Beni en çok heyecanlandıran şeylerin başında birilerine ait olan, tam veya etkin kullanılamayan kaynakların diğerleri tarafından kullanılmasına olanak veren uygulamalar geliyor. Bilinen veya kabullenilen adıyla paylaşım ekonomisi uygulamaları yani.
Hepimizin adını bildiği, ezberlediği Airbnb’den Uber’e kadar uzanan örneklerin yanı sıra her geçen gün yeni uygulamalar karşımıza çıkmaya devam ediyor. En beğendiğim uygulamalardan biri “blablacar” isimli, araç paylaşım uygulamasıydı. Aracınız ile yolculuk yaparken, boş koltukları aynı güzergahta yolculuk yapmak isteyenlere kiralayarak, yolculuk maliyetlerini paylaşma mantığı ile oluşturulmuştu bu uygulama.

En son fark ettiğim ve beni yine ne güzel bir şey düşünebilmişler diye hayrete düşüren ise “glocalzone” isimli bir uygulama. Uygulamaya üye olduğunuz zaman diğer üyelerin seyahatleri listeleniyor karşınızda. Örneğin bir kişinin belirli bir tarihte Almanya’ya gidip, iki gün sonra geri döneceğini görüp, Almanya’dan almak istediğiniz bir ürünü kendisine sipariş verebiliyorsunuz. Siz istediğiniz ürüne kolaylıkla sahip olabilirken, diğeri de bavulundaki boşluğu sizin siparişinizle doldurarak yolculuk bütçesine katkı yapmanızı sağlıyor.

Aslında tüm bu uygulamalar geçmişte biraz farklı da olsa yaşadığımız olayların örnekleri. Eski zamanlarda, aynı binada oturanların şehir merkezine sabahları birlikte yolculuk yaptıklarını, yurtdışına giden tanıdıklardan ülkede bulunmayan veya daha ucuza bulunabilecek tüketim malları istediklerini hatırlarsınız. Şimdi tek fark, teknolojinin gelişimi ile erişebileceğiniz insan sayısının daha fazla olması; deyim yerindeyse eskiden yüz yüze tanıdıklarınız ile bu ilişkileri yürütürken şimdi sanal ortamda tanıştıklarınız ile aynı süreci yürütebilmeniz. Yani yine bir şekilde arkadaşlarınız ile hayatı paylaşıyorsunuz ancak arkadaşlık tanımı dijitalleşti veya sanallaştı.

Bu yeni gelişmeler ne kadar istemesek bile bizleri de, aynı yeni nesilleri değiştirdiği gibi, değiştirmeye devam edecek ve bizim gibi internetsiz zamanlarda doğup büyüyenlerin yaşadığı değişimler gün geçtikçe hızlanarak devam edecek. Yukarıda kısaca değindiğim paylaşım ekonomisi, kısa bir süre içerisinde hepimizin birer girişimci olmasına neden olacak mesela. Her birimiz elimizde olan ancak tam kapasite kullanmadığımız kaynakların, boş kapasitesini başkaları ile paylaşarak kişisel bütçemize destek olabileceğimiz bileşenlerini hesaplar hale geleceğiz. Bu değişimler süreklilik arz ettiği için hiçbirimiz ne kadar değiştiğimizi fark etmeden bir sabah uyandığımızda hayata çok farklı baktığımızı anlamış olacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018
Umuda dair 07 Mayıs 2018