Patronların ortalama eğitimi lise 1'den terk
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, oturduğu koltuğun da gereği olarak her fırsatta girişimciliği yücelten konuşmalar yapıyor. Hisarcıklıoğlux konuşmalarnzda mutluluğun, refahın, zenginliğin yolunun girişimcilikten geçtiğini vurguluyor. TOBB Başkanı, son olarak Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketinin açıklandığı törende “girişimcilerin Türkiye’nin rekabet gücünü de temsil ettiğini” söyledi.
Konu ülkenin rekabet gücü olunca öncelikle eğitim durumuna bakmakta fayda var. Girişimcilerin eğitim düzeyi, 21. yüzyıl dünyasında Türkiye’ye rekabet gücü desteği verebilecek düzeyde mi? Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hanehalkı işgücü ve girişimcilik istatistikleri bu konuda bize bir fikir verebilir. TÜİK’in girişimcilik istatistikleri sadece işveren olarak çalışanları, yani yanında en az bir ücretli çalıştıran girişimcileri kapsıyor. Kendi hesabına çalışanlar bu hesabın dışında. Ancak sadece işveren olan girişimcilere ait veriler de manzarayı görmemize yeter.
TÜİK’in istihdam ve girişimcilik verilerini incelediğimizde ortaya çıkan manzara şöyle:
• 2013 verilerine göre işverenlerin yüzde 34.82’si en fazla ilkokul diplomasına sahip. Bu oran tarım sektöründe yüzde 66.28’e çıkıyor. Tarım dışı sektörlerde ise işverenlerin yüzde 32.73’ü en fazla ilkokul diplomasına sahip. Yani tarımda her üç işverenden ikisi, tarım dışında ise birinin eğitim düzeyi ilkokul veya altında.
• 8 yıllık ilköğretim veya ortaokul mezunu işverenlerin oranı yüzde 15.72. Bu oran tarımda yüzde 11.67’ye inerken, tarım dışında yüzde 15.99’a çıkıyor.
• Lise diplomasına sahip işverenler, toplam işverenlerin yüzde 26.03’ünü oluşturuyor. Bunların yüzde 14.81’i düz lise, yüzde 11.22’si meslek lisesi mezunu. Lise düzeyinde eğitim görmüş patronların oranı, tarımda yüzde 13.93, tarım dışında yüzde 26.84 düzeyinde.
• 2 yıllık yüksek okul ve lisans bölümü mezunu olan patronların oranı yüzde 23.43 düzeyinde. Bu oran tarımda yüzde 8.13’e kadar düşerken, tarım dışında yüzde 24.45’e çıkıyor. 4 işverenden 1’i bile yüksek öğrenim görmemiş durumda.
• Lise veya yüksek öğrenim düzeyinde mesleki eğitim görmüş olan patronların oranı iyüzde 34.65 düzeyinde. Yani her 3 patrondan 2’sinin bir mesleki eğitimi de yok.
• Yüksek öğrenimli 277 bin işverene karşılık 398 bin ilkokul mezunu patron var. Bunlara okuma yazma bilmeyenler ve ilkokul mezunu olmayan ama okuma yazma bilmeyenleri de eklersek sayı 412 bine yaklaşıyor.
• Üstelik 2013’te lise ve yüksek öğrenimli patron sayısı artarken daha alt eğitim düzeyindekilerin sayısı azalmış olmasına rağmen manzara böyle.
• Yüksek öğrenimli patronların yarısının 2 yıllık önlisans mezunu olduğu varsayımı ile ortalama yüksek öğrenim süresini 3 yıl kabul edersek, patronların ortalama öğrenim süresi 9.09 yıl. Yani ortalama bir işverenin eğtim düzeyi lise 1’den sonra okulu terk düzeyinde.
Lise 1’den terk işverenlerle Türkiye’nin rekabet gücünün neye yetebileceğini siz hesaplayın.