"Paramızdan attığımız sıfırlar geri döner mi ? ..."

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI [email protected]

Geçen hafta açıklanan enflasyon oranları bize şu gerçeği gösterdi: Gerçekten de tüm çabalarımıza rağmen 2018 yılını kaybettik.Maalesef, bu durum Şampiyonlar Ligindeki gruplarda maç oynamak gibi değil. Yani "bu maçı kaybettik, önümüzdeki maçlara bakacağız" diyemiyoruz. Çünkü işler daha da kötü olmasın diye çabalamak zorundayız.

Enflasyonun bu kadar yüksek çıkmasının sebebini Ankara başka yerlerde, İstanbul başka yerlerde ararken, ben dünkü raporda olduğu gibi, gerçekçi taraftan bir analiz yapmak istiyorum.

Herşeyden önce hem ÜFE hem de Çekirdek Enflasyondaki yükselişler, fiyat artışlarının konjonktürel sebeplerden kaynaklanmadığını bize gösteriyor. Demek ki, önümüzdeki dönemlerde enflasyon daha da yükselecek. Özelikle ÜFE'nin % 45'in üzerine çıkmış olması, son 15 yıldır gıdım gıdım kazandığımız mücadeleyi kepçeyle geri verdiğimizi gösteriyor. YEP'teki büyüme hedefinin % 2-3 seviyelerinde olduğu düşünülürse, "durgunluk içinde enflasyon" yani stagflasyon riski kuvvetleniyor demektir.

"Gelecek maçlara bakacağız diyemeyiz..."

Ancak, hala enflasyonu üreterek düşüreceğini düşünenler var ve Ankara'yı bu konuda ikna etmelerinden korkuyorum. Bir kez daha yüksek büyüme telaşına girersek enflasyonun korkutucu seviyelere yükselmesi işten bile olmaz. Zaten bu haliyle bile korkutucu. Yeni seçilen Ekonomi Politika Kurulu üyelerine bu konuda büyük iş düşüyor.

Şunu unutmamak lazım: Enflasyon bir sonuçtur ama birçok olumsuzluğu da tetikleyen bir sebep olabilir. Milli Muhasebe hesaplarının anlaşılabilir olmasını sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Enflasyonun yükselmesi, itinayla attığımız sıfırların geri gelmesi sonucunu yaratabilir. İki haneli etiketlerden üç haneli etiketlere çıktık bile. Bundan sonra 4 haneli etiketler gelebilir. Mutlaka önlem almalıyız.

Daha önce de birçok kez tekrar ettiğim gibi, enflasyon konusundaki en önemli tehlike "alışmak". Bir kere toplum gelişmeleri kanıksadı mı, geriye dönüş çok zor olur. Bu sebeple "zamanla geçer" demeden, oldukça radikal önlemler almak gerekir.

Pazartesi akşamı bazı perakende markaları arasında heyecan yaratan "kasada % 10 indirim" kampanyasının enflasyonla mücadele için doğru bir strateji olup olmadığı konusunda bazı soru işaretleri var. Dövizleri satarak, kurları düşürme kampanyasının başarısına benzeyebilir.

Rahmetli Erdoğan Alkin Hoca'dan öğrendiğim bir gerçek var: "Enflasyonla mücadele, devletin mal ve hizmet üretenin maliyetini düşürerek, onları daha rasyonel fiyatlarla vatandaşa satış yapmaya ikna edecek ortamı yaratmasıdır." Buradan hareketle talebi daraltmak, iskonto kampanyaları yapmak pansuman metotlardır diyebiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar