PAGDER’de bayrak değişimi...

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

Geçtiğimiz günlerde Plastik Sanayicileri Derneği’nin (PAGDER) 36. Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katıldım.

Toplantıda yönetim ve denetleme kurulu seçimi yapıldı.

Başarılarına yakından tanık olduğum değerli dostum Hüseyin Semerci başkanlığı, yardımcısı  Sayın Reha Gür’e devretti. 

Hüseyin Semerci’den başkanlığı döneminde sektördeki gelişmeleri ve önümüzdeki süreçte gerek siyasette gerekse ekonomideki olası gelişmelere ilişkin öngörüsünü rica ettim. 

Semerci görevini devrederken düşündüklerini şu sözlerle anlattı: 
“PAGDER, 1955 yılı itibariyle örgütlenmeye başlayan, 1969 yılında ise resmi temellerini atan Türkiye’nin ilk sivil toplum yapılanmalarından biri. 

İki dönemdir onurla taşıdığım bayrağı, başarıları birlikte geçekleştirdiğimiz arkadaşlarımızdan değerli yardımcım Reha Gür’e teslim ettim.

Reha Bey’in de yönetim kurulu arkadaşlarıyla birlikte çıtayı daha da yükseklere taşıyacaklarından hiç şüphem yok. 

Kökleri 60 yıl öncesine dayanan köklü, ulu bir çınar.

Bu sürede görev alan eski başkanlarımıza, geçmiş dönem yönetim kurullarımda görev yapanlara, sektör mensupları ve üyelerimize; hepimizin gönülden minnet duyguları, teşekkürleri bulunuyor.

Görevde bulunduğum 5 yıl boyunca PAGDER olarak, temsilcisi oldukları sektörü, sektör mensuplarımızı her platformda başarıyla temsil etmeye, menfaatlerini gözetmeye ve sektörleri için yeni fırsatlar oluşturmaya çalıştıklarına dikkat çeken Hüseyin Semerci, başkanlığı süresince yaptıklarını ise şöyle özetledi: 
“Göreve başladığımda, üye sayımız 189 idi, bugün ise sayısı 500’e yaklaşan üyemizle, ulusal ve uluslararası paydaşlarımızla büyük projelere imza attık. 

Birkaç örnek vermem gerekirse; ‘Yuvaya Dönüşen Plastikler’ kampanyamızı iki yıldır başarıyla sürdürüyoruz. 

Plastik sanayisinin en büyük ihtiyaçlarından biri olan kümelenmeyi; teşviklerden yararlanma hakkı tanıyan İhtisas OSB özelliği ile PAGDER&ASLAN OSB ile sağladık. 

Dış pazar arayışlarına her türlü yanıtı içeren Dünya Plastik Atlası’nı sektörümüze sunduk. Yurt içi, yurt dışı fuar katılımları, eğitimler, seminer ve konferanslar düzenledik. Büyük bir sektör olan, çalışkan yapısını asla kaybetmeyen Türkiye plastik sektörü, plastik aleyhine yürütülen bilimsellikten uzak iddialara, karşı faaliyetlere, kamu eliyle sunulan mevzuatlara, tebliğlere rağmen büyümesini sürdüren bir sektördür.”

Bugün büyüklüğü itibariyle plastik sektörü 14 bin firma ve 250 bin çalışanıyla, Avrupa ikincisi, dünya yedincisi olmasında bu çaba ve emeğin çok büyük katkısı olduğu görülüyor.  Sayın Semerci, göreve geldiği 2010 yılındaki rakamlarla son verilerin üretildiği 2014 yılı rakamlarını kıyaslarken büyüme hızına dikkat çekiyor: 
“2010 yılında; proses kapasitesi 6 milyon ton 2014 sonu itibariyle 8.2 milyon ton, değişim yüzde 36! İthalat, 2010 yılında 1.9 milyar dolar, 2014 rakamlarına göre ise 3,1 milyar dolar, değişim yüzde 63! İhracat, 2010 yılında 2.8 milyar dolar iken, 2014 rakamlarına göre 5.4 milyar dolar, değişim yüzde 92! Nerdeyse iki katı! Çünkü, nerdeyse tüm imalat sanayi sektörlerine aramalı veren bir sektörüz.

Plastik demek sanayinin ta kendisi demek: Uçak, havacılık sektörü demek, otomobil, buzdolabı, televizyon, güvenli gıda ambalajı, inşaat sektörü ve tarım alt yapı – üst yapı malzemeleri, tekstil malzemeleri demek…”

Ülkemizin geliştikçe, sanayileştikçe, sektörün büyümeye devam edeceğini belirten Hüseyin Semerci, “Yeter ki, 7 Haziran’da yapılan genel seçim ile Türkiye’nin geldiği yeni dönemeç, hem ekonomik hem de toplumsal açıdan ülkemiz için başarılı yollara kapıları açan bir dönemeç olsun” diyor ve siyasetteki son gelişmelere ilişkin olarak şu görüşleri dile getiriyor:  
“Türkiye artık eski Türkiye değil! Demokrasi kültürü, her geçen gün gelişiyor; değeri anlaşılıyor. Toplumumuzu oluşturan her katmanı gönülden kucaklayıcı, değerli ilkelere sahip siyasi bir yaşamın bir an önce kurulması gerekiyor.

Seçim sonrası ortaya çıkan piyasalardaki karamsarlık havası yakında kaybolacak ve rutine dönecektir. Biz zaten, 2015 ve 2016 yıllarının sıkıntılı geçeceğini biliyor ve bekliyorduk, hazırlıklıydık. 

Durum, beklentilerimiz doğrultusunda ilerliyor, koalisyon olasılığının en azından şimdilik olumsuz bir katkısı yok.

Koalisyonlardan korkmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

Dünyanın en güçlü ekonomilerinden Almanya Hristiyan Birlik Partileri ve Sosyal Demokrat Parti beraberliğinden oluşan büyük koalisyon ile yönetiliyor ve büyümeye, gelişmeye devam ediyor.

Artık gözümüzü dünyanın başarılı örneklerine çevirip feyz almamız gerektiğine inanıyorum.”

Hüseyin Semerci’nin  başkanlığı dönemindeki başarılı çalışmalarından aktarabildiklerim özetle bunlar. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar