Para her şey mi?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak, KOBİ’ler için Kobi Değer Kredisi-2 programının başlatıldığını açıkladı. Hazine garantili olarak açıklanan ve toplamda 25 milyar TL’lik bu yeni paket 17 banka tarafından destekleniyor.

KOBİ olarak tanımlanan işletmelerin tanımlanmasında kullanılan kıstasların bazıları, 24 Haziran 2018 günkü Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmelik ile değiştirilmişti. Buna göre Orta Boy İşletme “Yıllık net satış hasılatı” ve “Mali bilanço” üst limiti 40 milyon TL’den 125 milyon TL’ye yükseltilmişti. Yıllık çalışan personel sayısı üst limiti ise 250 çalışan olarak korunmuştu.
Küçük işletmelerin tanımı ise aynı kıstaslarda 50 kişiden az çalışan ve yıllık hâsılatı veya bilançosu 25 milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler olarak değiştirilmişti. Mikro işletmeler ise yine aynı şekilde 10 kişiden az çalışan ve yıllık net hâsılatı veya bilançosu 3 milyon TL aşmayan işletmeler olarak tanımlanmıştı.

Bu tanımlamalar içerisinde kalan tüm şirketler, sektör ayırımı yapılmaksızın bu kredi olanağından yararlanabilecekler. 6 ay ana para ödemesiz ve 36 ay ödemeli bu krediden, ciro ve faaliyet alanındaki farklılıklara göre KOBİ’ler 1.5 milyon TL’ye kadar kredi kullanabilecekler.
Finansmana erişim zorluğu yaşayanlar için sunulan bu kredi olanağı, daha önce de kullandırılmıştı ve şimdi de ikincisi devreye alındı.

Bu tarz tedbirlerin yaratacağı etkiler, kuşkusuz piyasaya bir rahatlama getirecektir ancak bunun durmuş olan değirmenin çarkına bir miktar su taşımaya benzediğini de unutmamamız gerekir. Taşınan su kullanılıp bittikten sonra ne olacağı sorusuna cevap bulmadan alınacak bu ve benzeri tedbirler ancak günü kurtarmaya yarayacaktır.

KOBİ’lerin finansmana erişim sıkıntıları bugüne has olmadığı gibi yarın da devam edecektir. Hele ihracat piyasasında yer bulmaya veya tutunmaya çalışan KOBİ’lerin durumu pek de iç açıcı değildir. Yüksek hareketlilik gösteren döviz kurlarının karşısında ne yapacağını şaşırmış bir durumda kalan KOBİ ölçeğinde ve hele küçük boydaki işletmelerin sayısı hiç de azımsanmayacak bir durumdadır.

Burada sormak istediğimiz soru, piyasaya enjekte edilen bu paraların nerelere sarf edildiği ve ne kadarının üretime aktarıldığıdır. Zira bu tür kaynakların, cari finansman tıkanıklıklarını gidermek yönünde kullanıldığı herkesin bildiği ve gördüğü bir konudur. Ayrıca bu krediyi düşük faizle alıp, daha yüksek olan tasarruf faizini almak için mevduata yatıranların çokluğu da piyasada sıklıkla sözü edilen bir konudur.

Sohbetimizin başlığında “Para Her Şey mi” diye sormuştuk.

Türkiye, sonsuz para kaynakları olmayan ve hatta kaynakları kısıtlı olan bir ülke. Bu nedenle piyasaya para enjekte edilirken, üretime yönelik olmaması halinde, bunun geri dönüşünde ciddi sıkıntılar olabileceği ihtimali oldukça yüksektir. Oysa, üretim çarklarını döndürmek için sağlanan kolaylıklar, çarpan etlisi yaratarak ekonomiye geri dönüş yapacaktır. En önemlisi de bu kolaylıklardan faydalananlar, geri ödemelerinde sıkıntı yaşamayacaklar ve çarklar dönmeye devam edebilecektir.

İhracatımızı arttırmak için daha fazla üretim yapmamız, daha fazla üretim için yatırım ve katma değerli ürünler için Ar-Ge yapmamız gerekmektedir.
Günlük sıkıntıların giderilmesi için alınan tedbirlere karşı çıkmıyoruz amma kalıcı ve ekonomide çarpan etkisi yaratacak tedbirleri bekliyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019