Palmali Grubu

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Palmali Yönetim Kurulu Başkanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu iftar yemeği vermiş.

Milliyet'de yayınlanan (4 Eylül 2010) fotoğrafta bir yanına İstanbul Valisi öbür yanına İstanbul Emniyet müdürü oturmuştu.

İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü göreve başladıklarından bu yana çok az etkinliğe katılıyor. Çok az fotoğrafları yayınlandı. Hele hele özel davetlere katıldıkları pek duyulmadı.

Bu nedenle İşadamı Mubariz Masimov'un iftar davetine katılmaları dikkat çekti.

Mübariz Masimov, son günlerde Bodrum'da Tekfen Sitesi'nde açtığı Palmali oteli ve lokantası ile ve İstanbul'da eski Demirbank/HSBC bankaları merkezi olan binayı otele dönüştürmesi ile kamu oyunda ilgi çeken bir isim.

Acaba Palmali Grubu nasıl bir grup? İstanbul Valisi ile Emniyet Müdürü'nü iftara davet ederek onların arasında oturup sema gösterisini izleyen Mubariz Masimov kimdir? Merak ettim. Internet 'de Palmali Grubu'nun sitesini inceledim. Daha önce hakkında yazılmış yazıları buldum.

Palmali Grubu'nun kendi sitesinde yer alan bilgilere göre, grubun ana işi tanker işletmeciliği.

Sitede 19 büyük geminin ismi veriliyor. Grubun Bodrum ve istanbul'da turizm girişimleri var. Azerbeycan'da süt fabrikası var. istanbul'da yayın yapan 2 FM radyo istasyonu ve bir internet haber ajansı bulunuyor

1968 Yılında doğan Mubariz Mansimov 1966 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edilmiş.

Deniz Haber sitesinde yayınlanan 2007 yılında yayınlanan yazıda şu bilgiler mevcut:

42 Yaşındaki Mansimov'un toplam 21 yılda ( raportaj yapılırken 39 yaşında ve servetini 18 yılda yaptığı belirtiliyor) böyle bir serveti nasıl elde ettiği konusunda pek bilgi vermek istemiyor.

Palmali Grubu'nun Azerbaycan'dan Rusya'ya, Bulgaristan'dan Yunanistan'a, İran'a kadar 21 ülkede ofisi var. Sadece denizcilik sektöründe 28 bin kişi istihdam ediyor. Grubun faaliyet alanındaki diğer şirketler de hesaba katıldığında toplam istihdam edilen kişi sayısı 45 bini geçiyor.

Gerçekten ilgi çekici olan ise Mansimov'un akaryakıt taşımacılığındaki yeri. Mansimov, "Akaryakıt taşımacılığında büyük ihtimalle birinci sırada olabiliriz" diyor. Rusya'nın iç sularında çalışabilen iki şirketten biri olan Palmali, Akdeniz-Karadeniz arasında Rusya petrollerinin yüzde 75'ini taşıyor. En büyük müşterisi ise BP.

Mansimov, petrolün satış yörüngesi sabit durdukça engellenemez şekilde büyümeye devam edecek, çünkü sürekli yeni anlaşmalar yaparak pazar payını artırıyor. 2005 yılında 20 milyon ton akaryakıt ve türevlerini taşıyan Palmali, 2006'da bu rakamı 62 milyon tona yükseltmeyi başardı. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi'ne (SOCAR) ait petrolün 10 yıl boyunca taşınması ihalesini de kazanan Mansimov, toplam 75 milyon ton akaryakıt ve akaryakıt ürünleri taşımayı hedefliyor.

Ancak, Mansimov'un filosu bunun ancak yarısını taşımak için yeterli. Geri kalanı kiralanan gemilerle taşınıyor. Kiralanan gemilerle birlikte filonun toplam ağırlığı 3 milyon 470 bin ton

Kiralanan gemilerle birlikte toplam kapasitenin 5 milyon tona çıkması planlanıyor.

Mansimov'u böyle bir servetin sahibi yapan Rusya'da esen ve el değmedik yer bırakmayan değişim rüzgarı. Tıpkı oligarklar gibi özelleştirmenin sunduğu avantajları iyi değerlendirmiş.

Çocukluğunda çok haylaz olan Mansimov, asker olan dedesinin telkinleriyle 13 yaşında Bakü'de askeri okula gönderilmiş.

Sonrasında askeri bir yüksekokulu kazanıp üç yıl boyunca iç istihbarat üzerine eğitim almış.

Sovyet iç istihbaratında aldığı çeşitli görevlerin ardından 1985 yılında Doğu Almanya'ya tayin edilmiş. Mansimov, "Sovyet Ordusu tarihinde Berlin divizyonunda iç istihbarat subayı olarak görev yapan ilk Azeri, ilk Kafkaslı bendim" diyor.

Generalle arasında geçen şiddetli bir tartışmanın ardından 1989'da istifa ettiğinde askerliği süresince biriktirdiği 20 bin rubleden başka hiçbir varlığı yokmuş.

Bir buçuk yıl gemilerde aşçılık yaptıktan sonra üç arkadaşıyla birlikte 150 tonluk bir balıkçı gemisi kiralamış.

Özelleştirmenin başlangıcında satışa çıkarılan gemilerinden birini almaya talip olmuş: "O gemileri kimse almak istemiyordu. Sibirya'dan gemiyi aldık. Geminin nehrin dışında çalışması imkansızdı. O gemiyi, risk alıp İstanbul'a getirme kararı aldık. Yolda batma ihtimali yüzde 80'di. Batmadı, Tuzla'da tamir ettirip bu şekilde gemi sahibi olduk. Ucuz aldık gemiyi, değeri 100 dolarsa 10 dolara almışızdır. İşleri büyütmemde ise bağlantılarımın etkisi olmadığını söyleyemem. Risk aldım ve çevremden destek gördüm her işadamı gibi" diyor.

Deniz Haber'de 2007 yılında yayınlanan yazıda şu değerlemeler yer alıyor: Akatlar'da trafiğin en yoğun olduğu zamanda, yanı başındaki Şişli Terakki Lisesi'nin gürültüsüne rağmen bina içinde sadece klimaların estirdiği rüzgarın sesi duyuluyor. Binayı örümcek ağı gibi kaplayan kameralar, bir an bile yanınızdan eksik olmayan güvenlik elemanları…

Mansimov, tıpkı oligarklar gibi içinde büyüklük DNA'sını barındırıyor. Güç ve zenginlik tutkusunu uluorta yaşayan, egolarıyla güneş ışığını bile karartan oligarkların tersine gözlerden uzak bir tarzı temsil ediyor. Şirketlerinin başarılarını satma konusunda hiç de istekli değil. Hatta gazetecilerin kişisel şifrelerini açığa çıkarma girişimlerinden oldukça rahatsız. Yine de tüm bunlar saklanmasına yetmiyor. İfrata kaçan pahalı zevkleri onu sürekli ele veriyor.

3 milyon euro değerinde olduğu tahmin edilen garajında bulunan ve dünyada sınırlı sayıda üretilmiş Maybach 62, Rolls Royce Phantom, Bentley Sport Coupe gibi özel yapım otomobilleri onu magazin haberlerine taşımaya yetiyor. Yapılan haberler pek çok dedikoduyu ve servetinin kaynağı hakkındaki spekülasyonları da beraberinde getiriyor. Böyle zamanlarda cini lambaya geri göndermek kolay olmuyor. Bu yüzden çok isteyerek aldığı, Fransız Dassault firmasının Formula 1 pilotu Michael Schumacher için özel olarak dekore ettiği Falcon 2000 jeti bile satmak zorunda kalabiliyor.

Diğer yandan çok çalışkan. Günde en fazla dört saat uyuyor. Ayda en az 120 saat uçuyor, pahalı risklere karşı zaafı var. İş hayatında özellikle risk almayı çok seviyor. Grubu tek başına yönettiği için bu riskleri kolayca alabiliyor. Yatırım kararlarını yönetim kuruluyla birlikte aldığını söylese de şirketini demir yumrukla yönettiği her halinden anlaşılıyor. İş hayatında ortak sevmiyor, kontrolün sürekli kendisinde olmasını istiyor. Çabuk karar verip uygulamaya geçmek tam onun istediği yönetim tarzı. Kaybetmekten hiç hoşlanmıyor ama arada bir kaybetmenin tembelliği önlediğine inanıyor. Oldukça cesur, vur ya da ıskala türünden bir iş anlayışı var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018