Otomotiv ve elmas

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP [email protected]


 

Hükümetin bir planı var. 2023 vizyonu olarak adlandırılıyor. Özetle 500 milyar dolarlık ihracat hedefleniyor. Bunu yaparak da Türkiye'nin ilk 10 ekonomi arasına gireceği düşünülüyor. Söz konusu hedefe ya da vizyona ulaşılıp ulaşılamayacağını bize zaman gösterecek.
Söz konusu hedefe doğru ilerlerken en önemli sektör ise hiç şüphesiz otomotiv olacak.
Konumuz da otomotiv olduğu için bugün söz konusu hedefi otomotiv sektörü perspektifinden inceleyelim dedik.
Söz konusu hedef içinde otomotive biçilen rol 4 milyonluk üretim ve 75 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmesi.
Peki bugün neredeyiz?
Kabaca, 1 milyon üretim ki kapasite 1.2-1.3 milyon düzeyinde ve yan sanayi ile birlikte yaklaşık 20 milyon dolarlık bir ihracat.
İhracat/ithalat dengesi ise pozitif. Lakin bu artının her an eksiye dönebileceğini, dengenin pamuk ipliğine bağlı olduğunu da belirtelim. Böyle büyük hedeflere ulaşabilmenin yolunun tasarrufu artırmak olduğu da aşikar. Mevcut duruma ilişkin analizi yapmadan bu hedeflere ulaşabilecek rotanın iyi tespit edilemeyeceğini düşünüyorum. Matematik hayattır. Biz de analizimizi matematik üzerine oturtalım. İlk olarak sabit bir veri.
Tüm dünya, "otomobil üretiminde lokal imalatın yaklaşık yüzde 25-30'unu iç pazarda tüketilmesi zorunluluğu"  üzerinde birleşmiş durumda. Bu tez, bizim ülkemiz için de geçerli. Bugün kabaca 800 bin olan pazarımızın sadece 250 bini yerli üretim araçlardan oluşuyor.
1.2 milyon kurulu, 1 milyon aktif kapasitenin yaklaşık yüzde 25'i. Yani temel yasanın kabul ettiği referans değerler içindeyiz.
Peki hedef olarak konulan 4 milyon rakamını, elimizdeki formülle modellersek ne ile karşılaşıyoruz. Hızlı bir hesapla pazarın 1.2 milyon lokal üretim, (ithalatın azalacağını da varsayarsak bunu da 40/60 oranıyla alsam) toplam pazarın da 3 milyon olması gerekiyor.
Bu rakamı matematik dilinden, nesre dökersek, önümüzdeki 10 yıl içinde toplam araç pazarımızı yaklaşık 4'e katlayacağımız anlamına geliyor. Yani 10 yılda Almanya büyüklüğüne ulaşacağız.
Bu işi adetsel olarak yapmak mümkün değil.
Zira yine mevcut kurulu tesislerden yola çıkarsak, mevcutların kapasitelerini iki, üçe katlayacağız, ya da altı yedi tane 300 bin düzeyinde üretim yapacak firmayı Türkiye'ye çekeceğiz.
Önümüzdeki konjonktür göz önüne alındığında oldukça iddalı bir yaklaşım olur bu.
Peki 75 milyar dolarlık ihracat hedefi?
Bence bu, 4 milyon üretim hedefi kadar çürük bir zemine oturmuş değil. "1.2 milyon kapasitede 20 yapıyorsak, 4 milyon üretimde de 75 milyar (yuvarlanarak bulunduğunu düşünüyorum) yaparız" demek matematikte doğru orantı denen denklemden başka bir şey değil. Ancak, yine tekrar ediyorum ki bu hedefe ulaşabiliriz.
Çünkü, otomotiv sektörü dahil ihracat gelirlerini oluşturan ana unsur geçmişten farklı olarak gibi adetten ziyade yarattığınız katmadeğerdir. Bir anlamda, Türkiye'yi 4 milyon hedefine kilitlemek "Yükte ağır, parada hafif" bir alanda zaman kaybetmektir. Onun yerine, "Yükte hafif, parada ağır" malların peşine düşmek çok daha karlı olacaktır.
Bugün Avrupalı üreticiler kendi ülkelerinde yaptıkları yatırımları, nasıl yaparız da farklı ülkelere taşırız diye kara kara düşünüyor. Çünkü onlar bile, otomotiv sektöründeki, daha doğrusu otomotivin bitmiş halinde yaratılan katmadeğerden memnun değiller. Sebebi ise basit. Otomobilleri satılır/tercih edilir kılan her şey ileri teknoloji ürünü yazılım/komponent isterken, Avrupa'nın (bazıları hariç) üretim tesisleri eski konvansiyonel tesisler halinde kaldı. Bizim durumumuz ise onların bile birkaç adım gerisinde. Bir otomobilin yüzde 80'inin imal edebilen Türkiye, yüzde 20'lik en değerli kısmında maalesef dışa bağlı. Ben bu durumu elması topraktan çıkaran Afrikalı işçilere benzetiyorum. Yaptıkları işin bir değeri var, buldukları ham elmasın da bir değeri var ama o elmas ehil el değmeden değer kazanmıyor. Bizim otomobil de böyle…
O yüzden bence, kurumsal/bireysel imaja yönelik hedeflerden vazgeçip, değeri yükseltecek ürün gruplarına yönelmeliyiz.
Yazılım üzerine büyüyen otomotivde, bu alana yönelik çalışmaları desteklemek, ucuz olduğumuz için imal etmemize izin verilen ürünleri desteklemekten çok daha karlı olacaktır. Bir anlamda otomotiv sektöründe elması çıkaran değil, ona değerini veren olmalıyız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018