Otuz yıl önceki "envanter" denemeleri

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

İç tutarlılık dediğimizde; özümüzün, sözümüzün ve davranışımızın uyumlu olmasını anlatırım. İç tutarlılık, "bulanmadan akmanın" güvencesidir. İç tutarlılığı bir sevda haline getirmişsek, hayat seferinin sadece  "başarı öykülerini" paylaşırsak, kendimizi de başkalarını da kandırmış oluruz. Başarı öyküleri kadar, "başarısızlıklarımızı anlatabilme özgüveni" asıl öğretici ve üretken olan tutum ve davranış biçimidir.

"Anılarımızı" başarı öykülerinden derlemesi olmamalı. Anılar başarısızlıklarımızı, eksiklerimizi ve yanlışlarımızı da paylaşmalıdır ki okuyanın birikimini artırsın, bakış açısını genişletsin, bilinç düzeyini yükseltsin.

Ulaştırma konularında uzmanlaş

Şişecam' da göreve başladığım 1982 yılında Uzun Vadeli Plan Müdürü  Yurdakul Alpay'dı. Görev dağıtımı yaparken bana da "ulaştırma konularında uzmanlaş" dedi. Ulaştırma kavramlarına aşinaydım ama bir şirket yapısındaki işleyişini bilmiyordum. Hemen kolları sıvadım; Şişecam' ın Mersin' deki tesislerini "pilot alan" seçtim; "ulaşım envanteri" çıkarmak için ilk adımları attım.

Planlama Müdürlüğü 'nde işe başlayışımın dördüncü ayında raporumu hazırladım ve yetkililere sundum: "Soda ve Anadolu Cam Sanayi AŞ Taşıma Sorunları" başlığını taşıyordu.

Çalışma üç bölümden oluşuyordu: 1)Soda üretiminde kullanılan girdiler, 2) Ana girdilerin taşınmasında belirleyici özellikler, 3)Mamul madde taşımaları.

Soda ve Anadolu Cam Sanayi AŞ Taşıma sorunları raporunun giriş bölümünde hazırlanan envanterin amacı özetleniyordu:

•Üretim girdileri içinde enerji maliyetlerinin payı hızla artıyor.
•İşgücü maliyetleri kadar enerji maliyetleri de endüstri işletmelerini etkiliyor.
•Endüstri işletmelerinde kullanılan girdilerin taşıma maliyeti de önemli.
•Şişecam Topluluğu'nun kullandığı girdilerin taşıma maliyetleri irdelenmelidir.
•Kullanılan ulaşım alt-sistemlerini ve taşıma maliyetlerindeki gelişmelerin yakından izlenmesi maliyet düşürmeleri için yol gösterebilir. 

Kullanılan ana girdiler

Çalışmada öncelikle geçmiş dönemde kullanılan ana girdiler ele alındı. 1971-1981 yılları arasında ana girdilerdeki tüketim miktarları saptandı: Kireçtaşı, tuz, kok, amonyak, soda, sudkostik, sülfirik asit, alüminyum sülfat ve fuel-oil tüketimindeki artış ya da azalışlar analiz edildi.

Düzenlenen tablolarda son yılı oluşturan 1981'de 217 bin ton kireçtaşı, 230 bin ton tuz,17 bin ton kok, 4 bin ton amonyak, 3 bin ton soda, 606 ton sudkostik, 689 ton sülfirik asit, 62 ton alüminyum sülfat, 58 bin 328 ton fueil-oil tüketilmişti.

O günün koşullarında üretim tesislerinin kapasite artırmaları da dikkate alınarak 1982-1986 yıllarını kapsayan projeksiyonlar da yapıldı: 225 bin ton kireçtaşı, 40 bin ton kok, 57 bin ton fuel oil, bin 800 ton amonyak, bin 540 ton sudkostik, bin 500 ton sülfrik asit, 18 bin ton soda 14 bin ton kum, 230 bin ton linyit taşınacağı öngörüldü.

Ana girdi taşımaların özellikleri

Her bir girdide taşınan miktar, yıllık ortalama birim fiyatı, taşıma için ödenen bedeller, taşıma fiyatlarında 1977'yi baz alan "fiyat indeksi" hazırlandı.1977 yılı baz alındığında yılık taşıma bedeli 1981'de 9 kat artmıştı. Fuel-oil taşımaları da 1977 yılı 100 alındığında 1981'de bin 789 düzeyine yükselmişti.

Cam üretiminde temel girdi olan "soda"nın satış gelişmeleri, satış öngörüleri, Marmara Bölgesi'ndeki cam üreten tesislerin soda tüketimlerinde önceki beş yıllık gelişmeleri ayrıca 1982-1986 dönemindeki olası ihtiyaçların öngörüleri da yapıldı.

Deniz yolu ve  karayolu taşımalarında birim başına maliyetlerdeki gelişmeler karşılaştırılarak, ulaşım alt sistemlerinin yaratabileceği maliyet avantajı olup olmadığı saptanmaya çalışıldı.

Ayrıca, taşımalarda hammadde ve bitmiş ürünün çıkış ve varış noktalarındaki deniz yolu taşıma altyapıları, demiryolu olanakları ve karayolu taşımalarının olanak ve kısıtları değerlendirildi.

Çalışmanın önemi

Mersin yöresindeki tesisleri için yapılan analizler, Şişecam'ın üretim tesisi bulunan diğer bölgelere yönelik çalışmalar için de baz oluşturdu.

Elimizin menzilinde "ön bilgiler"in bulundurulması, güncel gelişmelerin daha net anlaşılabilmesine yardımcı olabilirdi. Çalışmalar aralıksız sürdürüldü, üç yıl sonra "Topluluğumuzun yurtiçi ve yurtdışı taşımalarının kapsamı ve organizasyonu" başlıklı rapor tamamlanarak yönetime sunuldu.

Bu çalışmaları 30 yıl sonra neden yazıyorum?

Birincisi, hangi işi yapıyorsanız yapın, o işin geçmişiyle ilgili yeterli bilgiye sahipseniz, günlük gelişmeleri ve gelecek planlamasını o kadar sağlıklı yapabilirsiniz. Bu temel kural, bugün de iş yapma tarzının dayanaklarından biridir. Geçmişle ilgili analiz yapmadan, değer yaratma sürecini, işleyişi ve bağlantıları kavramadan etkin bir yönetişim yapılamaz.

İkincisi, uzmanlık "envanter bilinci" gerektirir. Size "uzmanlaşın" denen bir konunun var olan durumuna ilişkin bir envanterle yola çıkmazsanız, eksik verilere bağımlı hale gelir; indirgemeci mantıktan kurtulamaz, bütünsel bir analiz yapamazsınız. Yaptığınız işin başlangıç noktasından bitişine kadar akışları kavrarsanız, bir adım daha atabilir; ancak o zaman işinize değer katabilirsiniz.

Üçüncüsü, kayıtları düzgün tutan bir kuruluş ya da kurum olmanız tek başına yeterli değildir. O kayıtlardan üretilen verileri, günü anlama ve geleceği planlama için düzgün seriler haline getirmezseniz, veri hamalı durumuna düşersiniz. Ayrıca, kayıtları "saha araştırmaları" ile gözleme dayalı bilgilerle de desteklemek gerekir. Şişecam'da girdi ve bitmiş ürün taşımaları envanteri hazırlanırken, Mersin' e bağlantılı olan Feke ocakları, Ovacık ocakları, Aslanköy yakınlarındaki Yavca ve Toros eteklerindeki Karadiken ocakları incelenmiş, coğrafi konuma göre alternatifler de değerlendirilmiştir.

Dördüncüsü, eksik ya da yanlışları olan mevcut durumun envanter bilgileriyle, analiziyle somut hale getirmezseniz, işinizi alışkanlıkla yönetimin batağına sürüklersiniz.

Beşincisi, ne yapacağınızı bilmezseniz, kendinizi vuran noksan değerlendirmeler kadar, kendinizi abartan değerlendirmelerin de tuzaklarına yakalanırsınız. Var olan durumun analizi, geleceği, geçmişin sağlıklı bilgileri üzerine inşa etmenizin yollarını açar.

Altıncısı, "başarı öykülerini anlatmak" kuşkusuz moralleri yükseltir; başkalarını da motive eder ama tam ve düzgün iş yapmak için yeterli değildir. Daha öğretici olanlar "yaptığımız hatalarla yüzleşme özgüveni"dır. Eğer, dinamik bir envantere dayalı yönetim yapmıyorsanız, ilkesiz gizlilik hasalığına yakalanırsınız. Basın bildirileri, ara sıra TV görüntülerinde kendinizi yüceltir, dost ve arkadaş sofralarında sorgusuz, bilgisiz alkış tutanların dalkavukluğu ateşinde kuruluşunuzun uzun dönemli geleceğini karartırsınız.

Yedincisi, envanter çalışmalarını, iş yapma rutininin doğal akışı haline getiremezseniz anlamsız hale gelir. Otuz yıl önce heyecanla yaptığımız çalışmaları, kurum kültürünün bir parçası haline getiremediğimizi düşünüyorum. Sorumluluk taşıdığım dönemde, analizle yönetim konusunda çok olumlu örnekler olmasına karşın, dinamik bir envanter aracını yeterince içselleştiremediğimiz kanısındayım. Hangi eksik ve yanlışlarımızın envanteri içselleştirmeyi engellediğini, ayrıntı bilenlerle tartışmak öğretici olacaktır.

Şişecam' da otuz yıl önce yaptığımız "envanter denemeleri" açık, demokratik, etkin bir yönetişim yapılmasını güçlendirmek içindi. Bilgi, önce ölçme, ölçeklendirme işidir. Ölçü olmadan etkin bir yönetişimden söz edilemez. Ölçü koymadan değerlendirme yapmak da Şark kurnazlığıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar