OVP kamu maliyesinde iddialaı; istihdam ve dış ticarette değil

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ [email protected]

Mali kuralın yasalaşmasının rafa kalkmasıyla Orta Vadeli Program'ın (OVP) önemini artırdı. Hükümet geçen hafta açıkladığı, 2011-2013 yıllarını kapsayan yeni OVP'da kamu maliyesi alanında iddialı hedefler koydu. Bu hedefler piyasada hükümetin seçim ekonomisi yapmayacağı konusunda bir taahüt olarak algılandı. Diğer alanlardaysa OVP o kadar iddialı değil.

Kamu maliyesi

OVP'da merkezi yönetim bütçe açığının GSYİH'nın bu sene yüzde 4'ünden 2013'de yüzde 1.6'sına düşmesi öngörülüyor. Bu yüzde 2.4'lük tasarrufun yarısı (yüzde 1.2) faiz dışı harcamalardaki sıkılaşmadan sağlanacak. Kamu borç stoğunun  ise şu anki seviyerlerinden 6 puan daha inmesi hedefleniyor. Bunlar iddialı hedefler. Avrupa ve ABD'deki bütçe açığı  gerçekleşme ve projeksiyon rakamları OVP'dekilerin iki-üç katı seviyesinde. Ayrıca, seneye seçim var.

Dolayısıyla, hükümet ciddi bir taahhüt altına giriyor. Önceki maliye performansından hükümetin inandırıcılığı yüksek. Dolayısıyla bu hedefler ciddiye alınır nitelik taşıyor. 

  2010 2011 2012 2013

Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi -4.0 -2.8 -2.4 -1.6

Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri 23.0 23.0 22.9 22.5

Merkezi Yönetim Bütçe Harcamaları 27.0 25.7 25.3 24.2

Toplam Kamu Faiz Dışı Fazlası (Program Tanımlı) -0.2 0.3 0.7 1.0

Merkezi Yönetim Bütçesi Faiz Dışı Fazlası (Program Tanımlı) -0.7 0.0 0.4 0.8

AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stoku 42.3 40.6 38.8 36.8

İstihdam

2011-2013 yılları arasında Türkiye'nin nüfusu yaklaşık 2,4 milyon artacak. OVP rakamlarından yola çıkarak yapılan hesaplar, OVP'da aktif nüfusun 2,3 milyon kişi artacağı öngörüldüğü anlaşılıyor.  Aktif nüfus 2,3 milyon kişi artarken OVP'da istihdamın 2011-2013 arasında ancak 1,1 milyon artması öngörülmüş.

Türkiye nüfusu İstihdama hazır 2 milyon kişi "üretirken" istihdamın bunun yarısından azı kadar artması nasıl mümkün oluyor? Düşük "iş gücü katılım oranı" sayesinde. Yani Türkiye olarak işe girmeye hazır insanların ancak yarısı "iş arar" olarak tanımlanıyor. Bu oran Türkiye'de yüzde 50'nin altındayken gelişmiş ve güçlü gelişmekte olan ülkelerde ülkelerde yüzde 70'in üzerinde.

Aynı resme başka türlü de bakılabilir. OVP'da GSYİH'nın  2011-2013 yıllarında yüzde 4,5-5,5 arasında büyümesi öngörülürken istihdamın senede yüzde 0,9 ile 2,2 arasında büyümesi öngörülmüş. Buna "istihdam üret(e)meyen büyüme" deniyor.

Bu trendin devamı Türkiye açısından ekonomiyi aşan sosyal ve siyasi sorunlara sebep olacak. Hükümetin bunun farkında olması iyi olur. "Yapısal değişim" dediğimiz şeyin özü de bu yapının değişmesidir.

Dış Ticaret

OVP'daki dış ticaret rakamları oldukça iyimser. Dış ticaret açığının GSYİH'nın yüzde 9'ları seviyesinde kalması hedefleniyor. Bu, hem ihracatın hem de ithaların GSYİH'ya oranla yüzde 2 civarında artması üzerine bina ediliyor. Cari açık da bu sayede yüzde 5 - 5,5 bandında kalıyor.

Bu "olmayacak" senaryo değil ancak "iyimser" bir senaryo. Doların aşağı gittiği bir dönemdeyiz. Euro ise parite bazında hareket ediyor. Hükümetin buna karşı tedbirleri belli değil. 

OVP'deki rakamlar GSYİH ve iç talepte ciddi büyüme öngörüyor. Bankalar likit. En kolay müşterileri ise tüketiciler. Değerli TL'yi de ekleyince ithalatın, dolayısıyla dış ticaret ve cari açığın bu seviyelerde tutulması "temenni" niteliği taşıyor.

 2010 2011 2012 2013

GSYİH (milyar dolar) 730 781 847 913

İhracat/GSYH (%) 15.3% 16.3% 16.9% 17.5%

İthalat/GSYİH (%) 24.3% 25.5% 26.3% 26.8%

    Enerji ithalatı / GSYİH 5.2% 5.5% 5.7% 5.8%

    Enerji dışı ithalat / GSYİH 19.1% 20.1% 20.6% 21.0%

Dış Ticaret Açığı/GSYİH (%) -9.0% -9.3% -9.3% -9.3%

Cari İşlemler Açığı /GSYİH (%) -5.4% -5.4% -5.3% -5.2%

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018