Para ve bilginin hızla el değiştirdiği dünyada, ”yumuşak güç” önem kazan
Harvard Üniversitesi, Kennedy Yönetim Fakültesi Dekanı; Clinton yönetiminde Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanlığı ve Savunma Bakan Yardımcılığı gibi üst düzey görevler almış Joseph S. Nye, yumuşak gücü, "İstediğini, zor kullanmak veya para vermek yerine kendine çekme yoluyla elde etme becerisidir. Bir ülkenin kültürünün, siyasi ideallerinin ve politikalarının cazibesinden gelir. Politikalarımız başkalarına meşru göründüğü zaman, yumuşak gücümüz artar" şeklinde tanımlıyor.
Bilgiye son derece kapsamlı ve hızlı bir şekilde ulaştığımız; kamuoyunun hızla değiştiği ve herkesin birbirine "bağlı" oldu bir dünyada, "soft power", yani yumuşak güç diplomasisi oldukça önemli bir rol oynamaya başladı. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, yumuşak güç potansiyellerini mümkün olduğunca etkin bir şekilde kullanmanın yollarını arıyorlar. Bu kapsamda ulusal markalar, popüler kültür ikonları bir ülkenin dünya genelinde tanınmasında etkili oluyor. Yumuşak gücün özelliklerinden birisi, klasik diplomasi elitizmini aşıp, küresel kamuoyunu ön plana çıkartıyor olması.
Peki hangi ülkeler, askeri güç kullanmadan, sadece yumuşak güç sayesinde dünyada sözü geçer ülkeler konumundalar? Yumuşak gücü doğru bir şekilde yönetmeyi, yani bir pop starın ya da iyi düşünülmüş toplumsal bir hareketin değerini bilen liderler kimler? Yumuşak güç dış politika stratejileri üzerinde ne derece etkili olacak?
Monocle dergisi, Institute for Government Soft Power (Yumuşak Güç Yönetim Enstitüsü) tarafından 50 ülke arasında gerçekleştirilen araştırma sonucunda yumuşak gücün doğru ve etkili kullanıldığı ilk 25 ülkenin listesini yayımladı. Listenin ilk sırasında İngiltere ve Fransa yer alırken, 25. sırada Türkiye var. Yönetim Enstitüsü Araştırmacısı Jonathan McClory, yumuşak gücün özellikle gelişen ülkelerde ön plana çıktığını kaydederken, önümüzdeki yıllarda sıralamanın çok daha farklı olacağına dikkat çekiyor.
Ülkedeki yabancı gazeteci sayısı; devletin sponsor olduğu yurtdışı medya faaliyetleri; olimpiyatlarda elde edilen altın madalyalar; ülkeyi ziyaret eden yıllık turist sayısı; BM tarafından yayımlanan yaşam süresi tahminleri; Dünya Bankası Küresel Yönetişim Sıralaması; Freedom House (Özgürlük Evi) Skoru; her bin kişiye düşen yabancı öğrenci oranı; üniversite sayısı; WEF Rekabetçilik Endeksi; Transparency International Yolsuzluk Endeksi; bir yıl içinde alınan patent sayısı; alınan doğrudan yabancı sermaye; yurtdışındaki kültürel misyonlar; Başbakan veya Cumhurbaşkanı tarafından konuşulan yabancı dil sayısı gibi unsurlar ülkelerin değerlendirilmesi yapılırken dikkate alınan temel unsurlar arasında yer alıyor.
Futbol, İngiltere'nin gizli gücü
Yumuşak güç sıralamasının ilk sırasını Fransa ve İngiltere paylaşırken, üçüncü sırada ABD geliyor. ABD'yi izleyen ülkeler ise sırasıyla şöyle: Almanya, İsviçre, İsveç, Danimarka, Avustralya, Finlandiya, İspanya, Hollanda, Kanada, Singapur, Norveç, Japonya, İtalya, Çin, İsrail, Güney Kore, Güney Afrika, Brezilya, Meksika, Hindistan, BAE ve Türkiye.
Her ne kadar İngiltere ve Fransa hükümetleri yumuşak güce karşı doğal bir tutkuları olduğunu göstermeseler de, her iki ülkenin de tarihi, dilleri, pop kültürleri dünya genelinde oldukça önemli bir güce sahip. Rakamlar ise her iki ülkenin yumuşak güce ne derece yatırım yaptığını kanıtlar nitelikte: İngiltere'deki yabancı basın mensuplarının sayısı bin 500; dünya genelinde 2 bin 100 adet İngiliz üniversitesi, 200 adet kültürel misyon ofisi bulunuyor. Futbol, İngiltere'nin gizli silahı olarak değerlendiriliyor. İngiliz futbal ligi, dünyanın en fazla seyredilen liglerinin başında geliyor. Dolayısıyla, futbol ligi İngiltere'nin en önemli ihracat unsurlarından birisi.
Fransa'daki yabancı basın mensubu sayısı bin 300'e ulaşıyor. Fransa'nın dünya genelinde 968 adet kültürel misyon ofisi bulunuyor. Bir diğer önemli unsur ise Fransa dışında Fransızca konuşanların sayısının tam 128 milyon kişi olması. Fransa, mutfağı, moda dünyası, zengin sanat tarihiyle de oldukça önemli bir konuma sahip. Bu arada her iki ülkenin ortak sorunu ise, başbakanlarının yabancı dil konuşmayı bilmemeleri.
"Çin bakış açısından uluslararası bir vizyon"
Çin yetkilileri, ülkelerinin batı medyasında yer alma şeklini beğenmiyor. Çin hükümetinin, devlete ait medya kanallarına 4.7 milyar euro yatırım yapmasının nedeni de, Çin kanallarının, BBC, CNN gibi küresel kanallarla rekabet edebilmelerini sağlamak. Örneğin Çin'in en büyük haber ağı olan China Central Television (CCTV) son yıllarda yayın dillerine Çince'nin yanı sıra, İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Rusça ve Arapça'yı ekledi. Aynı zamanda 2012 yılına kadar Çin dışındaki ofis sayısını 19'dan 56'ya çıkarmayı hedefliyor. Çin'in ulusal haber kanalı Xinhua ise CNC World adında başlattığı İngilizce yayın yapan kanalı ile, "Çin bakış açısında uluslararası bir vizyon" sunmayı hedefliyor. Sonuç olarak Çin 2007 yılından bu yana yumuşak güce öncelik veriyor; kültürel programlara, uluslararası yardım kampanyalarına milyarlar yatırıyor. Uzmanlar ise, hükümetinin doğruları yansıtmadığı sürece, Çin'in yumuşak güç alanında başarı sağlamasının çok mümkün olamayacağı görüşündeler.
Avrupa ve Asya arasında köprü kurmak için en iyi yol yumuşak güç
Yumuşak Güç araştırmasını yapan uzmanlara göre, Avrupa ve Asya arasında kalıcı bir köprü kurmak için en iyi diplomatik araç, yumuşak güç.
"İran, Irak ve AB ile sınırları olan her ülke, herkesle dost kalabilmek için yumuşak güce ihtiyaç duyacaktır" yorumunda bulunulan araştırmada, Türkiye'nin yükselen yumuşak gücü ile ilgili şu yorumlara yer veriliyor: "Kendine daha fazla güvenen Türkiye, son derece kritik bir jeopolitik rol üstlendi. Türkiye'nin kültürü batı ülkelerinde çok fazla tanınmıyor olabilir; fakat mükemmel İstanbul manzaralarına, çekici aktörlere ve ilginç hikayelere yer veren televizyon dizileri, Arap dünyası ve Balkanlarda oldukça geniş bir izleyici kitlesine ulaştı."
ABD'de yumuşak güç devletin değil, özel sektörün ilgi alanı
Askeri alanda büyük yatırımlar yapan, dünya genelinde ticari çıkarlarını agresif bir şekilde savunan ABD dış politikası için, yumuşak güç çok büyük bir anlam ifade etmeyebilir. Fakat hükümetin çok fazla ilgilenmediği bu alan, ABD özel sektörünü son derece yakından ilgilendiriyor. 7.68 milyar dolarla dünyanın en büyük film ihracatçısı olan ABD sinemasının yanı sıra, müzik sanayi ve TV dizileri ile ABD küresel kültür trendlerini belirleyen en güçlü ülke konumunda. Bu arada her ne kadar ülke içinde ilk günkü etkisini kaybetmiş olsa da Başkan Barack Obama dünya genelinde önemli bir yumuşak güç starı olmayı sürdürüyor.
Japonya'nın "Ninja" kahramaları
Neden batı basınında Japonya, Nijerya'dan daha fazla gündeme geliyor? Japonya'nın daha büyük bir ekonomiye sahip olması bunun nedenlerinden biri olabilir. Harvard Üniversitesi Berkman İnternet ve Toplum Merkezi araştırmacılarından David Weinberger'e göre, bunun asıl nedeni, Japonya'nın Ninja'larının olması; Nijerya'nın ise olmaması. Weinberger, şunları söylüyor: "Bir ülkeye ilgi göstermemizin nedeni, o ülke hakkında ne bildiğimizle ya da ne bildiğimizi sandığımızla ilgili. Nijerya çok başarılı sanatçılara sahip olabilir, fakat biz Japonya'nın ürettiği kültürel ürünleri tanıdık; onlarla kendimizi özleştirdik, çünkü güzel hikayeler anlattılar ve farklıydılar."
Japon Kültür Ajansı Komiseri Seiichi Kondo da, Japonya'nın sahip olduğu gelenekleri ve felsefeyi, tüm dünyayı etkileyebilecek şekilde yansıtmayı bildiğini ifade ediyor. Yumuşak gücün bazı durumlarda geleneksel diplomasinden daha önemli olabildiğine de dikkat çeken Kondo, şu hatırlatmayı yapıyor: "Japonya ve Kore arasında hala tarihe ve toprağa dayalı sorunlar var, fakat iki ülkenin genç nesilleri hiçbir sorun yaşamadan arkadaşlık edebiliyorlar. Bu, 2002 yılında ortak ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz Dünya Kupası'ndan bu yana böyle. Genç nesillerin paylaşılan pop kültürünü anlamaları çok daha kolay oluyor."