Özel sektörün dış borcundaki vade kayması giderek belirginleşiyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Doların başta euro olmak üzere diğer paralara karşı değer kazanması, bir dönem özel sektörün dış borç stokunun düşük görünmesi gibi bir sonuç doğurdu. Bu etki, geçen yılsonuna göre yapılan değerlendirmeler için hala geçerli. 2014 sonunda euro/dolar paritesi 1.23 düzeyinde bulunuyordu, özel sektör borcuna ilişkin son verinin açıklandığı eylül ayındaki parite ise 1.12. Yani kur etkisi geçen yılsonuna göre hala var. Nitekim Merkez Bankası'nın açıkladığı eylül verilerinde bunu görmek mümkün. 

Özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa ve uzun vadeli kredi borcunda dokuz ayda 269 milyon dolarlık düşüş oldu. 2014 sonunda 243.8 milyar dolar olan borç, eylül sonunda 243.6 milyar dolara indi. 
Ne var ki, kur farka dış borç stokunu 8.6 milyar dolar aşağı çeken bir etki yaptı. Kur farkı etkisi olmasaydı, dış borç azalmayacak, aksine 8.5 milyar dolar artış gösterecekti.

Bu arada, kur farkının kısa vadeli ticari krediler için hesaplanamadığını ve rakamlardaki küçük sapmanın bundan kaynaklandığını belirtelim. 

Uzun vadeye kayma var 

Özel sektörün yurtdışından sağladığı kredilerde ilk dokuz ayda toplamda yalnızca 269 milyon dolarlık bir gerileme olduğunu belirttik, yani önemli bir değişiklik yok. Ama toplam kredi stokundaki hareketi kısa ve uzun vadeli olarak değerlendirince karşımıza ilginç bir tablo çıkıyor. 

Dokuz aylık dönemde kısa vadeli borç 16.9 milyar dolar azaldı. Buna karşılık uzun vadeli borçta 16.7 milyar dolarlık artış yaşandı. 

Yani ne oldu; özel sektör "Aman kısa vadeliden uzak durayım ve uzun vadeli borçlanayım" diye birden karar mı değiştirdi? 

Buradaki ince ayarı bir süre önce değerli meslektaşım Uğur Gürses Hürriyet'teki köşesinde yazdı. Gürses, 20 Ekim'de bu konuyu şöyle açıkladı: 

"Merkez Bankası, yıl içinde yaptığı düzenlemelerle bir yıla kadar olan kısa vadeli döviz borçlanmaları üzerinden talep ettiği zorunlu karşılığı 7 puana yakın artırırken, iki yıla kadar olanları sadece 3 puan artırmış, iki yıldan uzun vadeleri ise 3 puan düşürmüş oldu. Milyar dolarlık finansman sağlayan bankalar için 70 milyon dolar ilave karşılığı Merkez Bankası'na yatırmak demek bu. Peki bankalar ne yaptı? Bankaların bir yıldan kısa yükümlülüklerden 7 puan daha yüksek karşılık yatırmaktan kaçınmak için en basitinden aldıkları kredileri 1 yıl+1 hafta vade ile yani bir yılı geçecek biçimde vade yapılandırmasına gittikleri biliniyor. Bu da, bir yılı aştığı için uzun vadeli finansman ve borçlanma olarak kayda geçti ve Türkiye'nin dış borçlanma verilerinde vade uzamış gibi göründü." 

Dokuz ayda 7 puan 

Özel sektörün yurtdışından sağladığı krediler geçen yılsonunda 244 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu ve bu kredilerin yüzde 69 oranında 168 milyar doları uzun vadelilerden oluşuyordu. Aynı tarih itibariyle 76 milyar dolarlık kısa vadeli kredilerin toplamdaki payı ise yüzde 31 düzeyindeydi. 
Eylül sonuna geldik, uzun vadeli krediler 184 milyar dolara çıktı, bu kredilerin toplamdaki payı da yüzde 76'yı buldu. Buna karşılık, kısa vadeli kredilerin tutarı 59 milyara, toplamdaki payı da yüzde 24'e geriledi. 

Öyle anlaşılıyor ki, bir yıldan kısa vadelilerdeki zorunlu karşılık yükünden kaçınmak amacıyla kısa vadelilerin tutarı azaltılmaya, uzun vadelilerin ise artırılmaya devam edilecek. Gerçekte vade yapısı çok fazla değişmiyor olsa bile, kağıt üstünde böyle bir dağılım ortaya çıkacak ve bu da milyonlarca dolarlık zorunlu karşılık yükünden kurtulmayı sağlayacak.

323131g.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar