Paranın ne önemi var?
Keşke hayat şarkılardaki gibi olsa ama alanımız makroekonomik perspektifte, bizim gibi gelişen piyasaların dış finansman ihtiyacı her zaman ön planda yer alıyor. Yabancı yatırımcının uygulanan doğru politikalar ile kapıyı araladığını görüyoruz.
Ancak 2018'den bu yana sadece çıkış için telefonun ahizesini kaldıran yabancı fonlar, bu sefer kapıyı aralamış durumda. Bu noktada bir konunun da altını çizmek gerekiyor, sadece içeride yer alan yorumlara göz atıldığında inanılmaz bir iyimserlik var. Şu an sadece olası bir giriş için hesap kitap yapıyorlar.
Yani bankaların sendikasyon kredilerine ve eurobond ihraçlarına gelen talep tabii ki önemli. TCMB döviz pozisyonunda son haftada görülen iyileşme, menkul kıymet istatistiklerine de yansıyan başta tahvil olmak üzere pozisyonlar benzer şekilde.
Ancak 1 trilyon dolar büyüklüğünde ve yıllık 100 milyar dolar üzeri dış ticaret açığı veren bir ülke için gerekli olan çok daha fazlası. Turizmden gelecek olan gelir ile ödemeler dengesinde sorun yaşatmayacak bir noktaya gelebilmemizin önünde de artık dolar ya da euro cinsinden pahalı bir destinasyon haline geldiğimiz gerçeği var. Önümüzdeki dönemde çevrilmesi gereken dış borç, doğalgaz tarafında faturayı artıracak fiyat hareketleri gibi sorunlar da peşi sıra eklenebilir.
Gelecek ay itibariyle asgari ücrete yapılacak olan zam ile beraber enflasyonda yeni bir sarmal başlar mı göreceğiz. KKM çıkışlarının şimdiye kadar aynı hızda dövize yönelmemesi ve %50 sınırını da yukarı yönde zorlayan mevduat faizlerinin iç talebi hem de dövize olan talebi sönümlendirmekte başarılı olması da not edilmesi gereken artılar. Sonuç olarak, yabancı yatırımcının özellikle reel sektör tarafında yeni istihdam da yaratacak girişimleri için çok erken, ancak elimizi rahatlatacak ve CDS risk primimizi daha da aşağı çekecek nispette bir portföy yatırımı gelecek yılın başından itibaren artan hızda sürebilir.
Ülkemizin sürdürülebilir ve kaliteli bir büyüme patikasına girmesi için salt para politikasının yeterli olamayacağını başta beşeri sermayemizi korumak, vergi reformu ile gelir dağılımını düzeltmek, üretimi teşvik etmek gibi pek çok adımın gerektiğini de unutmayalım. Bir yanımız bahar, bahçe...