Patron icradan ne zaman çekilmeli?

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Ülkemizde KOBİ statüsünde 3 mil­yon civarı şirket var. Bunların yak­laşık 110 bin adedi ihracat yapan, çoğun­luğu orta ölçek civarında KOBİ’ler. Ülke­mizde yaklaşık 10 bin adet büyük ölçekli şirket olduğunu biliyoruz.

Bu günkü gündemimiz KOBİ statüsünden çıkmış ve büyük ölçeğe doğru ilerlemiş firma­lar. Bu şirketlerimiz, organizasyonların­da yönetim kademelerinde büyük ölçü­de profesyonellere yer veren şirketler. Sadece üst yönetim, patron ve aile şirke­ti ise aile bireylerinde olabiliyor. Ancak zamanla, işler büyüdükçe, operasyonlar genişledikçe, teknik boyutta hakimiyet gereksinimi arttıkça ve doğrudan kont­rol zorlaştıkça, tepe yönetimde de pro­fesyoneller ile çalışma düşüncesi hasıl oluyor.

Patronlar icradan çekilmeli mi?

Bu sorunun yanıtı şu sorunun yanıtı­na bağlı; şirket ve patron buna hazır mı? Şirket buna hazır mı sorusu kritik bir soru, zira belirli bir yönetim sistemi­ne sahip, yönetişimin asgari şartı olan Yönetim Kurulu – İcra ayrışmasını sağ­lamış, güçlü bir raporlama ve iç dene­tim mekanizmasına sahip olan şirketle­rin buna hazır olduğunu söyleyebiliriz. Bu tür şirketlerde patron ve kıdemli ai­le üyeleri yönetim kuruluna çekilebilir, icrayı profesyonellere bırakarak, daha stratejik konulara ve şirketin gözetimi­ne yönelebilirler.

İkinci konu patron veya patronlar bu­na hazır mı konusu. Bu bence ilkinden daha önemli, çünkü patron bu işe gönül­lü değilse, ikna olmamışsa, bu macera kısa sürüyor. Oldukça büyük ölçekli şir­ketlerde, patronların üst yönetici ola­rak yetkilerini profesyonel, hatta sek­törde çok tanınan güçlü bir Genel Mü­dür’e devredip, kısa süre sonra onunla rekabet etmeye başlayıp, işlere müdaha­le edip, en sonunda da Genel Müdür’ün ayrılmasına sebep olduklarına şahit ol­muşumdur.

Neden böyle yapıyorlar? Çünkü yetki­yi ve gücü bırakmaya hazır değiller. De­ğişime açık değiller. Bazen haklı da olu­yorlar; ilk maddede belirttiğim kurum­sal sistem eksiklikleri nedeniyle, Genel Müdür performans verememiş de ola­biliyor. En önemli sebep de yönetim ku­rulu doğru yapılanmadığından, doğru üyelerden oluşmadığından ve doğru ça­lışmadığından, bu sistem değişikliği işe yaramıyor. Çünkü profesyonel yönetim ve güçlü yönetim kurulu ‘birlikte’ işe ya­rayan bir formül.

Patron ne zaman hazır olur?

Kanımca doğru zamanlama için şir­kette insana değil, sisteme dayalı bir ça­lışmanın oturmuş olması gerekiyor. Kri­tik pozisyonların yedeklendiği, net gö­rev tanımlarının oluşturulmuş olduğu, icrada silolar değil süreçlerle yönetimi­nin uygulandığı, ERP sistemine daya­lı operasyon ve raporlama yapılabilen, sağlıklı veri ve rapor elde edilebilen, or­ta kademe yöneticilerin de yetkin ve tec­rübeli olduğu, güçlü iç denetim- iç kont­rol yapılarının oluştuğu şirketlerde pat­ron kendisini daha güvende hissediyor. Çocuğu gibi olan şirketini emanet ede­bilmesi için operasyonun ve risklerin iyi yönetileceğinden emin olmak istiyor. Buna ek olarak yönetim kurulu da iyi ya­pılandırılmış ve icra üzerinde stratejik yönlendirme ve gözetim mekanizmala­rı da tesis edilmiş olursa, patron gönül rahatlığı ile olmasa da makul seviyede güvenceye sahip olarak rol değişikliğini kabul edebiliyor.

Profesyonel tepe yönetici başladıktan sonra

Yetki, rol ve sorumluluklar iç yöner­ge, imza sirküleri ve YK’nın devredilen yetkiler belgesi ile tanımlanmış olmalı. İlk iş bu. Sonrasında YK ve tepe yönetim birlikte çalışıp bir stratejik niyet ve yön ortaya koymalı. Üçüncü aşamada icra stratejik hedefleri ve bütçeyi hazırlayıp YK ile değerlendirmeli. Bunların onay­lanması sonrası, performans izleme sü­reci tasarlanmalı. Ayrıca YK Komitele­ri de (denetim, risk, kurumsal yönetim) oluşturulup, düzenli çalıştırılmalı. Yö­netim Kurulunda bağımsız üyelere yer vermek, bu süreci hızlandırıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar