Otomotive pansuman
Türkiye’nin bugün büyümesinin ardında iki önemli faktör bulunuyor. Bunlardan ilki otomotiv ki yaşanan devalüasyonla birlikte ihracat tarafında eli kuvvetlendi, diğeri ise iç pazardaki likiditeyi artıran inşaat.
Hükümet, düşen konut satışlarını canlandırabilmek adına KDV indirimi, ödeme kolaylığı gibi kendi elindeki araçlarla inşaat sektörünü canlandırmaya çalışıyor. Yine devlet eli ve yönlendirmesiyle 240 ay vadeli krediler başladı.
Aynı şekilde beyaz eşyada da geçici bir süreliğine vergi indirimi getirdi. Ben çok açık ve net olarak belirtmek istiyorum ki devlet eliyle tüketime yönelik yapılan ya da piyasaya yapılan müdahalelerin, uzun vadede rekabeti ve pazarı bozduğunu düşünüyorum. Türkiye gibi bana göre devlet borcunun (ki burada resmi görüş özel sektörün borçlu olduğu yönünde ama Hazine garantilerini düşündüğünüzde kimin borçlu olduğu çok net ortaya çıkıyor) yüksek olduğu ülkelerde çare tüketimi artırmakta değil, aksine tasarrufl arı ve katma değeri yükseltecek önlemler alınmasıdır.
Türkiye’nin sorunu bugün, insanların sıfır bir buzdolabı alamayacak durumda olmamaları değildir. Türkiye’nin sorunu, kişilerin satınalma dürtülerini kaybetmeleridir. Bakın çevrenize ve sorun kim “Buzdolabı fiyatı ucuzladı hadi gidip alalım” diye kendini beyaz eşya bayisine atıyor.
Buradan otomotive gelirsek, siz şimdi ÖTV’yi indirseniz ne olur?
Öncelikle pazartesi böyle bir karar alsanız, haftaya pazartesi ben sorarım, “Madem indirecektiniz, 3 ay önce niye bindirdiniz” diye…
Kaldı ki 80 bin liralık bir otomobilin 50 bin lira olması, tüketimi artıracak mıdır?
Yoksa, ÖTV baskısı kalkınca, firmaların kendi ceplerinden karşıladıkları daha doğrusu karlarından taviz vererek üstlendikleri kur zararını, fiyatlara mı yansıtacaklardır. Kısaca, bugün ÖTV sıfırlansın, adım gibi biliyorum ki firmalar, yüzde 20 düzeyindeki kur artışına rağmen, yüzde 3-5 hadi bilemediniz 10 puan olarak yansıtabildikleri zararın, tamamını fiyatlarına yedirecektir. Otomotiv pazarının yüzde 70’inin ithal olduğun da gözönüne alındığında iç pazarı artırmaya yönelik önlemlerin şu anda bence iktisadi olarak bir temeli yoktur. Tabii ki artan bir iç pazar, otomotiv sektöründeki oyuncuları memnun edecektir. Lakin, artık kısa vadeli pansumanlarla mutlu olma dönemi çoktan geçti.
O yüzden otomotivde yapılması gereken bence üretimi destekleyecek, edinilen katma değeri yükseltecek adımlar atılmasıdır.
İkili anlaşmalar gereği vergi düzenlemelerinde yerli/ithal ayrımı yapılamaz. Ama söz konusu olan teşvik ise bunun yapılabileceğini düşünüyorum. Örneğin, hurda indirimini getirebilir ve bu indirimi yerli üretim lehine düzenleyebilirsiniz.
Geçici olmayan kalıcı bir hurda teşviğinin, güvenlik ve çevreye de olumlu etkileri olduğu yadsınamaz. Bunu bir de yerli üretime daha fazla teşvik vererek yaparsanız, en azından geleceğe yönelik olarak da bir güven aşılarsınız. Yoksa kanayan yaranın üstüne yara bandı yapıştırmak, sadece kan kaybını azaltır, ama iyileşmeyi sağlamaz.