Parasal genişleme milyoner enflasyonu yarattı
Türk Lirası’ndaki hızlı değer kaybı paralelinde ticaret ve genel ekonomik hayatta gelir, harcama ve getiri bazında parasal işlem tutarlarının rakamsal olarak büyümesi, hızla “enflasyon milyonerleri” üretiyor.
Bu trende bağlı olarak bankalardaki milyonluk hesapların sayısında yaşanan patlama ile adeta “milyoner enflasyonu” yaşanıyor. Türk bankacılık sistemindeki TL mevduat, döviz tevdiat hesabı ve kıymetli maden depo hesaplarının toplamından oluşan mevduat ve katılım hesaplarının toplam hacmi içinde 1 milyon TL ve daha yüksek tutardaki hesapların sayısı haziran sonu itibarıyla 1 milyon 145 bin 765 adetle rekor düzeye ulaştı.
Söz konusu hesapların sayısı son altı ayda 295 bin 875, son bir yılda ise 473 bin 851 arttı. Haziran sonu itibarıyla Türk bankacılık sistemindeki tüm mevduat ve katılım hesaplarının sayısı 161 milyon 224 bin 759 olurken, tutarı 1 milyon TL ve üzerinde olan hesaplar toplam sayının yüzde 0,7’sini oluşturdu.
Aynı tarih itibarıyla 11 trilyon 650,5 milyar lira olan toplam mevduat hacminin ise 8 trilyon 328,5 milyar lira ile yüzde 71,5’ini 1 milyon TL ve üzeri hesaplardaki tutar oluşturdu. Söz konusu hesaplar Haziran 2022’de bankalardaki tüm mevduat hesaplarının sayı olarak yüzde 0,5’ini, tutar olarak da yüzde 66,1’i; 2022 sonu itibarıyla da toplam sayısının yüzde 0,55’ini, mevduat hacminin yüzde 69,7’sini oluşturuyordu.
Son bir yılda bankalardaki toplam mevduat hesabı sayısı yüzde 15,1 artarken, 1 milyon lira ve daha yüksek tutarlı hesap sayısındaki artış ise yüzde 70,5’e düzeyinde gerçekleşti. Toplam mevduat hacminin yüzde 71,4 genişlediği bu dönemde, 1 milyon TL ve daha yüksek tutarlı hesapların toplam hacminde yüzde 85,5 büyüme yaşandı.
1 milyondan fazlası yerleşiklere ait
Haziran sonu itibarıyla “milyonluk” hesapların 1 milyon 15 bin 705’i Türkiye’de yerleşiklere ait. Bu hesaplardaki tutar, 7 trilyon 634 milyar lira ile aynı tarihte 10 trilyon 765,8 milyar lira olan toplam yurt içi mevduatın yüzde 70,9’unu; yine bu tarih itibarıyla bankalardaki toplam mevduatın ise yüzde 65,5’ini oluşturuyor. Yurt içi yerleşiklere ait 1 milyon TL ve üzeri hesaplardaki mevduatın 3 trilyon 496,7 milyarı gerçek kişilere, 418 milyarı resmi kuruluşlara, 3 trilyon 719,3 milyar liralık bölümü ise ticari ve diğer kuruluşlara ait.
Yabancıların da var
1 milyon TL ve üzerindeki hesapların haziran sonu itibarıyla 130 bin 60 adedi ise yurt dışında yerleşiklere ait bulunuyor. Söz konusu hesaplardaki toplam mevduat hacmi 694,5 milyar lira. Bu da yurt dışı yerleşiklere ait toplam mevduatın yüzde 78,5’ini oluşturuyor. Yurt dışında yerleşiklere ait 1 milyon ve üstü hesaplardaki paranın 529,6 milyarı gerçek kişi yabancılara, 165 milyarı ise yabancı ticari ve diğer kuruluşlara ait bulunuyor.
500, 1000 TL banknotlar çıkacak mı?
Öte yandan parasal genişlemenin sonucu olarak paranın değer yitirmesi, buna bağlı olarak parasal işlemlerin rakamsal olarak büyümesi, ekonomide kullanılan banknot değerlerinin de değişmesi ihtiyacını beraberinde getiriyor. Rakamsal büyüme sonucu parasal işlemlerde kullanılan banknot miktarındaki sayısal artış, şu an en büyüğü 200 TL değerli olan banknotlara 500 ve 1000 TL’lik olan yeni paraların dolaşıma sokulması beklentisini doğurdu.
Ancak Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, bu iddialara yanıt verirken, şu an için daha yüksek değerli banknotları düşünmediklerini ve odaklarının enflasyonla mücadele olduğunu belirtti. Parasal sıkılaştırma doğrultusunda kredi genişlemesinin önüne geçeceklerini ifade eden Erkan, 450-500 milyar liralık bir parayı piyasadan çekeceklerini de söyledi.
Enflasyon milyonerleri = milyoner enflasyonu
Uzmanlar, bankalardaki milyonluk hesap sayısındaki patlamanın, geçtiğimiz dönemde yaşanan yüksek enflasyon ve kurdaki yükseliş sonucu TL’nin aşırı değer yitirmesi, buna karşılık başta mevduata uygulanan yüksek faizler olmak üzere finansal varlık fiyatlarındaki artış, gayrimenkul rantlarındaki büyüme ve kredi genişlemesi gibi faktörlerden kaynaklandığını belirtiyor.
Pandemide başlayan ve son seçim öncesi zirveye çıkan parasal genişlemenin, piyasada bollaşan paranın değersizleşmesine yol açtığı; gelir, harcama, getiri kalemlerindeki rakamsal büyümenin parasal işlemleri fiktif biçimde büyüterek 6 sıfırlı tutarları kâğıt üzerinde artırdığı vurgulanıyor. Milyoner sayısındaki artışın aynı oranda zenginleşme anlamına gelmediğine işaret ediliyor. Ancak belli bir kesimin de bu süreçte elde ettiği orantısız rant ve getirilerle varlıklarını büyüttüğü, ülkede açlık ve yoksulluk sınırı sürekli yükselirken bu durumun gelir dağılımında bozulmaya işaret ettiği vurgulanıyor.