ÖTV ve gerçekler
Yaz öncesinde hükümetin vergilerde bir planlama yaptığını ve ÖTV'nin yükseltileceğini yazmıştım. Benim beklentim ki bu bir beklenti değil daha çok duyumdu, 1.6 litrenin altında yeni bir sınıf yaratılacağı, örneğin 1.0-1.3 litre ve 1.3-1.6 litre arasında iki ayrı vergi dilimi oluşturulacağı alt sınıfta oranın sabit kalıp, ikinci dilime zam yapılacağı yönündeydi.
Bugün geldiğimiz noktada yeni bir vergi sınıfı yaratılmadı ama zam geldi. Ankara'da bu sınıflandırma konusunda bir çalışma yapılmış daha sonra yerli üreticileri olumsuz etkiler nedeniyle şimdilik rafa kaldırılmıştı. Bu çalışmanın önümüzdeki dönemde raftan indirilme ihtimali her zaman bulunuyor.
Gelelim, bu vergi ve pazara/üretime yönelik gerçeklerine…
Söz konusu vergi artışı ile birlikte lütfen kimse kusura bakmasın hükümet yabancı yatırımcı konusunda kendi ayağına kurşun sıkmıştır. Buradaki yorumum üç puan artışa bağlı değildir. Sonuçta üç puan öyle ya da böyle unutulur/firmalar tarafından karşılanır gider. İki ay sonra tüketicinin çok da önceliği olmayacaktır. Tabii ki yüzde 10-15 aralığında bir pazar gerilemesi yaşanacaktır. Ama bu oran üretim için çok da mühim değildir.
Burada, hükümetin aldığı karar istikrarın üstüne bir balyoz gibi inmiştir. Halihazırda çok güç günler geçiren otomotivciler, akşamdan sabaha vergi artışı yaşanan, bütçe delindi mi acısının akaryakıt ve otomotivden alındığı bir ülkeye gelmek istemez. Zira, yabancı yatırımcı istikrar ve güven arar. Kar marjlarının tek haneye gerilediği bir dönemde siz, "Bütçe hedefim tutmadı" diyerek, pazarı yüzde 10 daraltırsanız bu hiçbir hesaba uymaz. Bugün, üretime gelen firmanın, ilk aracının banttan inişi 4 yılı bulur, o aracın ömrünün de 7 yıl olacağını hesap etsek, yaklaşık 10 yıllık projeksiyonu yapması gerekir. Ama maalesef bu öngörüyü Türkiye'de gerçekçi bir şekilde yapabilmek mümkün değil. Canı isteyen bakanlığın pazarın üzerinde etki bırakacak kararlar aldığı bir ülkede stratejik bir yatırım alabilmek ne yazık ki çok kolay değil…
ÖTV'ye ilişkin ikinci gerçek ise başta Ford Otosan ve Tofaş olmak üzere hafif ticari üretenleri etkiliyor. Geçtiğimiz yıl hafif ticari araçların ÖTV'sinde yapılan artışın, bu araçların pazarını daralttığını ileri sürmüşlerdi. Oysa bu artışın bir bölümünü kendileri kampanyalarla karşılamış ve fiyata zaten yansıtmamışlardı. Buna rağmen pazarda yüzde 23-25 aralığında bir segment kayması yaşanmıştı. Bence bu segment kaymasının ana nedeni K Belgesi başta olmak üzere, araç sahiplerine getirilen ekstra maliyetlerdi ama bu noktada elleri bağlı olan üreticiler günah keçisi olarak ÖTV'yi seçmişlerdi.
Zorunlu bir parantez açalım: (Günah keçisi kelimesini kullandığım için vergi yanlısı olduğumu kimse düşünmesin, yoksa bordro mahkumu birisi olarak söz konusu vergilerin en çok etkilediği kesimin içinde yer alıyorum ve tasvip etmem mümkün değil. Hedefim teşhislerin doğruluğunu katkıda bulunmak) Cumartesi günü Resmi Gazete'de alınan kararla birlikte makas bir nebze olsun kapandı. Eğer mantık yürütmek gerekiyorsa, hafif ticari araçların vergisinin yükselmesinden şikayet edenlerin, buradaki satışların binek araçlara kaydığını ifade edenlerin, binek araçtaki bu yükselişi de desteklemeleri gerekiyor. Bu olamayacağına göre tek sınıf üzerinden açıklama yapmak çok da yerinde olmuyor.
Sonuç olarak yapılması gereken yegane şey, otomotiv üzerinde gerçekçi bir planlama yaparak herkesin önünü görebilmesini sağlayacak, güvenilir, istikrarlı, sürdürülebilir bir yol haritası yapmaktır. Bu harita, gerek içerideki mevcut oyuncuları, gerekse hükümetin çekmek için can attığı dış oyuncuların önünü görmesini sağlayacaktır.
PEUGEOT, distrübütöre mi gidiyor?
Bu sayfalarda zaman zaman kulis haberlerine yer veriyoruz. Bugünkü kulisimiz ise Peugeot ile ilgili. Son dönemlerde Türkiye'deki satışlarında istediği verimi yakalayamayan Peugeot, tüm operasyonunu bir distribütöre devretme arayışında olduğu belirtiliyor. Söz konusu arayışın ardında yatan neden olarak ise PSA Grubu'nun içinde bulunduğu zor durum gösteriliyor. Nakit sıkıntısını çözmek için Paris'teki merkezinin mülkiyetini satan, yine elindeki lojistik şirketi GEFCO hisselerine talip arayan marka, bu çerçevede distribütörlüğü de iyi bir rakama devretmenin arayışında olduğu kulislerde konuşuluyor. Söz konusu distribütörlüğe talip olanlara yönelik net bilgiler bulunmasa da PSA'nın Citroen kanadındaki yetkilisi Bayraktar Grubu'nun namzetler arasında yer aldığı belirtiliyor. PSA'nın zirvesindeki yer alan en üst düzey yöneticilerinin Kasım ayındaki İstanbul Autoshow'u da bu amaçla ziyaret edecekleri belirtiliyor.