Parayla ‘ihracat’ olmaz!
Klasik sorumuzdu:
Parayla saadet/mutluluk olur mu?
***
Peki… “Parayla “ihracat” olur mu?”!!!
***
“Üretimi artırmak için işçi bulamıyorum…
O nedenle: Yurtdışından sipariş almaya korkuyorum.” diyen ihracatçılarımız varken…
***
Güneydoğu İhracatçı Birlikleri Başkanı Fikret Kileci: “İhracatçı büyüğümüz, “Yüzde 100’lerde, yüzde 120’lerde faizler gördük. O dönemlerde dahi işimizi büyütebiliyorduk. Şimdi yüzde 60’larda faiz var ama zorlanıyoruz…” dedi. Çok haklı…” şeklindeki anekdotuyla…
Üretim ve ürün pazarlamasında farklı zorlukların varlığını açıklamaya çalışırken…
***
Ülkelerdeki talebe göre halı tasarımları geliştirerek ihracatını artıran ve yüzde 100 ihracata yönelen İbrahim Gümüşoğlu’nun, “45 ülkede analizler yaparak, yıllarca çaba harcayarak, çeşitli riskleri de alarak pazar genişlettik…
Bu sayede yatırımları, istihdamı, döviz girdisini artırdık… Fabrikalarımızda eğitimle, işsizlere meslek kazandırdık…
Bugün de çalıştığımız ülkelerin çoğunda korumacılık/iç kargaşa/savaş/gümrük-liman-navlun gibi zorluklarla baş başayız…” cümlesi… İhracatçının ürünlerini geliştirme/pazarını genişletme gibi kendi işi dışında, birçok şeyle uğraşmak zorunda olduğunu gösterirken…
VELHASIL
İşini bilgiye/bilime/çabaya/rasyonaliteye dayalı yapan, teşvikten desteklemeye, kayıt dışından vergisel dengesizliğe kadar birçok alanda “haksız rekabet” ile karşı karşıyayken…
***
Bu nedenlerle: İhracatta kilogram fiyatı düşerken… Karlılık azalıp, riskler artarken… Hammaddede/teknolojide bağımlılık yükselirken…
***
Dahası:
Üretecek/geliştirecek/pazarlayacak eleman “yüksek ücret” de vadedilse, bulunamazken; ve bu sorun kabusa dönüşmüşken… “Parayla ‘ihracat’ olur mu?” sorusunun yanıtı ne olabilir?