Ovaların korunması
Türkiye, tarım topraklarını hoyratça kullanan ülkelerden birisidir. Her yıl 50 bin ile 100 bin hektar arasında toprak kaybedildiği tahmin ediliyor.
Etrafınıza bakarak veya kentin bir kaç kilometre dışına çıkarak tarım topraklarının nasıl amaç dışı kullanıldığını görebilirsiniz. Yaşadığınız yerin, semtin bir zamanlar tarım arazisi olduğunu, en azından bağ, bahçe, bostan olduğunu hatırlarsınız veya tahmin edebilirsiniz. Bu nedenledir ki, büyük kentlerde kimi ilçelerin,semtlerin adında "ova" vardır. İzmir'in Bornova ilçesi gibi.
Bir zamanların verimli ovaları bugün kent merkezi haline gelmişse, gıda güvenliğimiz, yarınımız tehlikede demektir. Çünkü ovalarda konutlar, sanayi tesisleri yükselmeye devam ediyorsa yarın gıda üretimi yapacak yer kalmayacaktır.
Ovalarda tek sorun tarım topraklarının amaç dışı kullanımı değil, aynı zamanda ovalar atıklarla kirletiliyor. Yanlış gübre, zirai ilaç ve su kullanımı ile çoraklaşıyor, verimsizleşiyor.
Bir başka önemli tehlike, tarımsal faaliyetten, üründen para kazanamayan toprak sahibi kendisine gelen "kat karşılığı konut" önerisini kabul ederek arazisini elden çıkarabiliyor.
Devlet yatırımları ,karayolları, önemli projeler yapılırken tarım toprakları cömertçe gözden çıkarılıyor. "Yol medeniyettir" denilerek, otoyollar, duble yollar çoğunlukla ovaların ortasından geçiriliyor.
Nihayet, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu tehlikeyi gördü ve büyük ovaları koruma altına almak için proje başlattı. Proje ile ülke genelindeki 6.5 milyon hektar büyüklüğe sahip 184 büyük ovanın sit alanı ilan edilerek korunması öngörülüyor.
Bu ovaların en büyüğü 729 bin hektarla Konya Merkez Ovası. En küçüğü ise 521 hektarla Burdur Yeşil Ovası. Sadece Konya'da toplam 1 milyon hektarlık alana sahip 13 farklı ova var. Ankara'da ise 66 bin hektarlık alana sahip 8 farklı ova var. Şanlıurfa'da 295 bin hektarlık Ceylanpınar Ovası ve 201 bin hektarlık Harran Ovası var. Samsun'da ise 136 bin hektar alana sahip 3 farklı ova var.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Konya ve Ankara illerinin toplam büyüklüğüne yakın (6.5 milyon hektar) bir alan kaplayan 184 adet büyük ova belirlendi. Bu alan Türkiye’deki toplam tarım arazilerinin yüzde 24’ünü oluşturuyor. Bundan sonraki süreçte, Bakanlık tarafından belirlenen 184 adet alan, illerde Toprak Koruma Kurulları’nın da görüşleri alınarak, Bakanlar Kurulu kararı ile koruma alanı ilan edilecek.
Bugüne kadar aralarında Edirne, Bilecik, Bingöl, Diyarbakır, Maraş, Adana, Nevşehir, Niğde, Kütahya, Uşak, Muğla, Eskişehir’in de olduğu 12’den fazla Toprak Koruma Kurulu’nda büyük ovalar değerlendirildi. Edirne Ovası, Bilecik’te Gölpazarı Karaağaç Ovası, Gölpazarı Ovası, Bozüyük Ovası, Bingöl Ovası, Diyarbakır’da Ergani Ovası, Dicle Ovası, Bismil Ovası, Kahramanmaraş’ta Türkoğlu Ovası, Narlı Ovası, Kahramanmaraş Ovası, Elbistan Ovası, Adana’da Çukurova, Nevşehir’de Acıgöl Ovası, Niğde’de Misli Ovası, Çiftlik Ovası, Emen Ovası, Altunhisar-Çukurkuyu Ovası, Kütahya’da Aslanapa Ovası, Çavdarhisar Ovası, Altıntaş Ovası, Simav Ovası, Tavşanlı Ovası, Uşak’ta Baltalı Ovası, Uşak Ovası, Banaz Ovası, Sivaslı Ovası ile Muğla’da Gökova, Köyceğiz Ovası, Dalaman Ovası, büyük ova değerlendirmesine alındı.
Bakanlığın çalışmasına tam destek veren TEMA Vakfı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, 2005’ten bu yana takip ettikleri bu süreçten umutlu olduklarını ve TEMA olarak katkı sunacaklarını açıkladı.
Deniz Ataç'ın görüşleri özetle şöyle: "5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 14. Maddesi’ne göre, tarımsal üretim potansiyeli yüksek, toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovaların, büyük ova koruma alanı olarak belirlenmesi, gerek gıda güvenliğinin sağlanması, gerekse de gelecek kuşakların gıda hakkının güvence altına alınması açısından büyük önem taşıyor. Böylelikle bu alanlarda toprak bozulumu önlenirken, tarım alanlarının tarım dışı amaçlara tahsis edilmesi de engellenmiş olacak."
TEMA Vakfı’nın 2005’te 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun hem yazılması hem de yasalaşmasına katkıda bulunduğunu da hatırlatan Ataç, “Tarım arazilerimizin korunması başta gıda güvenliği olmak üzere topraklarımızı gelecek nesillere bozulmadan bırakabilmemiz için de son derece önemli. Türkiye 2001’den itibaren tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 9’unu kaybetti. 2001 yılında 26,4 milyon hektar olan tarım arazilerimiz, 2014 yılında 24 milyon hektara geriledi. 13 yılda 4,5 İstanbul büyüklüğünde (2.4 milyon hektar) tarım arazisi kaybettik. İşte bu nedenle, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın büyük ovaların belirlenmesine ilişkin adımını son derece önemli buluyoruz” dedi.
Özetle, tarımın ve ülkenin geleceği için ovaları, her karış toprağı gözümüz gibi korumamız gerekiyor. Bu konuda bakanlığın başlattığı projeyi TEMA Vakfı gibi herkesin desteklemesi gerekir.
*******
Tarımda Dijital Dönüşüm
"Türkiye'nin tarım potansiyeli ve dijital devrimin getirdikleri" bugün İstanbul'da Doktar tarafından düzenlenen Tarımda Dijital Dönüşüm toplantısında ele alınacak. Bizim de konuşmacı olarak katılacağımız toplantı Şişli'de Bomontiada'da saat 14.00-17.00 saatleri arasında olacak. İlgilenenleri bekliyoruz.