Özdebir'den özelleştirme ve bürokrasi yakınmaları
ASO ve OSBÜK başkanı Nurettin Özdebir, Girne'de gazetecilerle sohbeti sırasında hem bazı özelleştirme sonuçlarından yakınarak, bunların sanayicileri olumsuz etkilediğini belirtmiş. Hem de tavsiye niteliğindeki yerli malı kullanılmasını öngören Başbakanlık genelgesine çok az uyulduğunu belirterek, bütün bakanlıkların bürokratlarının bu genelgeye uygun davranmalarını istemiş. İthalatın azaltılması ve sanayicilerin korunması için bunların şart olduğunun altını çizmiş.
ASO ve OSBÜK Başkanı Nurettin Özdebir OSBÜK Enerji Zirvesi nedeniyle gittiği Girne'de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, hem çeşitli özelleştirme sonuçlarından, hem kamu bürokrasinden yakınan açıklamalarda bulunmuş. Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak'ın haberine göre özelleştirmelerde yaşanan olumsuzluğun hem sanayicilerin zararına sonuçlar verdiğini dile getirmiş, hem de kamu bürokrasisinin Başbakanlık Genelgesine rağmen üreticilere öncelik vermeyerek yerli üreticileri desteklemediklerinden yakınmış.
Özdebir, "Bugün ithalat artıyorsa bunda yanlış özelleştirmelerin de büyük etkisi var. Özelleştirmeden alınan koskoca tesisler geliştirilemiyor. Ar-Ge'ye yönlendirilmiyor.Karsız ürünlerin üretiminden kaçıyorlar ve sonuçta kaçınılan alanlarda ithalatın faturası kabarıyor" değerlendirmesini yapıyor.
Özdebir buna örnek olarak Tüpraş'ın özelleştirme öncesinde ürettiği sentektik kaucuk ve karbon siyahı üretiminden düşük karlılık nedeniyle vazgeçmesinin ardından ithalatçıların fiyat artırıp bunu dikte ettirdiklerini öne sürüyor. Oysa, geçenlerde görüşlerini yayınladığımız Tüpraş yöneticisi Kenan Yavuz kendi amaçlarının petrol bizde olmasa da birçok petrol türevi ürünü üreterek 5 milyar dolara varan bir dışa bağımlılığı ortadan kaldıracaklarını iddia etmişti. O nedenle Özdebir'in iddiasına yanıt vermesi doğru olacaktır.
Özdebir'in bir başka yakınması da BOTAŞ konusunda. "Doğalgaz dağıtım özelleştirmelerin de değerin yüksek çıkması için OSB'ler peşkeş çekildi" diyen Nurettin Özdebir, "İmtiyaz sözleşmesi bitecek olan bölgelerde OSB'lerin ayrıştırılmasını ve dağıtımın OSBÜK'e verilmesini" istiyor. Neden ileri sürerken de, "Yapacık ve Sincan'da iki doğal gaz boru hattı döşendi ve parasını biz sanayiciler ödedik. Sonra BOTAŞ'a devrettik. Bütün bu yatırımlarımızın hepsi özelleştirme kapsamında Ankara'yı alan şirkete verilecek, bu bir haksızlık. Bizim yaptığımız borudan bize doğalgaz verecekler ve sayaca bakıp aylık 50 bin dolar tahsil edecekler." diyerek bu konudaki yakınmasını dile getiriyor.
Özdebir, ithalatın artmasına yanlış özelleştirmelerin etkisi olduğunu, özelleştirilen koskoca kurumların Ar-Ge'ye yönelmemeleri ve karsız üretimleri terk etmelerinin ithalat faturasını kabarttığını da öne sürüyor.
Nurettin Özdebir, Başbakanlığın yerli malı kullanımına yönelik tavsiye nitelikli genelgesine karşın Savunma Sanayi Müsteşarlığı gibi yerli sanayi destekleyen ve koruyan ve bu konuda görev tanımı yapan kamu kurumlarının bütün bakanlıklarda yaygınlaşması gerektiğini belirtiyor. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Bursa'da bir firmanın ürettiği tranvay seti için artık yurt içinden alım şartı getirmesini olumlu örnek olarak gösteriyor. Buna karşılık birçok kamu bürokratının "Biz alımlarımızı yurt dışından bir dünya markasından yaparsak, bir sorun çıktığında başımız ağrımaz" düşüncesine dayalı olarak yaptığını, bu zihniyetin ithalatı artırırken, yerli piyasayı baltaladığını ve değişmesi gerektiğini söylüyor.
Doğaldır ki, Nurettin Özdebir'in yakınmalarına muhataplarının da vereceği yanıtlar olacaktır. Ancak, ithal girdinin yerli sanayi ve özellikle ara malı üreticisi KOBİ'leri çok olumsuz etkilediği ve bir kısmını rekabet dışına iterek sistem dışına çıkardığı bilinmektedir. O nedenle özellikle kamu alımlarında yerli firmaların korunması ve gözetilmesi büyük önem taşımaktadır. Özelleştirmelerin sonuçlarının da Özdebir'in öne sürdüğü gibi ithalatı artırıcı aramalı ve hammadde fiyatlarını artırıcı sonuç vermemesine özen gösterilmelidir.