Otoyol ve hızlı tren…
Bursa’nın geleceğini şekillendirecek 2 önemli proje var önümüzde. Biri Yüksek Hızlı Tren, diğeri İstanbul-Bursa-İzmir otoyol projesi. Devam eden çalışmalar gösteriyor ki otoyol projesinde 2015 sonunda İstanbul-Bursa arası tamamlanmış olacak. Hızlı tren projesinin ise Bursa-Osmaneli arası 2017’de açılacak. Bursa kuşkusuz bu iki projeden en fazla etkilenecek illerin başında geliyor. Peki yatırım sonrasına ne kadar hazırız? Otoyol ve hızlı tren kente neler getirecek? Çevre sorunlarını nasıl etkileyecek? Sanayi yatırımları artacak mı? Finans merkezine dönüştürülmesi hedeflenen İstanbul’un sanayisi haliyle batıya kayacak ve Bursa’ya bunun artı ve eksileri neler olacak? Sürekli göç alan Bursa’ya ulaşımın kolaylaşması nüfus hareketlerini nasıl etkileyecek? En önemlisi de ekonomimiz bundan nasıl etkilenecek? Kamuoyunun da cevabını beklediği bu sorulara bugüne kadar somut bir cevap gelmediğini biliyoruz. Konuyu Vali Münir Karaloğlu Bursa basını ile yaptığı tanışma toplantısında gündeme getirdi. Her iki projeyi de yakından takip ettiğini gördüğümüz Karaloğlu, otoyol ve hızlı tren projelerinin tamamlanmasından sonra Bursa’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını vurguladı. Çalışmaların planlamanın önünde gittiğine işaret edenKaraloğlu, Bursa için hayati önem taşıyan projelerin etkilerini görmek ve sonrasına hazır olabilmek için BEBKA aracılığıyla profesyonel danışmanlık desteği aldıklarını söyledi.Danışman firmanın hazırlayacağı ve 4-5 ay sürmesi beklenen sonuçların kamuoyu ile paylaşılacağını belirtti. Çıkacak rapora göre de yol haritası çizilecek. Her iki proje kentin ulaşım ve lojistik konusundaki sıkıntılarını önemli ölçüde giderecektir. Vali Karaloğlu’nun verdiği bilgiye göre otoyol tamalandıktan sonra Bursa merkezden Sabiha Gökçen Havalimanı 82 kilometreye, süre olarak da 45 dakikaya düşecek. Bursa’nın uluslararası havalimanı Sabiha Gökçen olacak. Karaloğlu, kentin sektörel kimlik arayışına da dikkat çekerek, Bursa’nın sanayi, tarım veya turizm şehri olarak ayrı ayrı konumlandırılmasının yanlış olduğunu bildirdi. Hiçbir sektörün diğerine tercih edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Bursa’nın sanayiye doyduğu tezinin doğru olmadığını Türkiye’nin 2023 hedeflerine üretim ve yatırımla ulaşılacağına işaret etti. Sanayi için tarım arazisi olmayan yeni, planlı, organize alanlar açılması gerektiğine vurgu yaptı. Yeni otoyolun, hızlı trenin kente uygulayacağı baskının bugünden görüp hazırlıklı olunmazsa Karacabey’in de, İnegöl’ün kalan kısmının da kaybedileceğini dikkat çekti. Bu alanların kaybedilmemesi için sanayicinin önünün açılması gerektiğini, bu işin “istemezükçülükle” olmayacağını kaydetti.
Göreve geldiğinden beri ilk kez basınla biraraya gelen Karaloğlu’nun kentin sorunlarına hakimiyeti ve takibindeki çabasını görmek sevindirici. Bursa’ya son dönemde atanan Valilerin icracı yönünün ağır basmasının da kent adına büyük kazanım olduğunu düşünüyorum.