OVP’de her sene taze bir başlangıç!

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM [email protected]

Dün yayınlanan 2018-20 Orta Vadeli Programı’nın (OVP) sadece hedefler bölümüne bakan biri bu programın yeni iktidara gelen bir parti tarafından hazırlandığını zannedebilir. Belki bu durum mevcut iktidarın ekonomiye yaklaşımının ne kadar ‘taze’ kaldığını göstermesi açısından olumlu bir şey. Ancak, öte yandan da OVP 12 senedir yayınlanmasına karşın bazı hedeflerde neredeyse hiçbir terakki elde edilememiş olması da ciddi şekilde sorgulanması gereken bir nokta. Temcit pilavı gibi her sene önümüze gelen bu “kalıcı” hedeflerin arasında enflasyon, işsizlik, cari açık, eğitim ve diğer altyapı reformları gibi ekonomi açısından oldukça önem arz eden başlıklar var.

OVP aynı zamanda hükümetin bu seneki ekonomik göstergelere ilişkin gerçekleşme tahminlerini göstermesi açısından da önemli. OVP’de sene sonu enflasyonu yüzde 9.5 olarak tahmin edilmiş. Bu oran MB’nın son enflasyon raporundaki yüzde 8.7’nin üzerinde olmakla beraber, gene de biraz iyimser kalıyor. Önümüzdeki 3 sene için hedeflenen oranlar ise sırasıyla yüzde 7, 6 ve 5. Bu oranlar önceki OVP’lere göre bir çıt daha yüksek. Bu biraz da büyüme hedefinin de önceki OVP’ye göre yükseltilmiş olmasından kaynaklanmakta.

Geçen sene 2018 ve 2019 için yüzde 5.0 büyüme hedeflenmişti. Şimdi bu oran önümüzdeki 3 sene için yüzde 5.5’e çıkarılmış durumda. Açıkçası salt bu sene büyüme oranı gerçekleşme tahmininin yüzde 5.5 olması nedeniyle önümüzdeki 3 sene için de bu oranın benimsendiğini düşünüyorum. Halbuki, bilindiği üzere bu seneki yüzde 5.5 oranı maliye politikasındaki aşırı genişleme ve geçen seneden kaynaklanan baz etkileri ile elde edilen bir oran olacak. Önümüzdeki senelerde bu oranın tekrarlanması, imkansız demeyelim ama, oldukça güç olacaktır.

Bu sene bütçe dengesinin 61.7 milyar TL açık vermesi planlanıyor. 2016 senesine göre açık yüzde 106 gibi çok yüksek bir oranda artmış durumda. Toplam kamu maliyesinin ise bu sene milli gelire oranla yüzde 2.4 açık vermesi bekleniyor. (Geçen sene açık yüzde 1.0 idi.) Bu yüksek kamu açığının 2018 ve 2019 yıllarında da (biraz azalarak da olsa) devam etmesi öngörülüyor. Üstelik 2018 yılı için yüzde 14 gibi oldukça iddialı bir bütçe gelir artışı hedefi konulmuş olmasına rağmen. (Bu artışı motorlu taşıtlar vergisi, kurumlar vergisi ve gelir vergisinde bazı düzenlemelerle finanse etmeyi planlıyorlar.) OVP’nin kamu maliyesi ile ilgili rakamlarından çıkacak sonuç MB’nın eğer enflasyon hedeflerinde ciddi ise 2 sene daha sıkı para politikasını devam ettirmesi gerektiği.

Ödemeler dengesi hedeflerine bakıldığında bu sene beklenen yüzde 4.6’lık cari açıktan sonra seneye yüzde 4.3’e gerileyen kısıtlı bir düzelme hedeflendiği görülmekte. Esasen, mutlak olarak bakıldığında yüzde 4.3 de oldukça yüksek bir oran. Denilebilir ki, zamanında (2011 yılında) Türkiye neredeyse yüzde 10’a yakın bir cari açık vermişti. Evet doğru ama buradaki kritik kelime “zamanında”. Açıkçası küresel çapta likidite musluklarının kısılmaya başladığı bugün ve önümüzdeki dönemlerde yüzde 4’ün üzerinde cari açık vermek üzerine bir OVP inşa etmek çok da doğru değil.

Bu arada her zaman OVP ile ilgili popüler bir egzersiz de programın altında yatan döviz kuru tahmini olmuştur. Bu sene kişi başına milli gelir 10,579 dolar olarak tahmin edilmiş. Her ne kadar bu yazıyı yazarken detaylı tablo elimde olmadığı için kullanılan nüfus sayısını bilmiyorum ama bu sayının yaklaşık olarak geçen seneki OVP’deki tahminle aynı olduğu varsayımıyla 2018 yılı milli gelirinin 914.5 milyar dolar olarak hedeflendiği sonucu ortaya çıkıyor. Bu da 2017 dolar kuru ortalaması olan 3.60’a göre yüzde 4.6 artışa tekabül eden 3.77 gibi bir ortalama dolar kuru vermekte. 2018’de enflasyon hedefi yüzde 7 olduğuna göre, seneye TL’de az da olsa reel bir değerlenme öngörülmekte.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019