Para politikası ve maliye politikasının uyumu
Ülkelerin daha iyi bir noktaya erişmesi için kaynakların, imkanların ve kabiliyetlerin belirlenen hedef doğrultusunda kullanılması yönünde politikalar üretiliyor. Daha iyisine ulaşma yolculuğunda, beklenmeyen gelişmeler veya sorunlar ortaya çıkabiliyor, krizlerle karşılaşılabiliyor. Yeni, beklenmedik sorunlar olsun olmasın üretilen politikalardan ekonomi ile ilgili olanlar, para ve maliye politikaları olarak iki gruba ayrılıyor.
İki grup arasındaki uyum, A noktasından B noktasına gitmenin ideal koşulu olarak görülüyor. Pandemi ile ortaya çıkan sorunlar, genişlemeci para-maliye politikaları ile büyük oranda aşıldı. Pandeminin yarattığı sorunlara yönelik ortaya konulan genişleyici politikalar, bir takım yan etkilere de yol açtı. Bu sürecin sonunda en yaygın ve belirgin sorun enflasyon oldu. Pandemi döneminde göze alınan risk, zamanla karşımıza enflasyon sorunu olarak çıktı. Enflasyon yükseldi ve çözüm için harekete geçildi.
Enflasyonla mücadelede çözüm politikasının yan etkisi biliniyordu ancak, o dönemin koşullarında bu risk de göze alındı. Geldiğimiz noktada enflasyonla mücadelenin yan etkisi olarak ekonomiler yavaşlamış durumda. Ayrıca mücadele sırasında başka gelişmeler de oldu ve süreci yönetmek daha zorlu hale geldi. Örneğin Ukrayna meselesi, Avrupa’ya ayrıca enerji temini sıkıntısı çıkardı ve denklem daha zorlu bir hal aldı. Her ülkenin şartları ve dinamizmi elbette farklı, dolayısıyla ortaya çıkan sorunların boyutu da farklı.
Fed’in ajandası
Yukarıda ifade ettiğimiz süreç, ABD ekonomisi için de geçerli. Pandemi sırasında olağanüstü kararlarla faizi sıfıra indiren Fed, sonrasında artan enflasyonla mücadele için faiz artırım kararları aldı ve ekonomiyi kontrollü yavaşlatarak amacına ulaşmaya çalışıyor. Fed, geldiğimiz noktada ise enflasyonla mücadelede belirli bir eşiği aştığına kanaat getirerek, faiz indirmeye başladı. 2024’te 100 baz puan faiz indiren Fed’in, 2025’te 50 baz puan indirim yapması öngörülüyor.
Trump’ın ajandası
Kasım ayındaki başkanlık seçiminden güçlü sonuç alan ve ABD’nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump, 2. Başkanlık dönemine başlamak üzere. Vaatleri ise ekonomiyi canlandırmaya ve ABD’nin gücünü artırmaya yönelik. Gümrük tarifelerini kaldıraç olarak kullanıp, ülkesine avantaj sağlamayı hedefliyor. Olası adımlarının hem ekonomik hem de siyasi çıktılarının olmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda piyasalar daha volatil bir döneme girecek gibi görünüyor.
Trump ve Fed ajanda uyumu
Önceki bölümlerde para ve maliye politikalarının uyumlu olmasının ekonomide lehte sonuçlar üretebileceğini ifade etmiştik. Bu uyum ve korelasyon çoğaldıkça hedeflere erişim de o ölçüde kolaylaşabilir. Ancak Trump’ın ajandası, ekonomiyi canlandırıcı nitelikte ve bir anlamda mali teşvik olarak tanımlanabilecek bir içeriğe sahip. Ekonomiyi hızlandırması ve hızlanmanın enflasyon riski yaratması ise beklentiler arasında. Bu noktada Trump, Fed ile zıt çıktılara imza atabilir.
Fed; ekonominin nabzını düşürmeye ve bir süre düşük seviyede tutmaya odaklanmış durumda. Henüz bu hedefe tam anlamıyla erişemeyen Fed’in biraz daha zamana ihtiyacı varken, Trump’ın hızlandırıcı etkisi ekonominin nabzını artırabilir. Bu ajanda farklılıkları Fed’i daha temkinli bir tutuma yönlendirdi. Nitekim Aralık ayı toplantısında Powell’ın faiz indiriminde aceleci olmayacaklarını ifade etmesinin arka planında ‘Trump faktörü’nün önemli bir yere sahip olduğu düşünülüyor.
Piyasalar ve yatırımcılar
Yukarıda da ifade ettiğimiz Trump ve Fed arasındaki bu uyumsuzluk, piyasalara zıt sinyaller gönderiyor. Bu durumda yatırımcılar ilk etapta, bu şartlar altında bir tercih ve fiyatlama yapabilir. İlk akla gelen tercih, Trump’ın büyüme odaklı politikası ancak bu fiyatlama davranışı uzun soluklu ve keyifli olmayabilir. Çünkü Trump politikasını fiyatlamanın aynı zamanda Fed’in güncel para politikası aleyhine olduğu da biliniyor ve ilk aşamada Trump fiyatlaması, Fed’i göz ardı ederek yapılmış olacak.
Bu süreçte Fed, Trump’a uyumlanma çabasını biraz daha genişletebilir. Yeni yıla, ABD mali politikalarının genişlemeci, para politikasının ise sıkı olduğu bir zemin üzerinde başlayacağımızı düşünüyoruz. Yatırımcılar, Trump’ın motivasyonunu ve motivasyonunun derecesini Fed’in Trump politikalarına uyumlanma çabası eşliğinde fiyatlayacak gibi görünüyor. Varlıklar ise volatil seyir izleyebilir. Bu bağlamda 2025, başlangıcından itibaren farklı bir yıl olmaya aday.