Patron icradan ne zaman çekilmeli?
Ülkemizde KOBİ statüsünde 3 milyon civarı şirket var. Bunların yaklaşık 110 bin adedi ihracat yapan, çoğunluğu orta ölçek civarında KOBİ’ler. Ülkemizde yaklaşık 10 bin adet büyük ölçekli şirket olduğunu biliyoruz.
Bu günkü gündemimiz KOBİ statüsünden çıkmış ve büyük ölçeğe doğru ilerlemiş firmalar. Bu şirketlerimiz, organizasyonlarında yönetim kademelerinde büyük ölçüde profesyonellere yer veren şirketler. Sadece üst yönetim, patron ve aile şirketi ise aile bireylerinde olabiliyor. Ancak zamanla, işler büyüdükçe, operasyonlar genişledikçe, teknik boyutta hakimiyet gereksinimi arttıkça ve doğrudan kontrol zorlaştıkça, tepe yönetimde de profesyoneller ile çalışma düşüncesi hasıl oluyor.
Patronlar icradan çekilmeli mi?
Bu sorunun yanıtı şu sorunun yanıtına bağlı; şirket ve patron buna hazır mı? Şirket buna hazır mı sorusu kritik bir soru, zira belirli bir yönetim sistemine sahip, yönetişimin asgari şartı olan Yönetim Kurulu – İcra ayrışmasını sağlamış, güçlü bir raporlama ve iç denetim mekanizmasına sahip olan şirketlerin buna hazır olduğunu söyleyebiliriz. Bu tür şirketlerde patron ve kıdemli aile üyeleri yönetim kuruluna çekilebilir, icrayı profesyonellere bırakarak, daha stratejik konulara ve şirketin gözetimine yönelebilirler.
İkinci konu patron veya patronlar buna hazır mı konusu. Bu bence ilkinden daha önemli, çünkü patron bu işe gönüllü değilse, ikna olmamışsa, bu macera kısa sürüyor. Oldukça büyük ölçekli şirketlerde, patronların üst yönetici olarak yetkilerini profesyonel, hatta sektörde çok tanınan güçlü bir Genel Müdür’e devredip, kısa süre sonra onunla rekabet etmeye başlayıp, işlere müdahale edip, en sonunda da Genel Müdür’ün ayrılmasına sebep olduklarına şahit olmuşumdur.
Neden böyle yapıyorlar? Çünkü yetkiyi ve gücü bırakmaya hazır değiller. Değişime açık değiller. Bazen haklı da oluyorlar; ilk maddede belirttiğim kurumsal sistem eksiklikleri nedeniyle, Genel Müdür performans verememiş de olabiliyor. En önemli sebep de yönetim kurulu doğru yapılanmadığından, doğru üyelerden oluşmadığından ve doğru çalışmadığından, bu sistem değişikliği işe yaramıyor. Çünkü profesyonel yönetim ve güçlü yönetim kurulu ‘birlikte’ işe yarayan bir formül.
Patron ne zaman hazır olur?
Kanımca doğru zamanlama için şirkette insana değil, sisteme dayalı bir çalışmanın oturmuş olması gerekiyor. Kritik pozisyonların yedeklendiği, net görev tanımlarının oluşturulmuş olduğu, icrada silolar değil süreçlerle yönetiminin uygulandığı, ERP sistemine dayalı operasyon ve raporlama yapılabilen, sağlıklı veri ve rapor elde edilebilen, orta kademe yöneticilerin de yetkin ve tecrübeli olduğu, güçlü iç denetim- iç kontrol yapılarının oluştuğu şirketlerde patron kendisini daha güvende hissediyor. Çocuğu gibi olan şirketini emanet edebilmesi için operasyonun ve risklerin iyi yönetileceğinden emin olmak istiyor. Buna ek olarak yönetim kurulu da iyi yapılandırılmış ve icra üzerinde stratejik yönlendirme ve gözetim mekanizmaları da tesis edilmiş olursa, patron gönül rahatlığı ile olmasa da makul seviyede güvenceye sahip olarak rol değişikliğini kabul edebiliyor.
Profesyonel tepe yönetici başladıktan sonra
Yetki, rol ve sorumluluklar iç yönerge, imza sirküleri ve YK’nın devredilen yetkiler belgesi ile tanımlanmış olmalı. İlk iş bu. Sonrasında YK ve tepe yönetim birlikte çalışıp bir stratejik niyet ve yön ortaya koymalı. Üçüncü aşamada icra stratejik hedefleri ve bütçeyi hazırlayıp YK ile değerlendirmeli. Bunların onaylanması sonrası, performans izleme süreci tasarlanmalı. Ayrıca YK Komiteleri de (denetim, risk, kurumsal yönetim) oluşturulup, düzenli çalıştırılmalı. Yönetim Kurulunda bağımsız üyelere yer vermek, bu süreci hızlandırıyor.