Para politikası ve finansal koşullar

Prof. Dr. İbrahim ÜNALMIŞ
Prof. Dr. İbrahim ÜNALMIŞ EKONOMİ NOTLARI [email protected]

TCMB Para Politikası Kurulu politika faizini mart ayında %50 seviyesi­ne yükseltti ve fiyat artışla­rı kontrol altına alınana ka­dar bu seviyede kalacağının iletişimini yaptı. Biliyoruz ki faiz politikasının finan­sal ve reel sektör üzerinde­ki etkileri gecikmeli olarak gözleniyor.

Diğer taraftan, para politikasının sıkılaş­tırılmasında kademeli bir süreç ter­cih edildi. Politika faizinin reel ola­rak pozitif bölgeye geçtiği dönem (reelleştirmeyi piyasa katılımcıla­rının 12 aylık enflasyon beklenti­si ile yaparsak) 2024 yılının başına denk geliyor. Bir başka deyişle, TC­MB gerçek anlamda sıkı para poli­tikası uygulamaya yıl başından iti­baren başladı.

Mart ayında yapılan faiz artışı ile birlikte para politika­sı duruşu sıkılık anlamında pekiş­tirilmiş oldu. Para politikasında sı­kılaşma adımları atılsa da yılın ilk çeyreğinde, seçim sonrası kurlar­da yükseliş olacağı beklentisi ile, iç talebin ve üretimin canlı kaldığını gözlemledik.

Öncü göstergeler ekonomide soğumaya işaret ediyor

Hafta içinde açıklanan mevsim­sellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi Eylül 2022’den be­ri en düşük seviyesine geriledi. TC­MB’nin iktisadi yönelim anketi al­tında takip edilen toplam siparişler Kasım 2022’den beri en düşük se­viyesine geriledi. İhracat siparişle­rinde son iki aydır momentum kay­bı olduğunu gözlemliyoruz.

Kapa­site kullanım oranı verileri de Mart ayından bu yana kapasite kullanı­mında düşüş olduğuna işaret edi­yor. İstanbul Sanayi Odası tarafın­dan yayımlanan imalat sanayi PMI verileri nisanda 49.3, mayıs ayında 48.4 olarak gerçekleşti. Bu endeksin 50 seviyesinin altında olması da son iki aydır imalat sanayi aktivitesin­de yavaşlama olduğuna işaret edi­yor.

PMI verilerinin alt kalemlerine baktığımızda artış hızı yavaşlamak­la birlikte gıda sektöründe büyüme gerçekleştiğini, giyim-deri, makine ve ağaç-kâğıt imalatı sektörlerin­de son aylarda aktivitenin hızlan­dığını söyleyebiliyoruz. Fakat diğer alt sektörlerde aktivite yavaşlıyor. Ekonomik aktivitenin yavaşlaması­na dair diğer bir gösterge perakende satış endeksi. Endeks son iki ayda gerilemeye devam ediyor. Bir başka deyişle tüketim eğiliminin yavaşla­dığını söyleyebiliriz. Konut satışla­rı Mayıs ayında 100 bin adet olarak gerçekleşti. Ocak-mayıs dönemin­de ise 465 bin konut satıldı.

2023 yılının mayıs ayında 113 bin konut satılmıştı. 2023 Ocak-Mayıs döne­mindeki konut satılı 483 bin adetti. Konut satışlarında asıl yavaşlama ipotekli konut satışlarında. Geçen yıla göre ipotekli konut satışlarında %58.7’lik bir düşüş var. Diğer satış­larda ise %12.6’lık artış kaydedilmiş. Özellikle ipotekli konut satışlarında sıkı finansal koşulların etkisi oldu­ğunu söylemek mümkün.

Finansal koşullar ne kadar sıkı?

Para politikası duruşunun eko­nomik aktiviteye etkisinin büyük ölçüde finansal koşullar üzerinden olmasını bekleriz. Finansal koşul­lar ekonomik aktiviteye daraltıcı ya da genişletici yönde etki yapar. Farklı vadelerdeki ve piyasalarda­ki

 faizler, döviz kurları, varlık fiyat­ları, risk primi gibi finansal göster­gelerin içerdiği bilginin toplulaştı­rılması ile finansal koşulları takip ettiğimiz endeksler mevcut.

Bunlar­dan bir tanesi Bahçeşehir Üniversi­tesi Finansal Araştırmalar Merke­zi (BFRC) tarafından yayınlanıyor. Grafikte görüldüğü gibi finansal ko­şullar endeksi 2019 yılının Mayıs ayı ile 2023 Kasım dönemi arasında po­zitif bölgede. Endeksin pozitif olma­sı gösteriyor ki bu dönemde finansal koşullar ekonomik aktiviteyi destek­leyici yönde hareket etmiş. 2022 yılı sonundan 2023 yılı yaz aylarına ka­dar finansal koşulların oldukça des­tekleyici olduğunu gözlemliyoruz.

2023 Temmuz ayından sonra finan­sal koşullar ekonomik aktiviteye da­raltıcı yönde katkı vermeye başlıyor. Gelinen noktada finansal koşulların ekonomik aktiviteyi daraltıcı yönde hareket etmeye devam ettiğini söyle­yebiliriz. TCMB’nin politika faizini 2024 yılı Aralık ayına kadar mevcut seviyesinde tutacağını düşünüyo­ruz. Enflasyonda gerileme ve ekono­mik aktivitedeki yavaşlama TCMB için aralık ayında sinyal niteliğin­de bir faiz indirimi kapısı aralayabi­lir. Burada temel varsayımımız diğer ekonomi politikalarının önümüzde­ki dönemde dezenflasyon sürecine katkı vereceği yönünde.

TCMB’nin diğer politikalar ile desteklenmedi­ği bir ortamda 2024 yılı içerisinde faiz indirimi mümkün olmayabilir. Politika faizinin mevcut seviyelerini koruduğu ve finansal koşulların sı­kı seyrettiği bir dönemde ekonomik aktivitenin önümüzdeki dönemde yavaşlamaya devam edeceğini söy­leyebiliriz. Aktivitedeki yavaşlama özellikle sonbahar aylarından itiba­ren daha fazla hissedilebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar