Para politikasında gevşeme süreci başlıyor…
Bugün köşemizde küresel ekonomiden başlayarak yurt içi ekonomik gelişmeleri değerlendireceğiz. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) iylül ayında bir faiz indirimine gideceğine artık kesin gözüyle bakılıyor. ABD’de manşet enflasyon %2.5 seviyesine geriledi.
Mevcut politika faizi ile yaklaşık 300 baz puanlık reel faiz marjı oluştu. Bir başka deyişle, Fed sıkı durmaya devam ederek faiz indirimlerine devam edebilecek bir alana sahip. Tartışma indirimin 50 baz puan mı yoksa 25 baz puan mı olacağı üzerine. Bizim kanaatimiz ilk faiz indiriminin 25 baz puan olacağı yönünde Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz indirimlerine daha erken başladı ve FED kadar faiz indirimi alanı yok. ECB’nin politika faizi 3.75 düzeyindeyken Avrupa Bölgesi enflasyonu %2.2 seviyesinde.
Çekirdek enflasyonun %2.8 olması ve hizmet enflasyonunun ağustos ayında %4’ten %4.2’ye çıkması kaygı yaratan gelişmeler. Bu gelişmelere rağmen ECB’nin eylül ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimine gideceğini düşünüyoruz. Manşet enflasyonun %2 olan hedefe yaklaşması ve ekonomik aktivitedeki zayıflık ECB’nin faiz indirimlerine devam etmesine neden oluyor.
Büyük merkez bankalarının para politikasında gevşemeye gittiği bu dönemde önümüzdeki aylarda finansal piyasalarda oynaklık yaratacak ana gelişme ABD’de yapılacak başkanlık seçimleri olacaktır. Mevcut durumda Demokratların adayı Kamala Harris bir adım önde görünüyor. Bununla birlikte seçimlere henüz zaman var ve bu dönemde finansal piyasalar farklı gelişmelere hazır olmalı.
Küresel ekonomide yaşanan bir diğer önemli gelişme petrol fiyatlarında yaşanan düşüş. Çin’de ekonomik aktivitenin beklenenden zayıf seyretmesi, ABD ekonomisinde görülen yavaşlama emareleri petrol talebinde zayıflamaya ve OPEC’in kararlarına rağmen fiyatlarda düşüşe neden oluyor. Enerji fiyatlarında yaşanan bu gelişmeler petrol ithal eden ülkeler için olumlu.
Yurt içi gelişmeler
Küresel gelişmelerden Türkiye ekonomisine dönersek hafta içinde önemli veri akışı gerçekleşti. TÜİK’in açıkladığı mevsimsellikten arındırılmış işsizlik rakamı temmuz ayında 0.4 puan gerileyerek %8.8 olarak gerçekleşti.
Ekonomik aktivitenin yavaşladığını düşündüğümüz bir dönemde işsizlik oranının gerilemesi tartışmalara neden oldu. Burada hatırlatmakta fayda gördüğümüz nokta parasal sıkılaştırma olan dönemlerde tüm sektörlerin daralma göstermediği. 23 Ağustos tarihli yazımızda son resesyon dönemi olan 2019 yılında hangi sektörlerin net reel satışlarında gerileme, hangilerinde büyüme yaşandığını özetlemiştik.
Buna göre inşaat, perakende ve sanayi sektörlerinde net reel satışlarda gerileme yaşanırken turizm, sağlık, eğitim gibi sektörlerde artış yaşanmıştı. Mevcut durumda da hizmet sektörünün alt sektörlerinde işe alımların yaşanması ihtimalinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. İhracat iklim endeksinde görülen iyileşme Almanya başta olmak üzere Avrupa’da ekonomik toparlanmaya işaret ediyor. Bu durum ihracatçı sektörlerimize destek olacaktır.
TÜİK tarafından yayınlanan temmuz ayına ait sektörel perakende satışlar ve ciro endeksleri de ekonomik yavaşlamadan sektörlerin farklı etkilendiğini ortaya koyuyor. Perakende sektöründe beyaz eşya, mobilya, tekstil, elektrikli aletler ve yakıt satışlarında gerileme yaşanıyor. Gıda sektöründe aylık %0.2’lik sınırlı bir artış yaşanırken bilgisayar ve bilgisayar malzemelerinde %6.1’lik aylık artış söz konusu. Enerji sektörü cirosu aylık %4.2 düşerken kara taşıtları imalatında %3.6’lık bir gerileme yaşanmış.
Son iki ayda cari fazla verildi
Dün açıklanan cari açık verisi de ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya işaret ediyor. Haziran ayındaki 333 milyon dolarlık cari fazla sonrasında temmuz ayında da 566 milyon dolarlık cari fazla oluştu. Altın ithalatındaki gerileme ile hammadde ve ara malı ithalatındaki azalış cari açığın düşmesine neden oluyor. Türkiye için cari fazla vermenin ekonomik aktivitenin yavaşladığına işaret ettiğini bir kez daha hatırlatalım.
Özetlemek gerekirse, yurt dışında faizlerin düşüyor olması, ihracat yaptığımız ülkelerde ekonomik aktivitenin hızlanması ve petrol fiyatlarındaki düşüşler Türkiye ekonomisi için olumlu gelişmeler. Düşen yurt dışı borçlanma maliyetleri ve daha düşük enerji fiyatları dezenflasyon sürecine destek verirken cari açığa olumlu yansıyacak ve döviz talebini düşürecektir.