Özgürlükler zayıfladıkça yolsuzluklar semiriyor
Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International- TI), 1995 yılından bu yana her yıl bir Yolsuzluk Algı Endeksi yayınlıyor. Endeks ülkelerde yolsuzluğun yaygınlığını yolsuzlukla mücadele kapasitesinin durumunu ölçüyor.
Endeksi hesaplanmasında iş yapma ortamı, bürokrasi, mevzuat, yargı, örgütlenme, ifade ve basın özgürlükleri gibi bir dizi başlık altında çok sayıda gösterge etkili oluyor.
Çalışmanın kapsamı ve sürekliliğinin bir sonucu olarak Yolsuzluk Algı Endeksi, uluslararası alanda itibara sahip. Bu nedenle ülkelere dışarıdan bakışı dolayısıyla ülkelere yönelik yatırım kararlarını etkileyen bir gösterge özelliği taşıyor.
Türkiye’nin bu endeksteki yeri 2013’ten bu yana sürekli ve oldukça hızlı bir şekilde kötüye gidiyor. 2013’te Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi derecesi 50’ye kadar yükselmişti. 2014’te Türkiye’nin endeks derecesi 5 puan birden düşerek 45’e indi. Sonraki yıllarda da düşüş sürdü ve 2017’de Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi derecesi 40’a kadar indi.
Bu endekste 45 ve altı dereceye sahip ülkelerde kamu yönetiminin, “yolsuz”, “yozlaşmış” olduğu kabul ediliyor. Buna göre Türkiye 2013 sonrasında “yolsuzluk ülkesi” sınıfında yer alıyor. 4 yılda endeks derecesinde 10 puanlık kayıp, yolsuzluk alanında hızlı bir kötüleşme olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin endeks puanı düştükçe uluslararası ülke sıralamasındaki yolsuzluk sırası da hızla daha aşağılara iniyor. 2013 yılında 53. sırada olan Türkiye, 4 yılda 28 sıra birden düşerek 81. sıraya kadar indi. Türkiye hem geçen yıl hem de son 4 yılda en hızlı irtifa kaybeden ülkeler arasında yer alıyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2017 yılı raporunda yolsuzluklarla sivil hak ve özgürlüklerin baskı altına alınması arasında doğrudan bir ilişki olduğunun altı çiziliyor. Raporda örgütlenme ve ifade özgürlüğü, bağımsız yargı ve basın özgürlüğünün kısıtlandığı ülkelerde yolsuzlukların arttığı verilerle ortaya konuyor.
Hem ülke içindeki yatırımlar hem de uluslararası yatırımlarla yolsuzluk algısı arasında yakın bir ilişki var. Yolsuzluk algısı arttıkça yatırım iştahı azalıyor.
Bunu aslında Türkiye son yıllarda bariz bir şekilde yaşıyor. Gayrimenkul dışındaki doğrudan yabancı yatırımların miktarında ciddi ve sürekli bir düşüş var. Yabancılara satılan finans kuruluşları ve şirketler gibi hazır yatırımlar hariç tutulursa, yeni yatırım için gelen yabancı yatırımlardaki düşüş daha dramatik.
Aslında bu durum sadece yabancılar için değil, yerliler için de geçerli. Son yıllardaki güçlü teşvik ve bol kredilere rağmen özel kesimin makine teçhizat yatırımları bir türlü canlandırılamıyor. Bu iştahsızlıkta iş ortamı ve özgürlükler alanında hakim olan iklimin birinci derecede etkisi var. İçeride iştahsız olan yerli yatırımcıların yurtdışında yatırım iştahının giderek artıyor olması da bu iklimin bir diğer faturası.