Otomotivci gaza bastı

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP [email protected]


 

 

Türkiye'nin gündemi gaz olunca, bu başlık biraz yavan ya da daha doğrusu biraz havada kalıyor ama ne yapalım, sayfa otomobil ve ilerlemeyi en güzel anlatan kelime de gaz. İlerleme denilince hemen belirtelim, “gaz”ın sadece otomotivde bir ilerleme terimi olduğuna inanıyorum, yoksa farklı kullanımlarının ilerlemekle bağdaştırmak mümkün değil.
Neyse konumuza dönelim. Türk otomotiv ihracatında son iki aydır sevindirici gelişmeler yaşanıyor. Otomotiv endüstrisi bu yıl ilk kez iki ay üst üste ihracat artışı yaşadı. AB'deki ekonomik durgunluk nedeniyle 2013'te bir ay artı, bir ay eksi veren otomotiv endüstrisi nisan ayının ardından mayısta da yükselişini sürdürdü. Türkiye genel ihracatı mayıs ayında yüzde 8,6 artışla 12.7 milyar dolar olurken, otomotiv endüstrisi ihracatı bu artış hızını geride bırakarak yüzde 12 yükselişle bir milyar 846 milyon dolara ulaştı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği'nin (OİB) her ay hazırladığı ihracat raporundaki mayıs ayı verilerine göre otobüs, minibüs ve midibüs ürün grubu hariç tüm ana ürün gruplarında artış yaşandı. Bu artışın ana unsuru ise otomotiv endüstrisinin en önemli pazarı olan AB ülkelerine yönelik yüzde 14 seviyesindeki büyümeye oldu. Fransa, İtalya, İngiltere ve İspanya'da artışlar yaşanması ihracatı pozitif etkiledi.
Burada otomotivcilerin kriz nedeniyle aldıkları önlemler çerçevesinde ihracat pazarlarını çeşitlendirmelerinin önemi büyük. Ancak, asıl sevindirici olan lokomotif konumundaki ülkelere yönelik ihracatın da artmış olması. Özellikle binek otomotiv yani nihai ürünlerdeki artışın yüksekliği sevindiren ayrı bir unsur. Ürün gruplarında otomotiv yan sanayi, yüzde 10 artışla 794 milyon dolar ihracatı yakaladı. Binek ürünlerde ise 646 milyon dolarla yüzde 19 yükseliş gösteren binek otomobil ürün grubunda İngiltere'ye yüzde 249, Cezayir'e yüzde 144, İsrail'e yüzde 79, İspanya'ya yüzde 48, ABD'ye ise yüzde 24 artış yaşanması dikkat çekti. Ayrıca eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ürün grubunda yüzde 6 yükselişle 291 milyon, otobüs- minibüs-midibüs ürün grubunda ise yüzde 3 daralmayla 85 milyon dolarlık dış satışa imza atıldı. Diğer ürün grubunda ise binde 3'lük azalışla 31 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti. Ülke bazlı ihracat incelendiğinde ise mayıs ayında en büyük pazar Almanya'ya yüzde 5 daralmayla 244 milyon, Fransa'ya yüzde 14 artışla 210 milyon, İtalya'ya yüzde 19 büyümeyle 162 milyon, İngiltere'ye ise yüzde 29 yükselişle 157 milyon dolarlık dış satış gerçekleşti.
Bu rakamların gösterdiği en önemli nokta, AB'de işlerin düzelme eğilimine girdiğine yönelik bir işaret olması. Böyle bir durum gerçekleştiğinde cari açık anlamında pozitif bir gelişme yaşanacağı da bir gerçek. Zira, AB ülkelerinin toplanmasının iki ayrı etkisi bulunuyor. Bunlardan ilki yukarıda verdiğimiz doğrudan ihracat etkisi. İkincisi ise dolaylı olarak onların bize yapacakları ihracatın azalması şeklinde.
İkinci maddeyi biraz açmak gerekirse, AB pazarındaki daralma, AB menşei otomobillerin kendi iç pazarları yerine yoğun bir şekilde nispeten hızlı büyüyen pazarlarda satılması ihtiyacını doğurdu.
Sürekli bahsi geçen BRIC ve Türkiye, AB menşeili üreticiler için bir anlamda can simidi oldu. İç pazarlarında yaşanan daralmayı, bize ve bizim gibi ülkelere yaptıkları ihracatla aştılar. Bu süreçte özellikle Türkiye'de iç pazardaki satış dengesi net bir şekilde (yüzde 70'in altına hiç inmedi) ithalat lehine döndü. Bu ithalatın örneğin VW Grubu'nu memnun ettiği söylenemez. Zira, otomotiv üzerindeki küçük bir kar marjını distribütörler paylaşmak zorunda. Aynı şekilde ulusal satış ofisi olarak faaliyet gösteren Opel için de durum pek farklı değil. O belki karını paylaşmıyor fakat, aynı otomobili Almanya'nın içinde satsa çok daha karlı olacağı kesin.
Dolayısıyla eğer AB ülkelerinde Pazar düzelirse, mal tedarikinde Türkiye'nin ve benzer ülkelerin aldıkları öncelik, AB iç pazarına yöneleceğinden buradaki satış şebekeleri yeterince ucuz ve hızlı araç bulamayacaklar ve dolaylı olarak da ithalatın payı azalacak. Buna bir de son dönemde yaşanan ve henüz kalıcı olup olmadığı bilinmeyen döviz artışları da eklendiğinde önümüzdeki dönemde otomotiv sektörünün verdiği cari fazlanın daha da yukarı çıkmasını beklemek hayalcilik olmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018