Özerklik siyasetçiyi bozar (mı)?

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

Şu sıralar Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) görev alanına giren işlerle değil "yapısına" ilişkin bir tartışma ile gündemde. Hükümet kurumu "yeniden yapılandırmak" istiyor. Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın, hükümetin bu niyetini gündeme taşıyarak "ısıtmaya" çalıştıklarına tanık oluyoruz.

Aslında EPDK ile ilgili hükümet düşüncesi niyetin ötesine geçmiş durumda. Kurumu "yapılandıracak" ve doğal olarak kanun değişikliğiyle gerçekleştirilecek olan  düzenlemeler halen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürokratları tarafından hazırlanıyor.

Hazırlıklardan sızan bazı bilgiler EPDK'nın elektrik, doğalgaz, petrol gibi sektörel temelli bir yapı yerine, lisans, denetim ve izleme ağırlıklı bir yapıya dönüştürüleceğinin ipuçlarını veriyor. Bir de tarifeler; yani fiyatlama işlevi var ki, zaten "mesele" de burada.

Davul-tokmak sorunu!

Bakanların açıklamalarına ve sızan bilgilere bakılırsa, mesele özellikle elektrik, doğalgaz ve sıvılaştırılmış petrol gazı gibi "temel" enerji maddelerini "fiyatlama yetkisi" konusunda şekilleniyor.

Bu, yalnız bugün AKP iktidarını değil, geçmiş ve gelecek tüm siyasi iktidarları da her daim meşgul eden ve edecek bir "politik güç" sorusudur ki, özellikle "temel" enerji maddelerinin büyük ve yaygın tüketici kütlesi halk ile daha kavramsal olarak da "seçmen" ile doğrudan ilgilidir.

Aynı şekilde, sanayi sektörlerinin de temel maliyet kalemlerini oluşturan enerji fiyatları da bugünkü AKP hükümetini de, geçmişteki hükümetleri de, gelecek hükümetleri de, başta "enflasyon korkusu" olmak üzere, tüm makro ekonomik dengeler açısından, üstelik, doğrudan ilgilendiriyor..

İşte, "yeniden yapılandırma" niyet ve hazırlığının "özü" bu; siyasi irade, icra erki, enerji maddelerini fiyatlama yetkisini "siyaset dışı" ancak kararlarıyla "siyaseti etkileyebilen" özerk idari kurum olan EPDK'dan alıp kendi yetki alanına aktarmak istiyor. Yani, "davul" siyasetçinin omuzlarında, "tokmak" idarecinin elinde olmaz, diyor!

Sektör özerkliği savunuyor

EPDK 10 yılı aşan kuruluş ve icraat süresinde ne ölçüde başarılı oldu, nerelerde yanlış yaptı? Kurumsal yapısı, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği niteliklere uygun "kalitede" oluşturulabildi mi? Bugün, gerçek anlamda bir enerji piyasasından söz edilebilir mi?

Bunlar kurumun "performans ölçümleri" ile cevap verilebilecek sorular. Bu tür ölçümleri hükümetin ve kurumun dışında "en isabetli" yapabilecekler de enerji piyasasının özel sektör kanadı olsa gerek. Piyasanın özel sektör tarafı, yönelttiği tüm eleştirilere rağmen EPDK'yı savunuyor.

Özel sektör, EPDK'yi 10 yıllık icraatı boyutunda eleştiriyor. Ama, "özerkliğine" dokunulmasını, zayıflatılmasını istemiyor. Aksine, EPDK'nın

karar süreçlerine özel sektörün de katılmasını, kurumu "profesyonel yönetime" kavuşturulmasını, uluslar arası bağımsız denetime tabi tutulmasını talep ediyor. Hükümetin EPDK'yı yapılandırma girişimi epey tartışılacağa benziyor; özellikle 12 Haziran milletvekili genel seçiminden sonra yasama gündemine geldiğinde…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013