Patente Ege'den start

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

 

Patentin Türkiye'deki geri durumunu iyileştirmek adına, Ege Üniversitesi Bilim-Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBİLTEM) -hep sayıklanan- üniversite-sanayi işbirliğini devreye sokarak, üniversitelerarası patent yarışması düzenledi. Sanayici Elginkan Vakfı ve TÜBİTAK baş sponsorlar oldu.

EBİLTEM, çeşitli üniversitelerden gelen 134 patent projesini 12 finaliste indiren jürinin karşısına, bu finalistleri Türk Mucit (2007), Dragons' Den (2010) ve şimdiki "Bir Fikrin mi Var?" formatında çıkarttı. 28-30 Kasım'da, aralarında Alphan Manas gibi, yenilikçi fikirlere ticari boyutun nasıl katılacağını bilen iş yöneticileri de olan jüri, finalistleri, kalabalık bir izleyici grubu önünde "sorguya çekti."

                                     ***

Sonuç: Üç dalda, iki ODTÜ, bir Samsun/19 Mayıs birincilik... Ege'den iki, Antalya, Edirne, Konya, Ankara/Gazi'den 6 öğretim üyesi ikincilik, üçüncülük. Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Candeğer Yılmaz'ın üç gün aksatmadan ön sıradan izlediği etkinliği düzenleyen EBİLTEM Başkanı Prof.Dr. Fazilet Vardar Sükan, "Bu, yerel bir olay değil. Bütün Türkiye için yapıyoruz," diyor.

Gerçekten, Avrupa Patent Ofisi (EPO), sınai mülkiyet hakları bilgisinin yaygınlaştırılması için Türkiye'yi pilot ülkelerden biri olarak seçti. Türkiye'de  patentle ilgili konular, EPO ile birlikte, Türk Patent Enstitüsü ve Avrupa Birliği Marka ve Tasarım Ofisi (OHIM) işbirliğinde ve EBİLTEM ulusal eşgüdümünde yapılmaya başlandı: Üniversitelerde patent bilgisi ve farkındalığı artsın. Bu konudaki eğitimler, üniversitelerde ders müfredatına girsin. Buralarda patent ve teknoloji transfer ofisleri kurulsun ve geliştirilsin.

Ki, hocalar, araştırmacılar, çalışmalarını sadece "bilim uğruna" değil, patenti alınıp ticari fayda da sağlayacak katma değer fırsatı olarak görsün. Üniversitelerde patent hevesi oluşsun. Bunlar, damlaya damlaya göl olsun ve Türkiye'nin "acınacak" derecedeki düşük "yerli" patent sayısı gıdım gıdım artsın.

Patent sayısının sadece 3-5 diye artması da yetmez. AB, ABD ve Japonya Patent Ofisleri tarafından da değeri kabul edilen Üçlü Patent sayımızın artması daha da şart. Türkiye'nin, 1996- 2009 arasında Üçlü Patent sayısı 4'ten (yazı ile: dört) 24'e çıktı. Türkiye, bu konuda OECD içinde 23. sırada... ABD: 13,715. İkinci: Japonya: 13,322. Üçüncü: Almanya: 5,764.

                                     ***

Dünya, bu noktaya bir kaç yılda gelmedi. Patentin önemi, Sanayi Devrimi'nin bir doğallığı, o devrimi yaşamış kültürlerde hava-su-gıda kadar gerekli sayıldı. Patentleri korumak için yasalar çıkartıldı. Kurumlar oluşturuldu. Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında hazırlanan ABD Anayasası'nda Birinci Madde'de, Parlamento'nun bir görevinin de, "Yazarlara ve mucitlere, sınırlı bir süre için yazıları ve buluşları üzerinde münhasıran hak tanıyarak, bilim ve yararlı sanatların gelişmesini teşvik etmek..." olduğu yazar. Bir yandan savaşırken, aynı zamanda fikri mülkiyetin önemini anayasaya yazmayı akıl etmek... Eh, durum bu olunca, "onlar"ın bu konularda fersah fersah ötelere gitmiş olması kader kısmet değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019