Oynaklık artıyor
Beklentilerden güçlü gelen tarım dışı istihdam verisi sonrasında Wall Street’ten dünya borsalarına yayılan çok sert bir alım dalgası görüyoruz. Tarım dışı istihdamın, ücretlerin ve işgücüne katılımın eşanlı olarak tahminleri geçtiği veri durgunluk endişesini azaltarak ABD ve Avrupa borsalarının yeni yılın ilk haftasını yükselerek kapamasını sağladı.
Küresel risk iştahındaki toparlanmayı arkasına alan Türkiye varlıkları uzun bir aradan sonra ilk kez dünyadan pozitif ayrıştı. Ancak sene başına göre bakıldığında, döviz, hisse ve tahvil performansında dünyadan daha kötü olmayı sürdürüyoruz.
Geçen haftaki yazımızda 'iyimserler ile kötümserler arasındaki savaşı kim kazanacak bilmiyoruz, emin olduğumuz tek şey oynaklığın artacağı' dedik. Bilgi setimizde bir değişiklik yok. Geçen haftaki gelişmeler sonrasında fiyat sevilerinde sınırlı bir değişim oldu. Ancak oynaklık seviyesi yükseldi.
2009 -2017 döneminde ABD hisseleri hem en iyi getiri sağlayan hem de en düşük oynaklığa sahip olan varlık grubu olarak dünyanın en cazip yatırım araçları arasında yer alıyordu. 2018 yılında bu tablo 180 derece değişti. Varlık gruplarının çoğunluğu gibi S&P 500 yılı %5’lik bir düşüşle kapattı. Ancak asıl rahatsızlık veren son 21 günün 15’inde endeksin %2’den daha yüksek bir oynaklığa sahip olmasıydı.
Geçen hafta sonu yaşanan ve muhtemelen bu hafta başında devam edecek iyimser havaya rağmen 2019 yılının zorlu bir yıl olacağı görüşümüzü koruyoruz. Altın ve yendeki değer artışı ile ABD devlet tahvil faizlerindeki yükseliş risk iştahının bozulduğunu ve ihtiyatlı küresel sermayenin emin limanlara yönelmeye devam ettiğini gösteriyor.
Yüksek betalı Türkiye varlıkları küresel risk iştahının bozulduğu ortamlarda genelde dünyadan daha kötü performans gösterir. Sene başından beri Türkiye varlıklarındaki değer kaybı yabancı yatırımcının hava bozduğu zaman Türkiye varlıklarını portföyünde ilk azaltılacak yatırım araçları arasında görmeye devam ettiğini gösteriyor. Enflasyondaki gerilemeye ve cari dengedeki istikrarlı düzeltme gibi iyi haberlere piyasanın kötü tepki vermesi bizi rahatsız ediyor.
Önümüzdeki aylarda ekonomi yönetimini zorlu bir dönem bekliyor. Ekonomideki sert inişe rağmen finansal istikrarın korunması, yaklaşan yerel seçimlere rağmen popülizm yoluna sapılmaması, piyasa dostu bir ekonomik program uygulanması küresel koşulların sertleştiği bir ortamda Türkiye ekonomisi ve piyasalar için olmazsa olmazlar olarak öne çıkıyor.