Patateste sorun bitmiyor
Patateste her yıl hasat sezonu sonrası ürün fiyatları tartışma gündemine taşınır. Bitmek bilmez bir türlü, ürüne biçilen değerle ilgili yakınmalar, sızlanmalar... Çiftçinin “Para kazanmak şöyle dursun, emeğinin, alın terinin bile karşılığını alamıyoruz” türü serzenişlerine tanık olunur, an be an...
Patates, yurdun hemen her yöresinde yetişen bir ürün. Ancak verimlilik ve kalite farkı dikkate alındığında, mevsimsel özelliklerinin uygunluğu nedeniyle iç kesimler ön plana çıkar üretimden yana... Yani yükün ağırlığını İç Anadolu havzasındaki iller omuzlar kendi aralarında. Örneğin; ülke patates üretiminin yüzde 14'ünü Niğde karşılar tek başına. Niğde'yi yüzde 10'a varan üretimleriyle Nevşehir, Konya ve Afyon izler sırasıyla... Yüzde 8'le İzmir, yüzde 7 ile Kayseri gelir sonra. Sivas ve Adana'nın da etkinliği vardır üretimden yana... Sivas'ın yüzde 7, Adana'nın yüzde 5 dolaylarında üretimdeki payları...
Ülkemizde arz talep dengesi pek dikkate alınmadan üretim yapılıyor genellikle. Plansız programsız yapılan üretimler ise bir dizi sorunu da peşinden getiriyor kaçınılmaz olarak...
Mutfağın, olmazsa olmazı patates de, arz talep dengesi dikkate alınmadan ekimi yapılan ürünlerden. Nitekim değerli ekonomist Prof. Dr. Güngör Uras'ın tanımlaması ile 'üreticiye yol gösterecek, üretimi ve fiyatı dengeleyecek birlik ve kooperatifler olmadığı için her üretici kendi değerlemelerine göre üretim yapıyor, kendi imkanlarıyla patates satıyor. O zaman da, üretim fazlası ya tarlada, ya da depoda kalıyor.'
Manav tezgahlarında, marketlerde bir önceki üretim döneminden kalma patatesin kilo fiyatı şu sıralar 1 liradan işlem görüyor. Yeni üretim taze patates ise 2 lira 80 kuruştan satılıyor. Üretici, patates fiyatlarının düşüklüğünden yakınırken, tüketici de fiyatların yüksekliğinden şikayetçi.
Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, patates çiftçisinin her yıl sorunlarla boğuşmak zorunda kaldığından söz ederek; “ Niğde'de geçen sezon 21 bin dekar alanda 900 bin ton patates üretildi. Hasadını ekim ayı sonunda bitiren çiftçi, umutla alıcı yolu bekledi. Ancak ürüne değerini veren alıcı bulmakta zorlandı. Başlangıçta patatesin tarla fiyatı 50 kuruştu. Kış aylarında bu miktar 25 kuruşa kadar geriledi. Dolayısıyla malını ya yok pahasına satmak zorunda kaldı, ya da 'biraz daha sabır' diyerek beklemede kaldı. Ne var ki, nisanın gelişi yani havaların ısınması ile ürün çillenip çürümeye yüz tutunca, bir kez daha düş kırıklığına uğramaktan kurtulamadı. Kısacası, ihracata teşvik desteği işe yaramadı. Alımla ilgili devletle anlaşma girişimi de yok. Niğde'de şu anda 100 bin ton patates alıcı bekliyor. Tabii bir o kadar patates de Nevşehir'deki yeraltı depolarında... Çiftçi maliyeti 40 - 60 kuruş arasında değişen patatesini 'hiç yoktan iyidir' diyerek 10 kuruştan satıyor” diyor.
Patates tarımı yorucu ve zahmetli bir iş. Tohum temininden ilaçlamaya, mazot alımından sulamaya çiftçi bir dizi sorunla boğuşmak zorunda kalıyor. Gerek ekim alanlarının daralması, gerekse kredi temini ve tohumdaki sorunlar, rekoltenin her yıl biraz daha azalmasına yol açıyor.
Gübre, mazot ve elektrik gibi temel girdiler üretimin olmazsa olmazları... Sulama da öyle...
Patates gelişimini, ekiminden hasadına kadar geçen 5 ila 6 aylık sürede tamamlıyor. Bu süre içinde 3 saatten az olmamak kaydiyle en az 8 ila 9 kez sulanması gerekiyor.
Sorunlar sadece Niğde ve Nevşehir için değil bölgede patates üretimi yapan diğer iller için de geçerli. Yazlar bu havzada genelde sıcak ve kurak geçiyor. Sulama elektrik enerjisi kullanılarak, yeraltından çıkarılan sularla yapılıyor. Bu tür sulama çok pahalı. Hem çiftçiye ağır maliyet yüklüyor, hem de üretimi kısıtlıyor. Keza tohum, mazot, gübre ve ilaç gibi temel girdilerdeki fiyat artışları da, patates çiftçisinin uykusunu kaçıran sorunların bir diğer yanı. Yetmezmiş gibi bir de pazarlama sorunu çıkıyor sürekli karşısına...
Kısacası, kredi borcu, hasat dönemi yakıt bedeli, işçilik gibi girdilerle, ürünün depolanmasından sonra hemen ödenmesi gereken ücretleri temin edebilmek için patatesin önemli bir bölümünü paraya çevirmek zorunda. Tabii zarar etmek riskini de göze almak kaydiyle...