Para Politikası Kurulu ne yapacak?

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU [email protected]

 

 

Yarın Para Politikası Kurulu toplanıyor. Bu vesileyle para politikasını ilgilendiren gelişmelere ve bu gelişmelerin ima ettiği para politikası duruşuna bakmak istiyorum.
2010'un sonlarından bu yana 'çok amaçlı-çok araçlı' bir para politikamız var. Para politikası yetkililerinin çeşitli konuşmalarından ve para politikası otoritesinin çeşitli raporlarından -en azından benim edindiğim izlenim- amaçların şunlar olduğu yönünde: "Enflasyonu düşürmek, büyümeyi potansiyel düzeyi etrafında tutmak. İşsizliğin 'makul' bir düzeyin üzerine çıkmamasına çalışmak. Hızlı kredi artışına izin vermemek ama, bu artışın çok da düşmemesini sağlamak. Döviz kurunun fazla düşmesini ya da fazla artmasını önlemek." Elbette, bu amaçların bir kısmının nihai amaç bir kısmının da ara hedef olduğu belirtilebilir. Ama, 'sokaktaki vatandaş' açısından bu teknik bir ayrıntı. Sonuçta bunların hepsiyle ilgilendiği izlenimi var Merkez Bankası'nın. Gelin, son gelişmelere bu amaçlar penceresinden bakalım.
Hafta başında açıklanan işsizlik oranı beklendiği gibi çıktı: İşsizlik oranındaki (mevsim etkisinden arındırılmış) katılık devam ediyor. Küresel kriz öncesinde yüzde 10 civarında bir katılık vardı. Ekim 2011'den bu yana ise bu katılık yüzde 9 dolayında. İyi tarafından bakarsanız, katılığın düzeyi bir puan düştü. Ama sonuçta katılık sürüyor. Para politikasının amaçları açısından durum 'nötr': Para politikası araçlarında bir değişiklik gerektirmiyor.

Yılın ilk üç çeyreğinde büyüme oranımızın yüzde 3'ün biraz altında kaldığı anlaşılıyor. Dördüncü çeyrekte büyüme oranının artması için şimdilik bir neden yok. 2013 için zaten düşük olan dünya büyüme oranı tahmini az da olsa aşağıya doğru güncellendi. İhracatımız ve büyüme oranımız açısından önümüzdeki döneme ilişkin sevimli bir haber değil. Para politikasının amaçları açısından durum 'iyi' değil; büyüme potansiyelimizin belirgin biçimde altında: Para politikası araçlarının sınırlı bir gevşeme yönünde kullanılmasını gerektiriyor.

Bir ay öncesine kadar 2012 sonunda enflasyonun yüzde 6.5 civarında gerçekleşeceği tahmin ediliyordu. TCMB tahmini ise yüzde 6.2'ydi. Son vergi ayarlamaları ile doğalgaz, elektrik ve akaryakıt ürünlerine yapılan zamlardan sonra tahminler yükseltilmeye başlandı. Resmi tahmin (Orta Vadeli Program) artık yüzde 7.4. Para politikasının amaçları açısından mevcut durum iyi değil: Para politikası araçlarının sınırlı bir sıkılaştırma yönünde kullanılmasını gerektiriyor. Ancak, tüketici enflasyonundaki yükselmeye karşın, zam gelen ve vergileri artırılan mal ve hizmetlerin önemli bir kısmını dışlayan temel enflasyon bir süredir düşüyor. Para politikasının amaçları açısından bu durumda enflasyonun temel dinamiğinin 'orta vadeli hedeflerle' -mesela 2013 sonu hedefi- ile uyumlu olduğu belirtilebilir. Farklı bir ifadeyle, para politikasının amaçları açısından durum 'ihtiyatlı nötr' olsa da TCMB'nin algısı 'nötr' olabilir: Para politikası araçlarında bir değişiklik gerektirmiyor.
Kredi artış oranları ikinci çeyrekte ılımlı da olsa bir yükselme eğilimi göstermeye başlamıştı. Oysa üçüncü çeyrekte bu eğilim durdu. Eylül ve ekim aylarında ise çok sınırlı bir düşüş var. Mevcut oranlar para politikası yetkililerinin telaffuz ettikleri oranlar ile uyumlu. Para politikasının amaçları açısından durum 'nötr': Para politikası araçlarında bir değişiklik gerektirmiyor.

Cari işlemler hesabında işler arzulandığı yönde gidiyor. Ekim 2011'de son on iki ayın cari açığı 78.5 milyar dolardı. Ağustos ayında bu açık 59 milyar dolara düştü; 20 milyar dolar azalma var. Ancak geldiğimiz noktada hala GSYH'ye kıyasla yüksek cari açığımız var. Bu oranın yılın sonunda yüzde 7.5 dolaylarında gerçekleşmesi bekleniyor. Para politikasının amaçları açısından durum 'ihtiyatlı nötr': Para politikası araçlarında bir değişiklik gerektirmiyor.  
Uluslararası riskler ise sürüyor. ABD'nin yanlış zamanda bütçe kısıntısına gitmesine yol açacak otomatik bütçe düzenlemeleri Cumhuriyetçilerle Demokratlar anlaşamazsa yılbaşında yürürlüğe girecek. Enazından aralık ortasına kadar önemli bir belirsizlik kaynağı bu. Avrupa ise her zamanki gibi düşe kalka durumu idare etmeye çalışıyor. Oradan kaynaklanan belirsizlikler azalmıyor. Para politikasının amaçları açısından bu durum 'esneklik' gerektiriyor.

Bunlar alt alta toplandığında para politikasında ılımlı bir gevşeme mümkün görünüyor. Ortalama fonlama maliyeti temmuz ortalarından bu yana düşüyor. Geldiği düzey, yüzde 5.75 olan politika faizi düzeyi. Yukarıdaki analiz çerçevesinde politika faizinin düşürülmesi mümkün değil. Keza ortalama fonlama maliyetinin de. Bu durumda faiz koridorunun üst sınırında sınırlı bir indirim mümkün. Ancak enflasyonun yükseldiğinin anlaşıldığı bir ayda bunu anlatmak zor olabilir. Yine de yukarıda değindiğim 'temel enflasyonun düşüyor olması ve orta vadeli hedeflerle uyum' gibi bir söylemle (bahane olarak algılanmaması şartıyla) bu indirim yapılabilir. Yok, bunu anlatmanın zor olacağı düşünülüyorsa bu indirim bir süreliğine ertelenebilir. Koridorun üst sınırındaki indirimin esneklik ihtiyacının sürmesi (gerekirse ortalama fonlama maliyeti ile politika faizi arasındaki farkı açabilmek için) nedeniyle 'sınırlı' olması beklenir.

Görüldüğü gibi 'çok amaçlı-çok araçlı' olmak, para politikasının nasıl şekillenebileceğini Merkez Bankası'nın bakış açısından belirlemeye çalışmayı, bu konularda yazıp çizen ve dolayısıyla da olan biteni izlemeye uğraşan birisi açısından bile çok zorlaştırıyor. Kaldı ki yukarıdaki analizde zorunlu karşılık politikasına ve türevlerine hiç yer vermedim. Gelin ücret pazarlığı yapacak sendikaları ve işçilerin, kredi alıp vereceklerin, ileriye yönelik vadeli fiyat vereceklerin halini siz düşünün.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018