Özdebir'den net açıklama net talep

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

 

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, demecinde gündemdeki bazı konularla ilgili net açıklamalarda bulunup net taleplerini ortaya koymakta kaçınmıyor. Çek yasasına değinirken iş dünyasına eleştirilerini dile getirip "Tazyik hapsi" önerisini dile getiriyor. Kamunun ekonomiyi soğuturken, bürokrasinin Başbakanlık genelgesine rağmen lüks oto, lüks bina kullanımından vazgeçmemesinin "Ayağın yorgan dışında kalmasına" yol açtığının yarattığı olumsuzluğu ortaya koyuyor.       
Ankara Sanayi Odası Başkanı gündemindeki konularda net açıklamalarda bulunup net taleplerini ortaya koyuyor.Özdebir, "Ekonomik suça ekonomik ceza" prensibine dayalı olarak çek yasasında yapılan düzenlemenin amacına ulaşmadığını belirterek, karşılıksız çekte "Hapsen tazyik" uygulamasına geçilmesini öneriyor. Böylece, ödemelerin kolaylaşacağını, fakat bu hapis cezalarının kişinin adli siciline işlenmeyeceğini belirtiyor.
Özdebir, yeni düzenleme sonrası çekle ilgili şikayetlerin çok arttığını belirterek, "Yıllardır çalıştığımız insanlar yeni düzenlemeyi fırsat bilip, bir firmasını boşaltıyor ve karşılıksız çek kesip ödemiyor. Temiz çalışan firmalarda bile sorun çıkıyor" değerlendirmesini aktarıyor. Özdebir, buna karşı yapılması gerekeni belirtirken, "Çek eğer vadeli olarak kullanılabilecekse piyasadaki güveni sağlamak lazım. Literatürde tazyik hapsi var. Borcunu ödeyene kadar hürriyetini bağlarım denebilir. Tazyik hapsi kişinin siciline de işlenmez" diyerek önerisini ortaya koyuyor.
Bilindiği gibi bu alanda Merkez Bankası'nın da bir çalışması söz konusu. Merkez Bankası kayıt sisteminde yaptığı değişiklikle, firmaların sadece ödenmeyen çeklerinin listesini tutmayacak. Ödenen ve ödenmeyen çek listesi tutulacak. Böylece firmanın çek kredibilitesi daha net bir şekilde ortaya konulmuş olacak.
Özdebir'in açıklamalarında yer alan bir diğer konu da KDV iadeleri ve Karayolları ödemelerinin geciktirilmesinin bütçe açıklarını makyajlamakta kullanılması. Ve bunun piyasada var olan likidite sıkıntısını daha da artırması.
ASO Başkanı "Hükümetin çayın taşıyla çayın kuşunu vurmayı öğrendiğini" belirterek, "Kamu borçluydu. Özelleştirmelerle kamunun borcu yok oldu. Özel sektörün borcu var. Şimdi ikinci olarak yap-işlet-devret diyerek bütçeden kaynak aktarmak yerine iş adamlarına buradan kazan bana devret diyorlar." Görüşünü ortaya koydu.
Piyasaların sıkıştığını ve rahatlaması gerektiğini söyleyen Nurettin Özdebir, dolaylı vergilerin artırılmasının maliyet yükselmesine rekabet gerilemesine yol açtığını iddia ediyor. "Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan sanayicinin dünyanın en ucuz enerjisini kullanan ülkelerin sanayicisiyle rekabet edemeyeceğinin" altını çiziyor.
ASO Başkanı ekonomi yönetiminin, ekonomiyi yavaşlatacağını ve buna bağlı olarak ithalatı ciddi manada azaltacağını söylediğini belirterek, "Bu ithalatı azaltır. Böyle olunca da ithalattan alınan vergiler azalır. Ekonomiyi soğutacağım diyorsun ama hiç ayaklarını toplamayı düşünmüyorsun. Yorganın dışında ayak kalınca ek vergi istiyorsun. Ona göre harcamaları kıssaydın" önerisinde bulunduktan sonra, gördüğü olumsuzluğu "Başbakanlık genelgesine rağmen Ankara'da bürokratlar lüks otomobillere binmeyi sürdürüyor. Lüks binaları bakanlıklar kiralamaya devam ediyor" diye dile getiriyor.
Özdebir, BDDK eski başkanı Tevfik Bilgin'in kriz döneminde aldığı kararlarla piyasada kredi ve likidite sağlayarak, mevzuatı esneterek sıkıntılı firmalara ek finansman imkanı yaratıp  işletmelerin hayatiyetini devam ettirdiğini söylüyor. Özdebir, "Vergi borçlarının yeniden yapılandırılması uygulamasına bugünde ihtiyaç olduğunu" öne sürüp, "Likidite sıkıntısı içersindeki firmaların üzerine bankaların gitmesinin önlenmesi ve işletmelerin ayakta kalabilmesi için buna ihtiyaç olduğunu" ifade ediyor.
Son günlerde birçok iş adamı 2001 sonrası uyguladığımız ekonomik modelin kalkınmamızda, enflasyonu aşağıya çekerken yüksek büyümeyle yola devam etmemizde iyi sonuç verdiğini, bunda o dönemin uluslararası likidite bolluğunun da katkısı olduğunu belirterek, o modelin sonuna gelindiğini, yeni bir model için çalışmalar yapılmasını öneriyorlar. Bu modelin de dünyada gelişen trendlere bağlı ve hukuk ve vergi gibi alanlarda reformları içeren bir model olması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Bu yeni model arayışı öncesi iş dünyası temsilcilerinin Özdebir gibi sorunları açık ortaya koyup, ekonomi yönetimine dönük eleştirilerini açıklıkla sıralamasının önemli olduğuna inanıyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar