Para politikası ve finansal koşullar
TCMB Para Politikası Kurulu politika faizini mart ayında %50 seviyesine yükseltti ve fiyat artışları kontrol altına alınana kadar bu seviyede kalacağının iletişimini yaptı. Biliyoruz ki faiz politikasının finansal ve reel sektör üzerindeki etkileri gecikmeli olarak gözleniyor.
Diğer taraftan, para politikasının sıkılaştırılmasında kademeli bir süreç tercih edildi. Politika faizinin reel olarak pozitif bölgeye geçtiği dönem (reelleştirmeyi piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentisi ile yaparsak) 2024 yılının başına denk geliyor. Bir başka deyişle, TCMB gerçek anlamda sıkı para politikası uygulamaya yıl başından itibaren başladı.
Mart ayında yapılan faiz artışı ile birlikte para politikası duruşu sıkılık anlamında pekiştirilmiş oldu. Para politikasında sıkılaşma adımları atılsa da yılın ilk çeyreğinde, seçim sonrası kurlarda yükseliş olacağı beklentisi ile, iç talebin ve üretimin canlı kaldığını gözlemledik.
Öncü göstergeler ekonomide soğumaya işaret ediyor
Hafta içinde açıklanan mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi Eylül 2022’den beri en düşük seviyesine geriledi. TCMB’nin iktisadi yönelim anketi altında takip edilen toplam siparişler Kasım 2022’den beri en düşük seviyesine geriledi. İhracat siparişlerinde son iki aydır momentum kaybı olduğunu gözlemliyoruz.
Kapasite kullanım oranı verileri de Mart ayından bu yana kapasite kullanımında düşüş olduğuna işaret ediyor. İstanbul Sanayi Odası tarafından yayımlanan imalat sanayi PMI verileri nisanda 49.3, mayıs ayında 48.4 olarak gerçekleşti. Bu endeksin 50 seviyesinin altında olması da son iki aydır imalat sanayi aktivitesinde yavaşlama olduğuna işaret ediyor.
PMI verilerinin alt kalemlerine baktığımızda artış hızı yavaşlamakla birlikte gıda sektöründe büyüme gerçekleştiğini, giyim-deri, makine ve ağaç-kâğıt imalatı sektörlerinde son aylarda aktivitenin hızlandığını söyleyebiliyoruz. Fakat diğer alt sektörlerde aktivite yavaşlıyor. Ekonomik aktivitenin yavaşlamasına dair diğer bir gösterge perakende satış endeksi. Endeks son iki ayda gerilemeye devam ediyor. Bir başka deyişle tüketim eğiliminin yavaşladığını söyleyebiliriz. Konut satışları Mayıs ayında 100 bin adet olarak gerçekleşti. Ocak-mayıs döneminde ise 465 bin konut satıldı.
2023 yılının mayıs ayında 113 bin konut satılmıştı. 2023 Ocak-Mayıs dönemindeki konut satılı 483 bin adetti. Konut satışlarında asıl yavaşlama ipotekli konut satışlarında. Geçen yıla göre ipotekli konut satışlarında %58.7’lik bir düşüş var. Diğer satışlarda ise %12.6’lık artış kaydedilmiş. Özellikle ipotekli konut satışlarında sıkı finansal koşulların etkisi olduğunu söylemek mümkün.
Finansal koşullar ne kadar sıkı?
Para politikası duruşunun ekonomik aktiviteye etkisinin büyük ölçüde finansal koşullar üzerinden olmasını bekleriz. Finansal koşullar ekonomik aktiviteye daraltıcı ya da genişletici yönde etki yapar. Farklı vadelerdeki ve piyasalardaki
faizler, döviz kurları, varlık fiyatları, risk primi gibi finansal göstergelerin içerdiği bilginin toplulaştırılması ile finansal koşulları takip ettiğimiz endeksler mevcut.
Bunlardan bir tanesi Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezi (BFRC) tarafından yayınlanıyor. Grafikte görüldüğü gibi finansal koşullar endeksi 2019 yılının Mayıs ayı ile 2023 Kasım dönemi arasında pozitif bölgede. Endeksin pozitif olması gösteriyor ki bu dönemde finansal koşullar ekonomik aktiviteyi destekleyici yönde hareket etmiş. 2022 yılı sonundan 2023 yılı yaz aylarına kadar finansal koşulların oldukça destekleyici olduğunu gözlemliyoruz.
2023 Temmuz ayından sonra finansal koşullar ekonomik aktiviteye daraltıcı yönde katkı vermeye başlıyor. Gelinen noktada finansal koşulların ekonomik aktiviteyi daraltıcı yönde hareket etmeye devam ettiğini söyleyebiliriz. TCMB’nin politika faizini 2024 yılı Aralık ayına kadar mevcut seviyesinde tutacağını düşünüyoruz. Enflasyonda gerileme ve ekonomik aktivitedeki yavaşlama TCMB için aralık ayında sinyal niteliğinde bir faiz indirimi kapısı aralayabilir. Burada temel varsayımımız diğer ekonomi politikalarının önümüzdeki dönemde dezenflasyon sürecine katkı vereceği yönünde.
TCMB’nin diğer politikalar ile desteklenmediği bir ortamda 2024 yılı içerisinde faiz indirimi mümkün olmayabilir. Politika faizinin mevcut seviyelerini koruduğu ve finansal koşulların sıkı seyrettiği bir dönemde ekonomik aktivitenin önümüzdeki dönemde yavaşlamaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Aktivitedeki yavaşlama özellikle sonbahar aylarından itibaren daha fazla hissedilebilir.