Otopark planlamasına ne zaman geçeceğiz?

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ [email protected]

Şehirlerimizde hayat kalitesini artırılması kalkınma planlarında da ele alınan önemli bir konu. Belediyecilik ve temel kamu hizmetlerinin halka sunumunda Türkiye iyi bir noktaya geldi. Kolay değildi ama oldu. Bugünden elli yıl öncesinde dahi su ve elektriğin gitmediği köyleri bırakın şehir ve kasabalarımız vardı. Yol, sağlık, eğitim alt yapımız çok yetersizdi. Zaman içinde temel fiziksel altyapı yatırımları bu eksiklikleri giderdi. Yine de sağlıktan eğitime altyapı alanında yapmamız gereken çok şey var ve bu yatırımlar bütçe elverdiği ölçüde devam ediyor. 

Bu arada da bütçenin güçlü tutulması, yani bütçe açığının kontrol altında tutulması gerekiyor. Bu konuda Maliye Bakanlığı’nın oldukça başarılı olduğunu söylemek gerekiyor. Eğer 2002 sonrasında bütçe disiplini sağlanmamış ve geçmişten gelen bagaj ortadan kaldırılmamış olsaydı Türkiye küresel kriz ve sonrasında savrulabilirdi. Şimdilerde, savunma harcamalarının da artmasına rağmen bütçe yine de oldukça güçlü.

Bir taraftan altyapı ihtiyaçlarının devam etmesi diğer taraftan ise bütçe disiplininin devam etmesi yatırım harcamalarının akılcılığının önemini artırıyor. Konuyu yine her yıl bir kere yaptığım üzere şehir altyapısına getirmek istiyorum. Şehirlerimizde belediyeler (bazıları merkezi yönetim) tarafından yapılan altyapı harcamaları hayat kalitesini yükseltmeyi amaçlıyor. Bu yatırımların önemli bir kalemi yolların yapılması ve bakımı. Türkiye, hızlı gelir artışıyla Avrupa’da trafiğe çıkan otomobil sayısının en hızlı büyüdüğü ülke (Avrupa’da ise doygunluğa ulaşıldığı için durum böyle değil). Yol kapasitesinin de buna uyması gerekiyor. 

Belediyelerimiz bu ihtiyaca cevap vermek için yol çalışmalarını yapıyorlar. Ancak en az onun kadar önemli olan otoparklar konusunda neredeyse hiçbir gelişme yok. Yapılan yollar daha çok kısa ya da uzun süreli park alanı olarak kullanıldığı için mevcut ve yeni yollar verimli kullanılamıyor ve ihtiyaca cevap vermediği için yeni yatırımlar yapılmak zorunda kalıyor. Oysa yollar park etmek için değil seyir için var. Realite şu ki, belediyelerimizin ‘otopark planlaması’ konusunda yetkinlikleri yok; bu önemli ihtiyaç bir ihtiyaç olarak kabul edilmiyor. Oysa her kentimizde mahalle bazında bir otopark ihtiyacı analizinin yapılması ve bu alanların oluşturulması gerekiyor. Aksi takdirde, belediyelerimizin diğer alanlarda yaptıkları altyapı harcamaları asıl amaç olan hayat kalitesini yeterince artırmıyor. Küçük büyük her kentimizde arabaların ikili, bazen üçlü sıralarda gelişi güzel park ettikleri arabalar tüm şehir halkının hayat kalitesini menfi etkiliyor. Trafiğe çıkmak, araba sürmek ya da arabada seyretmek, Avrupa’nın aksine yüksek stresli bir iş haline geliyor. 

Konu sadece yeni otopark ya da yol yapmak değil; daha önemlisi mevcut altyapıyı iyi kullanmak. Ankara’da dört ya da beş şeritli yollar otopark yokluğu ve sürücülerin hoyratlığı sebebiyle bazı yerlerinde fiilen tek şeritli hale gelebiliyor. Örneğin sürücü, trafiğin en yoğun olduğu bir anda rahatlıkla cadde üzerindeki bir dükkandan balık almak için caddede ikinci şeride park ederek arabasını terk edebiliyor. Gerisinde oluşan yüzlerce metrelik duran trafiğe aldırmadan bu davranışı sergileyen sürücülerimiz varsa mevcut altyapıyı daha iyi kullanma yöntemlerini belediyelerimizin çoktan öğrenmiş olması gerekir. Örneğin, gelişmiş ülkelerde belediyeler trafiğin yoğunlaştığı zamanlarda kamu menfaati için tek sıra parkı bile yasaklıyorlar. 

Ancak belediyelerimizin asıl yapması gereken şey kentteki otopark ihtiyacı analizini yaparak yap işlet devret yöntemiyle hem özel sektörü işin içine çekerek hem de bu sayede bütçe baskılarını azaltarak gerekli otopark altyapısını birkaç senede kurmaktır. Türkiye’de artık bir Şehircilik Bakanlığı da var. Tüm ilgililere duyurulur. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018