Özet
Yazılarımı devamlı okuyorsanız birbirlerini takibettiklerini de görmüşünüzdür. Otuzdokuz haftada yazılanları hatırlayıp birbirleriyle ilintilerini akılda tutması zor. Bu nedenle arada bir özetler vererek hatırlatma yapıyorum. '28 Hafta Sonra' başlıklı sohbetimde kar amacı güden şirketlerin tek amacını, pazarlama ve üretim işlevlerinin hedeflerini ve yönetimin işini şöyle özetlemiştim:
İşletmeciler şirketlerinin karlarını bir dönem öncesinden, rakiplerin karlarından ve işletmelerinin işine devam edebilmesi için yeterli sayılacak kardan yüksek tutmak hedefine ulaşmak amacıyla şirketlerinin
Pazarlama işlevlerinin:
(1) Şirket alıcılarının daha sık ve daha çok almalarını sağlaması
(2) Rakiplerin alıcılarını şirkete çekmesi;
(3) Şirketin sunduğu mal ve hizmetleri kimseden almayanların almaya ve şirketten almaya başlamalarını sağlaması ve tüm bunların aksinin olmasını önlemesi ve
(4) Şirketin kısa ve orta dönem karlarını gözetmesi amaçlarına ve
Üretim işlevlerinin
(1) İşletmenin sunacağı mal ve hizmetleri planlanan fiziksel ve diğer özelliklerde yeterli miktarlarda;
(2) Planlanan kalitede;
(3) Planlanan zamanda ve
(4) Planlanan maliyette üretmesi amaçlarına ulaşmaları için gereken mali; insan gücü; alt yapı ve fiziki sermaye; stratejik işbirlikleri ve ilişkiler ve bilgi ve know-how kaynaklarına ilişkin planlama, tedarik, dağıtım ve denetim işleriyle yükümlüdürler.
Bu özet, başlangıçtan bu yana kar amacı güden şirketler para kazanmak için kurulurlar gibi basit bir aksiyom ile başlayıp yedi aydır tüme varım ve tümden gelim kullanarak inşa ettiğimiz tezleri toparlayan ve tanımlayan bir özettir.
Bu tanımlara varana kadar üç önemli tezimi tartışmıştık. Bunlar şöyleydi:
(1) Kar amacı güden işletmelerin sadece bir amacı vardır. Amaç mamaç aramak için vakit ve nakit harcamayın;
(2) İşletmelerin sadece iki tane işlevi vardır üretim ve pazarlama; başka işlev aramayın. Bu işlevler için de "amaç, mamaç arayacağım" diye vaktinizi ve naktinizi israf etmeyin;
(3) İşletme sadece pazarlama ve üretim işlevlerinden oluşur. Yönetiminin işi pazarlama ve üretim değil bunların amaçlarına ulaşmalarını sağlamaktır.
Tüm bu tezler ve ilgili tanımlar yukarıdaki özette tek cümlede toparlanıyor. Bu cümle bundan sonra tartışacağımız konuların temelini oluşturduğu için okurları ve yazı işlerini öfkelendirmek bahasına ileride tekrar vereceğim.
Öneriyorum, yöneticiler basıp masalarının uygun bir yerinde el altında bulundursunlar. Garanti ediyorum arada bir bakıp da "Bugün bunların hangisine ne kadar zaman harcadık ve ne oldu?" diye sorarlarsa en etkin oto-kontrolu yapacaklardır. Önlerine konan her sorunu, getirilen her teklifi veya yeni projeyi bu tanımın süzgeçinden geçirirlerse pişman olmayacaklardır. Hayır dualarını da esirgemezler diye umuyorum. Biri facebook'da kampanya mı öneriyor, bu tanımı önüne bir koyun; bakalım neyle, nasıl ilintilendirecekler? Biri yeni bir yazılım mı önerdi, tanımı önüne koyun; neyi daha iyi yapmanızı nasıl sağlayacağını söylesin? Örgüt değişikliği mi öneriliyor; sorun "Neyi daha iyi yapacağız?" diye. Sırf yeni şeyleri süzmeyin. Yürümekte olan şeyleri de elden geçirin. Söz gelimi bakın bakalım pazarlama işleviniz işini ne kadar yapıyor. Yaptığı iş şirketin amacına ne kadar hizmet ediyor? Mali kaynaklarınızı yönetenler bu kaynakların planlama, tedarik, dağıtım ve denetim kararlarını nasıl veriyorlar? Veriyorlar da pazarlama ve üretim işlerini daha iyi mi yapıyor? Biri bir iş seyahatine mi çıkıyor sorun bakalım "niye" diye. İşe yeni biri mi alınacak, bakın bakalım ne iş yapacak.
Genellikle üç hafta süren seminerlerde yukarıdaki tanımla tanışan şimdi ne yazık ki adını hatırlamadığım iş adamlarından biri bana kendi deneyimine dayanarak bir şey söylemişti. Program ve sonrasında bazı aşamalardan geçtiğini ve herkesin de aynı aşamalardan geçeceğini iddia etmişti. Bu ilginç gözlemden hareketle bu aşamaları daha sonra şöyle sıralamıştık: (1) Bunları zaten biliyoruz, bunu falankeş söylemişti, bundan filankeş de bahsediyordu aşaması; (2) Tamam, tamam herkes bir şey söylüyor zaten al sana bir tane daha diyip geçiştirerek unutma aşaması; (3) Bu bu kadar basit mi? Yok canım falankeşin teorisi nerede? Filankeş öyle demiyor tipi itiraz ve tepki aşaması; (3) Bir paragrafa işletme yönetimi konusunda ne varsa nasıl sığmış, galiba sığmış ben bunun dışında bir şey bulamadım tipi şaşkınlık aşaması; (4) Deneme sonucu "Bu sistem çalışıyor" inancının oluşması ve ben bu işi kaptım diyerek tanımın gerektirdiği bilgilere ulaşmadan altında yatan düşünceyi iyi anlamadan aşırı güvenle saçmalama aşaması; (5) Önerilen sistemin anlaşılması ve artık başka bir modelle düşünememe şeklindeki bağımlılık aşaması.
Okurlarım kendilerine bir sorsunlar hangi aşamadalar.
Sağlıcakla kalın