Özel müzelerimiz
“Geçtiğimiz günlerde Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nde heyecan verici bir deneyim yaşadım, sanal bir tura katılarak yüz küsur yıl öncesine gittim… Teknoloji merakımın peşinde çok yolculuklarım olmuştu; o konuda deneyimli bir seyyahtım… Kimi zaman da bu köşede bazılarını anlatmaya çalışmıştım. Ancak bu kez, 1900’lerin başına, Osman Hamdi Bey’in dünyasına heyecanlı, kısa bir yolculuktan söz ediyorum…
Teknoloji dünyasında donanımların gelişmesi ile bugün, sanal dünyalarda gezinmek; anlatılan hikâyelerde farklı sonuçları yaşamak, hatta sanal objelere dokunmak mümkün. Ben de bunlardan birisinin tam ortasında yer aldım, üstâdın Kuruçeşme’deki yalısının çalışma odasında duran fotoğraflarını, sehpalardaki objeleri elime alıp tek tek inceledim; paletini tuttum, üzerindeki kurumuş renklerin bir zamanlar nelere hayat verdiğini hayal ettim” diye başlayan bir yazı kaleme almıştım geçtiğimiz haftalarda bu köşede…
Birkaç gün önce şöyle bir haber düştü mailime:
“Louvre Müzesi ile HTC Vive Arts, Mona Lisa'nın hikâyesini VR’a taşıyor.
Louvre Müzesi’nin ilk sanal gerçeklik deneyimi olacak olan Leonardo da Vinci sergisi, sanal gerçeklikte Mona Lisa'ya ev sahipliği yapacak.”
Habere göre Louvre Müzesi, Leonardo da Vinci’yi ölümünün 500. yılında anmak için, da Vinci'nin sanat hayatının bir retrospektifini hazırlıyor. Sergi, 24 Ekim 2019'da halka açılacak. Louvre, bu serginin bir parçası olarak müzenin ilk sanal gerçeklik (VR) deneyimini de meraklılara sunacak. Da Vinci'nin en ünlü başyapıtı olan Mona Lisa'nın hikâyesi, sanal gerçeklik gözlüğü sayesinde canlandırılacak.
Louvre Müzesi’nin küratoryal ekibiyle sıkı bir işbirliği içinde ortaya çıkarılan bu yaratıcı sanal gerçeklik deneyiminde amaç, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen izleyicilerin Mona Lisa'ya yepyeni bir gözle bakmasını sağlamak.
Bu sanal gerçeklik deneyiminin ev sürümüne birçok çevrimiçi VR platformunun yanı sıra HTC'nin dijital abonelik hizmeti olan Viveport’tan da erişilebilecek; böylece dünyanın dört bir yanındaki izleyiciler Mona Lisa: Camın Ötesi isimli etkinliği görebilecek.
Mona Lisa: Camın Ötesi sayesinde izleyiciler, dünyanın en popüler sanat eserlerinden birinde çıplak gözle göremeyecekleri gizli ayrıntıları keşfetme fırsatı bulabilecek. Nesiller boyunca merak ve hayranlık uyandıran resme daha yakından bakabilecek olan katılımcılara, sanatçının başyapıtını yaratırken kullandığı teknikleri ortaya seren yeni bilimsel araştırmaların yanı sıra modelin kimliği hakkında da bilgi sunulacak.
Dünyanın en büyük sanat müzelerinden bir olan Louvre, 17. yüzyıldan beri bu görevi üstleniyor. 9 yüzyıldır hizmet veren bina, aynı zamanda Paris'in tarihi bir anıtı olma niteliğini taşıyor. Kentin merkezi bir sembolü olarak şehrin 1. Bölgesi’nde, Seine Nehri'nin sağ kıyısında yer alıyor. 72 bin 735 metrekarelik bu alanda MÖ 7000 ila takriben MS 1848'e ait yaklaşık 35 bin obje sergileniyor. Louvre, 2018'de 10,2 milyon ziyaretçiyle dünyanın en çok ziyaret edilen sanat müzesi olarak da bir rekorun sahibi…
Basın bülteninde okuduğum bu bilgilerden sonra, geçtiğimiz haftalarda Pera Müzesi’nde Osman Hamdi Bey’in dünyasına yaptığım yolculuğun önemini ve değerini bir kez daha düşündüm…
8 Haziran 2005’te, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla kurduğu bu özel müzenin 14 yıl içindeki girişimlerinin, sergilerinin önemine; açılan diğer müzelerle birlikte ülkemizde özel müzeciliğin geldiği yere dikkat çekmek istedim…
Sadberk Hanım’dan Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi’ne, Sakıp Sabancı Müzesi’nden Türkiye İş Bankası Müzesi’ne sayıları 300’e yaklaşan özel müzelerin önemini bir kez daha vurgulayarak yazımı bitirmek istiyorum. Lütfen bu müzeleri gezin. Sanat gönüllülerinin topladığı insanoğlunun yüzlerce yıllık birikimine; yazın boğucu sıcaklarında klimalı, serin ortamlarda tanıklık etmekten keyif duyacağınıza eminim…