Pamukta ithalatı durduracak tarihi fırsat
Türkiye, pamuk üreticisi olduğu için dünyanın en önemli tekstil ve hazır giyim üreticilerinden birisi oldu.
İzmir Bergama, Menemen Ovası, Aydın Söke Ovası, Çukurova, Antakya Amik Ovası pamuk üretim merkeziydi. Orhan Kemal'in Bereketli Topraklar Üzerinde ve diğer eserlerinde, Yaşar Kemal'in, Fikret Otyam'ın Çukurova röportajlarında, dönemin Türk filmlerinde başrolde hep pamuk vardı. Pamuk, çiftçinin yaşam biçimiydi. Ekonominin temel ürünlerindendi.
Pamuk sadece tarımsal bir ürün değil. Aynı zamanda endüstriyel bir bitki. Tekstil ve hazırgiyim sektörünün hammaddesi. Çekirdeğinden yağ elde edilir. Pamuk yağı bitkisel yağ sektörü için önemli bir hammadde. Aynı zamanda posası hayvancılık sektöründe kullanılır.
Gübre dahil başka yan ürünler de elde edilir.
Bu kadar çok yönlü bir üründe yanlış politikalar sonucu, pamuk ihracatçısı olan Türkiye, 1990'lı yılların ortasından itibaren pamuk ithalatçısı oldu.
O yıllarda Amerika Pamuk Konseyi, İstanbul, İzmir, Denizli, Kahramanmaraş, Malatya gibi tekstil üretim merkezlerinde; bir dizi toplantı yaptı. Amerikan pamuğunun avantajlarını anlattılar. Amerika Tarım Bakanlığı'nın garantörlüğünde tekstilcilere 2 yıl ödemesiz 5 yıl vadeli GSM kredisi ile pamuk satıldı. Yıllardır bu çark devam ediyor.
Türkiye, Amerikan çiftçisinin pazarı oldu
Türkiye'deki üreticiyi pamuktan uzaklaştırdılar. Türkiye'yi Amerikan pamuk çiftçisinin pazarı yaptılar. O dönemde devlet Tariş, Çukobirlik, Antbirlik Tarım Satış Kooperatifleri aracılığıyla pamukta müdahale alımı yapıyordu. Enflasyon yüzde 80'lerde iken pamuğun fiyatı yüzde 15 artırıldı. Üretici desteksiz bırakıldı. Çiftçi üretimden çekildi.
Organize bir şekilde üretici pamuktan uzaklaştırıldı. Üretim engellenince sanayicinin pamuk ihtiyacı ithalatla karşılanır oldu. Sanayicinin de işine geldi. Daha ucuza hammadde alıyordu.
Büyük bölümü Amerika’dan, Yunanistan’dan olmak üzere Türkiye yılda 1 milyon tonun üzerinde pamuk ithalatı yapmaya başladı. Ticaret Bakanlığı'nın yayınladığı son 5 yıllık verilere bakıldığında, Türkiye, 2014 yılında 913 bin ton pamuk ithalatı için 1 milyar 750 milyon dolar döviz ödedi 2015'te 803 bin ton, 1.2 milyar dolar,2016'da 821 bin ton 1.2 milyar dolar,2017'de 914 bin ton ve 1 milyar 676 milyon dolar,2018'de 751 bin ton ithalat karşılığında 1 milyar 395 milyon dolar ödendi.
20 yıl sonra ilk fırsat
Son yıllarda dünya pamuk fiyatlarındaki gelişmeler, çiftçilerin alternatif ürünler yerine yeniden pamuk ekimine dönmesi, Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) belli oranda devreye girmesi ile bölgedeki tarım topraklarının sulamaya açılması ile pamuk üretim alanları genişledi.
Ulusal Pamuk Konseyi verilerine göre, 2009 yılında 600 bin tona kadar gerileyen lif pamuk üretimi 2019'da 950 bin tona ulaşacak. Konsey Başkanı Bertan Balçık'tan aldığımız bilgilere göre, pamuk tüketiminde de bir miktar düşüş var. 2018 yılında 1 milyon 650 bin ton olan pamuk tüketimi pazarların daralması ile bu yıl 1 milyon 350 bin tona geriledi.
Pamuk tüketimi azalırken, üretim artıyor. Ürettiğinden çok pamuk ithal eden Türkiye son yıllarda ilk kez tüketimin yüzde 75'ini yurtiçinden karşılayacak. Gerekli destekler sağlanırsa ihtiyacın yüzde 100'ü yerli üretimden karşılanabilir.
Türkiye, 20 yıl sonra ilk kez ithalatı sonlandıracak bir fırsatı yakalamış görünüyor. Pamuk üretimine ve üreticisine gerekli destek verilirse, daha açık söyleyelim ithalata verilen kaynak çiftçiye sağlanırsa Türkiye pamuk ithalatını sonlandırabilir.
Pamukçular ne istiyor?
Pamuk üretim bölgesindeki ziraat odaları, borsalar, Tariş, Çukobirlik, Antbirlik Tarım Satış Kooperatifleri, Ulusal pamuk Konseyi yöneticileri 4 Eylül'de Ankara'da Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Hadi Tunç'la görüşerek taleplerini ilettiler.
Daha önce Ulusal Pamuk Konseyi'nin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye yazılı olarak da sunduğu talepler özetle şöyle:
1- Henüz açıklanmayan 2019 ürünü pamuk destekleme primi(fark ödemesi) kilo başına 1 lira 25 kuruş olarak açıklansın. Mazot ve gübre desteği dekar başına 70 lira olsun. Bu destekler en kısa zamanda ödensin.
2- Emanet usulü lif pamuk satışı yasaklansın. İplikçilerin ileriki bir tarihte fiyatlandırmak üzere çırçır fabrikalarından emanet şeklinde aldıkları pamuklar, piyasada talebi düşürmektedir. Bu da hasat zamanı ve sonrasında fiyatın düşmesine neden olmaktadır. Devleti vergi kaybına da uğratan böyle bir satış şekli yasaklanmalıdır.
3- Birliklere finansman desteği sağlansın. Tariş, Çukobirlik ve Antbirlik'in elinde, kütlü pamukları depolamak ve çırçırlamak üzere atıl çok büyük kapasite bulunmaktadır. Birliklerin ortak harici çiftçilerden de kütlü pamuk almalarını sağlamak üzere finansman desteği verilmelidir. Ayrıca Birliklerin lisanslı depoculuk desteklerinden faydalanmaları sağlanmalıdır.
TMO pamuk alsın
4- Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) pamuk alsın. Ulusal Pamuk Konseyi maliyet tahmin çalışmasına göre, üreticinin maliyeti lif pamuk bazında yaklaşık 12,50 TL’dir. Piyasayı regüle etmek amacıyla, TMO'nun 1 Ekim'den itibaren eğer lif pamuk fiyatı 9,5 TL'nin altına gelirse, piyasaya girerek alım yapması sağlanmalıdır.
5- Çırçır fabrikaları lisanslı depoculuk desteklerinden yararlandırılmalı.
6- Tekstil sektörüne yerli pamuk kullanım şartı getirilmeli.
7- Lif pamuk ithalatında miktar bazlı izleme sistemi kurulmalı. İhtiyaçtan fazla ithalat yapılmamalı.
Özetle, pamuk üretimindeki artış tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Pamukçuların talepleri yerine getirilirse Türkiye, pamuk ithalatından kurtulur. Ülke kazanır. Pamuk üreticisi bir kez daha küstürülürse artık geri dönüşü olmayan bir ithalat bağımlılığı sürer gider. Bundan herkes kaybeder. Yeni hasat sezonunun bereketli olmasını dilerim.