Övünelim mi, üzülelim mi?

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Sizler bu satırları okurken, Türkiye'de milletvekili seçimleri tamamlanmış olacak. Gazetemiz seçim sonuçları henüz ilan edilmeden baskıya hazır hale getirildiğinden, seçim sonuçlarını yorumlamak için bir gün sonrasını beklemek gerekiyor. Acaba, bir gün beklemeden söylenebilecek şeyler var mı? Sanıyorum seçim sürecine ilişkin değerlendirmeler yapabiliriz. Hemen başlayalım:

Geçmiş seçimleri anımsayalım. Seçim tartışmaları sırasında kavgalar çıkar, işin cinayetle sonuçlandığı olurdu. Son yıllarda yapılan seçimlerde böyle olaylara pek rastlanmıyor. Çoğulcu hayata alıştık. Halkımız siyasette farklı düşünüp, diğer birçok konuda birlikteliğin mümkün olduğunu, hatta siyasette zaman zaman siyasi tercihi değiştirmenin keyifli olduğunun bilincine vardı.

Hemen ekleyelim, siyasi liderlerimiz de bir olay çıkma ihtimali gördükleri durumlarda seçmenlerini uyararak olayları önlemeye çalışıyorlar. Bununla övünebilir miyiz? Sanıyorum evet. Artık seçimler bir ölüm kalım mücadelesi olarak görülmek yerine demokratik yaşamın olağan bir safhasını oluşturuyor.

Ufak tefek aksamalar olabilir ama seçimlerimiz dürüst yapılıyor. Önceden içi doldurulmuş sandıklar, açık oy-kapalı tasnif gibi uygulamalar pek aşina olduğumuz şeyler değil. Kişiler oylarının gizli olduğunu, şu veya bu partiye oy vermiş olmaktan dolayı sorgulanmayacaklarını biliyorlar. Seçimler dürüst yapılmadığı bir demokrasi olamaz. Her ne kadar demokrasimizin ıslaha muhtaç yönleri bulunuyorsa da, seçimlerde sorun yok. Bununla da övünebiliriz.

Siyasi partilerimiz rahatça örgütlenebiliyor, rekabet edebiliyorlar. Geçmişte uygulanan kısıtlamaların çoğu kalktı. Komünist partileri kurulabiliyor, seçim yarışına katılabiliyor. Etnik nitelikli, yasadışı örgütlerle ilişkisi olmadığını beyan eden karmaşık amaçlı partimiz dahi faal. Temsil edilen fikir yelpazesi çok geniş. Daha da genişlemeye ihtiyaç gösteriyor mu? Tabii genişlemeli, fakat mevcut durumun demokrasiye uygun olmadığını söyleyemezsiniz. Sanıyorum, bununla da övünebiliriz.

Evet, kendimizi övünmeye kaptırmayalım, biraz da üzülelim. Demokrasimizin eksiklikleri, aksayan yönleri az değil. Kullanılan toplam oyun yüzde onunu alamayan partiler parlamentoya temsilci sokamıyorlar. Temsil ile istikrar arasında denge kurma çabamızda istikrar endişesi ağır bastı, zamanında yüksek bir seçim barajı getirildi. Bu baraj şimdi adeta istikrarsızlık kaynağı ama sistemden yararlanan büyük partiler bir türlü seçim barajını indirmeye yanaşmıyorlar. Üzücü bir durum.

Seçim kampanyasını birlikte izledik. Liderlerin konuşmalarında kullandıkları üslup, birbirleri hakkında söyledikleri, genel kabul gören adabı muaşeret kuralları muvacehesinde terbiyeye uygun diye nitelendirilemez. En kötü performansı kim sergiledi derseniz, cevap biliniyor, ben isim vererek nezaketsizlik yapmayayım. Çocuklarımıza kötü örnek olduk. Bu davranışlar karşısında üzülmemek mümkün mü?

Dilerim ki yanılayım ama galiba devlet memurları biraz fazla iktidar yanlısı davranıyorlar. Tarafsız bürokrasi demokratik devletin güvencelerindendir. Hükümet bu tarafsızlığı korumakla yükümlüdür. Gerekli duyarlılığı göstermediğinden endişe ederim. Bu da çok üzücü bir görünüm.

Demokrasi yolunda bir hayli yol aldık, sevinelim. İyi bir demokrasi olmayı yeterince becermiş değiliz. Üzülelim. Demokrasi olmak kolay değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019